En Sıcak Konular

İsrail neden bu kadar hırçın?

13 Ekim 2009 07:58 tsi
İsrail neden bu kadar hırçın? Anadolu Kartalı tatbikatının ertelenmesi İsrail’i çılgına çevirdi. Ülke basını konuya geniş yer ayırırken yapılan yorumlar ve sızdırılan bilgiler Türkiye’nin hassas damarlarına nokta atışı yapıyor. Peki, İsrail’i çileden çıkaran ne? Türk

Konya semalarında yapılan ve iktidar partisinin “Gazze’yi vuran pilotları Konya’da eğitiyorsunuz” eleştirileriyle yüzleşmesine neden olan Anadolu Kartalı tatbikatı bu yıl ertelendi. Ne zamana ertelendiğiyle ilgili henüz bir bilgi yok, öte yandan tatbikatın ertelenmesi İsrail’de açık bir soğuk duş etkisi yarattı.

Türkiye’de tatbikatın ertelenmesi ciddi tartışmalara neden olmadı, çünkü ertelenme açıklaması bizzat Genelkurmay Başkanlığından yapıldı. Ertelemeye bir gerekçe gösterilmese de açıklamanın Genelkurmay’dan gelmesi gazetecilerin zihninde pek çok soru işaretinin ortadan kalkmasına neden olmuş olmalı. Ancak İsrail basınına yansıyanlardan ertelemenin ülkede önemli bir dalgalanmaya sebep olduğu anlaşılıyor. İsrail Dışişleri Bakanlığı konuyla ilgili acil toplantı yapıyor, yönetim basına sızdırdığı haber ve yorumlarla Türkiye’ye mesaj gönderiyor. İsrail basınına yansıyan bilgilerden anladığımız şu: Tel Aviv ertelenen tatbikat dahil bozulan ilişkilerin sorumluluğunu Erdoğan’a yüklüyor. Bir basın kuruluşuna sızdırılan “askerler Erdoğan’ın talimatını yerine getirdi” şeklindeki “yetkili yorumundan” anladığımız bu. Öte yandan İsrail bununla kalmıyor, ilişkilerde bir kriz olduğuna inanıyor artık. Krizin “Türkiye’yi İran’a yaklaştırdığına inanılan” Erdoğan hükümetinin eseri olduğu işleniyor, “Erdoğan’ın İslami gündemi”ne vurgu yapılarak Türkiye’nin hassas damarlarına nokta atışı yapılmaya çalışılıyor.

Tatbikat gerçekten İsrail’in çıkarılmaya çalışılması nedeniyle mi ertelendi, ABD ve Hollanda hava kuvvetleri bu yüzden mi tatbikattan çekildi tam olarak bilmiyoruz. Açık olan tatbikatla ilgili Türkiye’nin inisiyatifini kullandığı ve belirsiz bir tarihe ertelediği. Peki İsrail bu ertelemeye neden bu denli sert tepki gösterdi, ilişkilerdeki adı konulmamış krizi neden açık sözlülükle duyurmaya başladı ve Ankara’yı kızdıracağını bile bile neden Türkiye’nin hassas damarlarına nokta atışı yapmaya kalktı. Ankara’nın bu açıklamalara sinirlendiğini Dışişleri Bakanlığının İsrailli yetkilileri aklı selime davet eden açıklamasından biliyoruz. Zira Dışişleri bakanlığı İsrail basınında yazanları kabul edilemez bulduğunu açıkladı.

O halde başlıktaki sorunun yanıtını hemen verelim: Çünkü uluslar arası kamuoyunda giderek yalnızlaşan İsrail’in bölgede ilişki kurabildiği tek ülke Türkiye’yi kaybetme lüksü yok. İşte bu yüzden İsrail son bir yıldır yaşananların ikili ilişkileri kopma noktasına götürdüğüne inanıyor ve dilini gittikçe sertleştiriyor. Ancak İsrail ve İsrail basını bu tepkilerinde ne dünya gerçeklerini ne bölgesel gelişmeleri ne de Türk iç siyasi yapısını anlayabildiğini ortaya koyuyor. Dünya da bölge de Türkiye de bundan birkaç yıl önceki Türkiye değil… İsrail bu gerçeği göz ardı ediyor ve bölgesel konularda olduğu gibi bu konuda da “tedavülden kalkmış” bir yaklaşım ortaya koyuyor.

