siyasetle? | " /> siyasetle? | "/>

En Sıcak Konular

Bu anayasa ile olmaz: Ya bu siyasetle?

12 Ekim 2009 16:58 tsi
Bu anayasa ile olmaz: Ya bu siyasetle? Ankara’da yapılan ‘sivil anayasa’ konferansında bir kez daha neden ‘bu anayasa ile olmaz’ değerlendirmeleri yapıldı. Ama ‘olmaz’ ile ‘olması gereken’ arasında bir yerde siyaset kurumu var. Açıkçası 

Geçtiğimiz haftasonu, 10-11 Ekim 2009 tarihleri arasında Ankara’da “sivil anayasa” konulu bir konferans gerçekleştirildi.

Çok sayıda STK’nın bir araya gelerek organize ettiği konferansa aralarında Murat Belge, Sami Selçuk, Fatmagül Berktay, Kezban Hatemi, Mithat Sancar, Aysel Tuğluk, Abdurrahman Kurt, Erol Katıcıoğlu’nun da bulunduğu birçok yazar, gazeteci, akademisyen ve hukukçu katıldı.

İki gün boyunca, değişik görüşlere sahip çok sayıda kişi ve kurum “neden yeni, sivil, demokratik bir anayasa” sorusuna kendi açısından cevaplar verdi.

Bütün konferans katılımcılarının üzerinde hemfikir oldukları görüşlerden biri 12 Eylül anayasasının Türkiye’nin sorunlarına çözüm olmaktan uzak olması idi. Aksine bir bütün olarak “demokratikleşme sorunlarımız” olarak ifade edilen bu sorunların “çözümsüz” kalmasının nedeni, bu anayasa idi…

Gündemdeki “demokratik anayasa” tartışmaları, konferans oturumları boyunca üzerinde durulan en önemli güncel konu oldu. “Demokratik açılımın” hayat bulmasının toplumun bütün kesimlerinin mutabakatıyla hazırlanacak olan sivil bir anayasa ile mümkün olabileceği vurgusu öne çıkan hususlardandı.

“Neden yeni, sivil bir anayasa” sorusuna kapsamlı cevaplar verildi. Ancak bunun “nasıl” gerçekleşeceği noktasında somut çözüm önerilerinin oldukça kısır kalması, dikkat çeken eksikliklerden biri oldu.

Kezban Hatemi, Sami Selçuk’un da destek verdiği, yeni anayasa için bir “kurucu meclis” oluşturmak gerektiğini savundu.

Mithat Sancar ise, anayasanın “değiştirilemez, değiştirilmesi teklif dahi edilemez” maddeleri bulunduğunu hatırlatan ve bu “engelleyici” hüküm için somut bir öneride bulunan isim oldu. Sancar’a göre anayasanın söz konusu maddesi (4. madde) kaldırıldığı halde anayasanın “değiştirilemez” olmaktan çıkacağını ifade etti.

Bununla bağlantılı diğer bir değerlendirme de Mesut Yeğen’den geldi. Cumhuriyet süreçleri boyunca “vatandaşlık” kavramı üzerinde duran Yeğen’e göre yeni anayasada “Türkçe’yi bilmek” dışında “dayatıcı” herhangi bir “etnik” vurgu veya hüküm bulunmamalıydı.

Konferansın ilk günkü oturumunda konuşan DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk ile AK Parti Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt arasında ise “demokratik açılım” konusunda bir “polemik” yaşandı; ama herhangi bir “yapıcı” yakınlaşma ortaya çıkmadı.

Konferans, yeni anayasa konusunu gündeme getirmek ve bunun nedenlerini bu vesileyle bir kez daha ortaya koymak bakımından bir rol oynadı.

Ancak “yeni anayasa” talebinin topluma mal edilmesi ve siyaset kurumunun bu yönde nasıl harekete geçirileceği noktasında, konunun ne şekilde gündemde kalmayı sürdüreceği bir soru olarak kaldı.

Konferansın sonunda açıklanan “sonuç bildirgesi” bu yöndeki çabaların süreceğini deklare eden bir açıklama idi. Açıklamada şu ifadeler dikkat çekici idi:

“Yeni bir anayasa yapma kararlığını taşıyan bu demokratik irade, bundan sonraki süreçte anayasa tartışmalarına doğrudan müdahil olacaktır. Kamuoyunda yeni ve demokratik bir anayasanın oluşturulması yönünde farkındalığın yaratılmasına ve atılması gereken adımların somutlaştırılmasına çalışacaktır.”
 
Malum, gündemde “mektup” konusu var. Bu mektup diplomasisinin ardından Türkiye’nin sahici meselelerinin meclis gündemine geldiği günleri de görebilecek miyiz? Mesela CHP ve Deniz Baykal yeni anayasa tartışmaları gündemde iken açıkladıkları “takoz koyarız” politikasından vazgeçer mi?

Her şeye rağmen umutlu olmakta fayda var.

Ama “umudun” aslında geleceğimize dair bir “çaba” içinde olmayı gerektirdiğini de unutmadan…

www.iyibilgi.com analiz



Bu haber 750 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,055 µs