Kuzuların sessizliği

14 Ekim 2009 07:55 tsi
İsrail yönetimi Türkiye’ye kızgınlığını basın üzerinden göstermeye devam ediyor. Tel Aviv ‘çılgınlığı’ Türkiye’ye iftira atma düzeyne çıkarmış durumda. Peki, Washington krizle ilgili ne düşünüyor? Beyaz Saray neden suskun? iyibilgi

Türkiye’nin Anadolu Kartalı tatbikatının uluslararası boyutunu ertelemesi İsrail’i çok kızdırdı. Dün bu sayfalarda “İsrail neden bu kadar hırçın” sorusunun yanıtını okudunuz. Ancak Tel Aviv durulmuyor. Türkiye’nin isim vermeden de olsa İsrail’i ima ederek tatbikatı ertelemesi canlarını yakmış olmalı. Her halde Ankara’dan böyle bir tavır beklemiyorlardı. En azından Silahlı Kuvvetlerden...

İsrail işin şirazesini kaçırmışa benziyor. Çünkü genelde Türkiye’ye, özelde Başbakan Erdoğan’a kızdıkları için akıllarına hangi suçlama gelirse gelsin basın yoluyla tüm dünyaya ilan ediyorlar. Erdoğan’a kızdıkları için “Türkiye İran’a yaklaşıyor” diyorlar, ama bu arada “Erdoğan’ın direktifine Genelkurmay uydu” düşüncesi hakim olduğu için bir yandan da TSK’ya kızıyorlar. Böylece hem hükümeti hem de orduyu zor durumda bıarakacağını düşündükleri çirkin bir iftira atıyorlar. Neymiş Türkiye terörle mücadele çerçevesinde gerçekleştirdiği sınırötesi operasyonlarda Müslüman Kürtleri de öldürmüş, hem de bunların sayısı Gazze’de ölenlerden az değilmiş. Böyle yaparak süreci daha da içinden çıkılmaz hale getiriyorlar ancak ne yazık ki farkında değiller. En azından şu anda İsrail’de ipleri elinde tutanlar farkında değil. Ülke içerisinde Türkiye ile bir kriz yaşandığının, Türkiye’yi kaybetmenin İsrail için tamiri güç sonuçları olacağının farkına varan pek çok isim var.

Elbette meselenin bir de Washington ayağı var. Washington bölgedeki iki önemli müttefiki arasında yaşanan bu krize nasıl bakıyor? Beyaz Saray stratejisi konuyla ilgili ne yapmak istiyor?

İlk önce şunu söyleyelim: Washington’da bu konuyla ilgili yapılmış en küçük bir açıklama yok. Şu ana kadar bu yazıyı kaleme almak için Beyaz Saray’dan gelecek her hangi bir açıklama bekledik ancak nafile. Obama yönetimi tıpkı Davos krizinde olduğu gibi şimdi de kuzuların sessizliğini oynuyor. Yani iki müttefiki arasında yaşanan sert tartışmaya katılmıyor.

Bunun elbette bir sebebi var... Obama yönetiminin Davos’ta takındığı suskun tavırın Washington’da nasıl okunduğunu hatırlatalım: Obama yönetimi İsrail’e yönelik “sorgusuz destek” politikasını değiştiriryordu ve Ortadoğu’da barış için o günlerde kolları sıvamıştı. Politika değişikliği yaşansa bile içerideki hassas dengeler gereği Obama yönetiminden İsrail’e yönelik olumusuz bir eleştiri çıkmıyordu. Açıkçası bu görevi Başbakan Erdoğan üstlendi ve tüm dünyanın gözleri önünde İsrail Cumhurbaşkanını çok sert eleştirdi. Beyaz Saray’ın o günkü suskunluğu Washington’da “sükut ikrardandır” şiarı çerçevesinde okundu. Yani Obama yönetimi iki ülke arasındaki tartışmaaya katılmayarak ve İsrail’in yanında yer almayarak aslına bakılırsa Erdoğan’ı destekliyordu.

İşte şimdi de benzer bir süreç yaşanıyor. ABD hava kuvvetlerinin de –iddia edilene göre- tatbikattan çekilmesi Türkiye’de olumsuz algılanabilir ancak durum tam da göründüğü gibi değil. Çünkü Pentagon özellikle Irak ve Afganistan’daki süreç sonrasında siyasi karar alım sürecindeki dolaylı etkisini oldukça yitirmiş durumda. Yani Beyaz Saray’da Pentagon’un –özellikle Bush döneminndeki- eski ağırlığı bulunmuyor.

Obama yönetimi ise en azından ABD’nin Ortadoğu’daki imajını düzeltmek ve yükselen güçlerle Washington’ın mücadelesinde İslam dünyasını yanına alabilmek için bölgede görünür bir barışın tesis edilmesine çalışıyor. Ancak kendisiyle eş zamanlı İsrail yönetiminin başına gelen ve aslında İsrail için önemli bir talihsizlik oloarak görülen Netenyahu hükümeti barışa yanaşmamak için elinden geleni ardına koymuyor. Bırakın Filistinle barışı, Netenyahu yönetimi Gazze’ye yardım mazemelerinin girmesine izin vermiyor... Şehir hala savaş sorasındaki ilk günü gibi, Gazze’de imar faaliyetleri yapılamıyor. Yani abluka hala kalkmış değil. Öte yandan Netenyahu yönetimi yerleşimler konusunda da adım atmıyor. Dahası Suriye ile yarım kalan görüşmelere dönme işareti vermezken bir de Obama’nın temsilcisi Mitchell’e “yakın bir sürede barış görünmüyor” mesajı veriyor.

Üstelik tüm bunları Obama’nın İran’ı sıkıştırmaya başlamasına rağmen yapıyor. İşte bu yüzden İsrail’e birilerinin barış masasına otruması gerektiğini hatırlatması gerekiyor. Yani İsrail’in o masaya oturmazsa kaybedecek şeyeri olduğunu bilmesi gerekiyor. Bu yüzden Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu CNN’ye verdiği demeçte İsrail’le yeni bir atmosfern oluşabilmesi için Gazze’deki ablukanın gevşemesi gerektiği ve İsrail’in barış masasına oturması gerektiğini vurguluyor. Türkiye aslında stratejik olarak İsrail’i barış masasına oturtmaya zorluyor. En azından kriz döneminde dilini bu şekilde kuruyor, böylece stratejisini Obama yönetiminin yaklaşımıyla örtüştürüyor. Beyaz Saray işte bu yüzden ikinci kez susuyor. “Sükut ikrardandır” derler...

İyibilgi.com

Bu haber 1,933 defa okundu.