En Sıcak Konular

Uzmanından protokol analizi

12 Ekim 2009 11:10 tsi
Uzmanından protokol analizi Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu Başkanı Sedat Laçiner, Türkiye ile Ermenistan arasındaki tarihi imzayı değerlendirdi...

USAK Başkanı Sedat Laçiner, Gazete Habertürk'te tarihi imzayı değerlendirdi;

Ermenistan'la imzalanan protokoller incelendiğinde Ermeni sorunu açısından Lozan Antlaşması'ndan çok daha iyi olduğu anlaşılacaktır. Çünkü Lozan'da Türkiye Ermeni sorununu Ermeniler olmaksızın çözdü, daha doğrusu çözdüğünü  düşündü. Lozan Konferansı'nda Ermeniler Boghos Nubar Paşa yoluyla konferansa dahil olmak istediler, "biz de Türklere karşı savaştık, taraf olmak hakkımız" dediler.

Ancak bu istekleri kabul görmedi. Ayrıca Türkiye konferansta "Anadolu'da Ermenilere yurt" tarzında gelen her türlü öneriyi tartıştırmadı dahi. Lozan imzalanınca antlaşmada Ermeniler ile ilgili hiçbir düzenlemenin olmaması Türkiye açısından sorunun çözümü olarak görüldü.

Böylece Ankara, Ermeni sorununu çözdüğünü düşündü. Ancak tatmin olmamış Ermeni milliyetçiliği özellikle diasporada Türk düşmanlığı üzerinde büyümeye başladı. 1930'lar, 40'lar, 50'ler böyle geçti. 1965'de Ermeni milliyetçiliği adeta patlama yaptı ve Erivan'dan Addis Ababa'ya kadar pek çok ülkede düzenledikleri büyük gösterilerde 1915 olaylarını 'soykırım' adı altında andılar.

Buna rağmen Türkiye sorunu görmezden geldi, ta ki 1973'e, Yanıkyan adlı Anadolu göçmeni bir Ermeninin iki Türk diplomatını Kaliforniya'da katletmesine kadar. Yanıkyan'ı ASALA ve Taşnak teröristleri izledi. 1980'lerin ortasında terör durmuşsa da, bu kez de diğer ülke meclislerinde Türkiye'ye karşı 'soykırım tasarısı terörü' başladı. Türkiye'nin hemen her ülkedeki her türlü çıkarı Ermeni diasporası tarafından hedef alındı.

1991 yılında Sovyetler çöküp, Ermenistan bağımsız olunca Türkiye buna çok sevindi. Çünkü artık meseleyi görüşecek ve çözüme kavuşturabilecek bir muhatap ortaya çıkmıştı. Uzun yıllar devletsiz olan Ermeni milliyetçiliği artık sorumlulukları da olan bir devlete sahipti. Bu devletin başında Türkiye ile sorunları çözmeyi bir numaralı hedef sayan bir devlet başkanını da (Petrosyan) bulunca Türkiye, Ermenistan ile ilişkilerine büyük bir önem verdi.

Osmanlı'dan kalan belki de en son büyük sorunlarından birini de yeni Ermenistan ile kapatmaya çalışan Türkiye ne yazık ki Karabağ Savaşı'nın patlak vermesiyle birlikte ümitlerini kısa sürede kaybetti. Ermenistan Azeri topraklarını işgal ederken Türkiye de Ermenistan'la kara sınırlarını kapatmak zorunda kaldı. Petrosyan zamanla Türkiye'nin Karabağ nedeniyle elinin kolunun bağlandığını anladı ve 1990'ların sonunda bu sorunu çözmek için radikal adımlar atmaya başladı.

Ancak bu kez de Taşnaklar ve Rusya izin vermedi ve onun yerine gelebilecek en radikal Türkiye karşıtı isim, yani Robert Koçeryan başkan oldu. Koçeryan Türkiye ile sınır sorunlarından bahseden tek Ermeni başkanı olurken Erivan bu dönemde diasporanın Türkiye karşıtı faaliyetlerine tam destek verdi. Öyle ki 2001 Fransa kararı Erivan'sız zor çıkardı. Buna rağmen Türkiye Koçeryan'la da anlaşmaya çalıştı. Tarih komisyonu önerildi, kendisi İstanbul'a davet edildi, fakat olmadı, olmadı... Ne zaman ki Koçeryan gitti ve yerine Sarkisyan geldi, işte o zaman manzara değişti. Türklerle anlaşmaksızın Ermenistan'ı yaşatmanın olanaksız olduğunu gören Sarkisyan Cumhurbaşkanı Gül'ün jestine karşılık verdi ve süreç başlamış oldu.

Geldiğimiz noktada iki protokol de imzalanmış durumda ve meclislerin onayını bekliyor. Eğer Karabağ'da ilerleme olur ve onaylar da gelirse Türkiye Ermeni sorununu kalıcı olarak çözmede olağanüstü bir adımı atmış olacak. Bu sayede Türkiye'nin 3 önşartı da yerine gelmiş olacak: Ermeniler sınırları tanıdıklarını yazılı hale getirecekler, soykırım iddialarını tartışmayı kabul edecekler ve elbette Karabağ da çözüm yoluna girecek.

Bunun karşılığında ise Türkiye sadece sınırları açacak, ki bu aslında normal şartlarda bir taviz bile değildir. Kısacası protokoller için olabilecek en iyi metin diyebiliriz. Ermeniler ile protokol imzalıyorsunuz ve hiçbir yerinde 'soykırım' kelimesi geçmiyor. Bu dahi tek başına sorunların kalıcı
olarak çözülmesi için dev bir adım sayılabilir.

Doç. Dr. Sedat Laçiner / USAK Başkanı



Bu haber 773 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,577 µs