Öncelikle dünyada küresel siyaset gerçekten önemli bir dönüşüm geçiriyor. ABD, Irak ve Afganistan’daki başarısızlıklar sonrasında Ortadoğu ile ilgili konularda iki kez düşünerek hareket ediyor. Irak’taki hezimet sonrası başarısızlığın faturasını İsrail’e çıkaran üst düzey diplomatları bile ilk kez görmüştü Washington. Amerikalılar Irak ve Afganistan’ı diğer yükselen güçlere ABD’nin bir hediyesi olarak görüyor ve kendilerinin büyük yarışta geri kalabileceği endişesini taşıyor.
Elbette Washington’da İsrail lobisi çok güçlü ve bu güç uzun bir süre daha kırılmayacağa benziyor, ancak bu Beyaz Saray’ın İsrail’e yaklaşımını hiç değiştirmediği anlamına gelmez. Açıkçası Türkiye’nin İsrail’le kurduğu iletişim dilinin Beyaz Saray’dan farkı Ankara’nın biraz sert konuşmasında yatıyor. Yoksa Obama yönetimi de İsrail’e yaklaşımda benzer bir kızgınlık hakim. İsrail Dışişleri Bakanı Avigdor Lieberman’ın geçtiğimiz hafta sunduğu yeni strateji raporu bu anlamda çok önemli. Lieberman İsrail’in sadece ABD’ye güvenmesinin ülke güvenliğini tehlikeye atmaya başladığını belirtiyor ve yükselen güçlerle de İsrail’in farklı bir stratejik birlikteliğe gitmesi gerektiğini vurguluyor. Bu nokta aslına bakılırsa İsrail’in de içinde bulunduğu açmazın farkına varmaya başladığını bir göstergesi.

Öte yandan küresel dengelerle birlikte bölgesel dengeler de değişiyor. Türkiye’nin komşularına yaklaşımı değişirken Ankara ile Tel Aviv’i 90’lar boyunca birbirine yaklaştıran Suriye ve İran artık Türkiye için bir tehdit olmaktan çıkıyor. Aksine onyıllardır sınır bölgelerinde savaş gören ve ekonomisi ve güvenliği bu savaşlar nedeniyle olumsuz etkilenen Türkiye artık bölgesine silah sesi duymak istemiyor. Bu çağrıya Suriye de Irak da İran da katılıyor. Hatta Kafkaslar İttifikına gösterdiği özenle Rusya da bu bölgede çatışma istemediğini ortaya koyuyor. Ankara’yla bir protokole imza atarak Ermenistan da bu barışçıl yaklaşımın dışında kalamayacağını fark ettiğini gösterirken artık bir enerji merkezi haline gelen Kafkaslar ve Türkiye’nin istikrarsızlığının kimseye yaramayacağının dünya da farkında. Ancak herkesin işaret ettiği gibi bölgede istikrarsızlık unsuru yavaş yavaş İsrail olmaya başlıyor. Sadece Gazze’ye yaptığı saldırılarla değil, Lübnan’ı vurması, Irak savaşının en önemli çağıcılarından birisi olması ve şimdi Washington üzerinde İran’a karşı sert önlemler alması için baskı yapması İsrail’i “saldırgan ülkeler” kulübüne kaydediyor.

Zaten bu yüzden Netenyahu hükümeti iktidara geldikten sonra ülkenin başbakanı ve dışişleri bakanı özellikle Avrupa’da soğuk duvarlarla karşılaştı. Bu yüzden BM İsrail’in işlediği insan hakları ihlallerine karşı daha cesur raporlar ortaya koyabiliyor. Bu yüzden ABD’deki Yahudi lobisinde kırılmalar ve fikir ayrılıkları yaşanıyor.

Bu arada Türkiye’yi İran’a yaklaşmakla suçlayan İsrail daha birkaç gün önce Türkiye’nin dünya basınına hangi haberlerle yansıdığını kaçırıyor. Türkiye, Cumartesi günü Fransız gazetelerinden İspanyol gazetelerine, İngiliz basınından Amerikan medyasına, dünyanın tüm dev haber kaynaklarında birinci sayfa haberiydi, önemli televizyonlarda canlı yayında Türkiye’nin komşularıyla sıfır sorun stratejisi uzun uzun anlatıldı. Bu yüzden İsrail’in bu sert çıkışını Ermenistan’la imzalanan tarihi protokolün hemen ardından yapması bir zamanlama hatası olarak değerlendirilebilir.

Şimdi sorulması gereken soru şu: İki ülke ilişkileri bu krizi aşabilecek mi? Aslına bakılırsa iki ülke ilişkilerinin katastrofik bir yıkımla yüzleşeceğini söylemek hayalperestlik olur. Ancak İsrail’in artık şunu anlaması gerekiyor: Tüm dünya, bölge ve Türkiye dengeleri değişirken haksız bir durumdayken bile hala haklıymış gibi davranmanın kimseye bir faydası yok. Özellikle makul bir ülke olduğunu düşündüğümüz İsrail’e…

İyibilgi.com



Bu haber 1,896 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,804 µs