En Sıcak Konular

Aydın Doğan pes edecek mi?...

14 Ekim 2009 15:33 tsi
Aydın Doğan pes edecek mi?... Benim “Al Capon’un ruh ikizi” diye tanımladığım Doğan, mutlaka Capone türü bir MAFIA değildi ama devletle iş yaptığı, medya patronluğundan gelen gücünü.

ADNAN BERK OKAN / Gazeteciler.com

Aydın Doğan’ın yaşadıkları; çocukluktan delikanlılığa, delikanlılıktan genç adamlığa, genç adamlıktan orta yaş kuşağına geçmek üzere olan (bilhassa işadamı olmak isteyen) herkese ders olmalı…

Çünkü…

Gençliğindeki Aydın Doğan, orta yaşlardaki Aydın Doğan’a; orta yaşlardaki Aydın Doğan ise ilerlemiş yaşındaki Aydın Doğan’a hiç benzemiyor…

Örneğin; genç Aydın Doğan insanlarla kavga etmeyi sevmiyordu…

Sözü, senet ve çekten daha değerliydi…

Orta yaşlı Aydın Doğan; gençliğinden daha varlıklı ama bir o kadar da mütevazı idi… Hiç kimse için kötü söz söylemiyor; herkesin moral kaynağı olarak tatlı diliyle gönül alıyordu…

Ama…

Yaşı elliyi geçtikten sonra serveti ile birlikte kibri de arttı Aydın Doğan’ın…

Başbakan’lara fırça atıyor…

Cumhurbaşkanlarını azarlıyor…

Merkez Bankası Başkanlarını ayağına çağırıyordu…

Hoş; o başbakanlar da onun bu kabalığı karşısında tırsıyor, Merkez Bankası başkanları, Hazine bakanları ayağına kadar gidiyordu…

Sonra bunların bir kısmının patronu bile oldu…

Oysa ünlü tarihçi Carlyle şöyle demişti; "Büyük bir adam büyüklüğünü, küçük insanlara nasıl davrandığıyla gösterir"...

Benjamin Franklin ise Aydın Doğan’ın tam tersiydi…

O, gençliğinde herkesle kavga etmesiyle ve herkes için kötü konuşmasıyla ünlenmişti…

Orta yaşı geçtiğinde ise şunları söylüyordu:

"Kimse hakkında kötü konuşmam; herkesin bildiğim iyi yönlerini söylerim"…

Evet…

Benjamin Franklin deneyim kazanıyor, yıldızı giderek parlıyordu, Aydın Doğan ise kibir girdabında boğulacağını görmüyordu…

Gençliğinde ve orta yaş dönemlerindeki “uzlaşmacı, tatlı dilli, mütevazı” Aydın Doğan gitmiş; herkesle kavga eden, hiç kimse için iyi söz etmeyen Aydın Doğan gelmişti…

Ne var ki bu kez karşısında daha öncekilere hiç benzemeyen bir Başbakan vardı…

Aydın Bey sertleştikçe o daha sert yapıyordu…

Aydın Bey yumuşayınca o da yumuşuyordu ama bu kez de Aydın Bey’in hiçbir talebini yerine getirmiyordu…

Aksine eğer Devlet; Aydın Bey’e yönelik bir hukuki süreç başlatmışsa Aydın Bey’e en ufak bir destek bile vermiyordu…

Aydın Bey, zayıf rakibi karşısında bir türlü pozisyon bulup da gol yapamayan büyük takım oyuncuları gibi öfkeden çıldırıyordu…

Hâsılı…

Gençliğinde ve orta yaşlarında hem Carlyle’ın ve hem de Franklin’in prensiplerini (belki de farkında olmadan) uygulayan Aydın Doğan yoktu artık…

 

Başbakan ise son olarak ve hem de uluslar arası bir medya kurumuna verdiği demeçte Doğan’ı ünlü MAFIA babası Al Capone’a benzetiyordu…

Benim “Al Capon’un ruh ikizi” diye tanımladığım Doğan, mutlaka Capone türü bir MAFIA değildi ama devletle iş yaptığı, medya patronluğundan gelen gücünü siyasal iktidarlar ve bürokrasi üstünde kullandığı da sır değildi…

Al Capone ile olan ruh ikizliği ise hep, kendisine yönelik suçlamalardan veya yediği vergi cezalarından sonra ortaya çıkıyordu…

Al Capone, vergi kaçakçılığı suçundan tutuklanıp hapishaneye girdiğinde kendini değil, devleti suçluyor; “Hayatımın en güzel yıllarını insanlara daha yüksek zevkler aşılamak ve eğlenmelerine yardımcı olmakla geçirdim ve bunun karşılığında gördüğüm tek şey suçlanmak ve bir av durumuna düşürülmek oldu” diyordu…

Şimdi; Aydın Bey sanki Al Capone’un o sözlerini ezberlemiş gibi tekrar ediyor…

Kendini “melek” olarak sunarken, hükümeti, bürokrasiyi ve hâsılı Devleti “günahkârlar” olarak tanımlıyor…

Henüz oyun bitmedi…

Tamamen yok olup gidebileceği gibi, kurtarabilir de…

Kendisine yine Carlyle’ın bir sözünü hatırlatacağım:

“Yaşam devam ettikçe ümit de devam etmelidir...”

Pes etme Aydın Bey ama “pes” etmemenin “kavga etmek” olduğunu da sakın düşünme…

 



Bu haber 698 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,804 µs