En Sıcak Konular

'Derin devlet' mi, hâşâ huzurdan...

0 0 0000 00:00 tsi


Bir zamanlar MİT'in başına getirilmesine ramak kalmış Nuri Gündeş çıktığı televizyon programında ne demiş? Hayır, cezaevindeki hücresinde kendisini izlediğini varsaydığı Alaeddin Çakıcı'ya dönüp "Yanaklarından öperim" selâmı değil kastım; dikkatinizi çekmek istediğim sözü şu: "Devlet karar vermiş hiyerarşik olarak, 'bu yapılacak' diye... Başta Cumhurbaşkanı..." (Dünkü yazımı bulup okuyun.)

Bugün beraberce biraz arşiv karıştıracağız. Öyle fazla uzağa gidecek, tarihin tozlu sayfalarına uzanacak değiliz. Geçmişe yolculuğumuzu başlatacağımız tarih 1993 yılı olacak.

Turgut Özal'ın beklenmeyen vefatı DYP lideri ve başbakan Süleyman Demirel'e Çankaya Köşkü'nün kapılarını açtığı gibi, kısa süre önce politikaya atılmış bir genç kadını da başbakanlığa taşıdı: Tansu Çiller. Çiller'in genel başkanlığa seçildiği DYP Kongresi 13 Temmuz 1993 tarihinde yapılmıştı.

Şimdi bir kaç ay ileriye sarabiliriz arşiv filmimizi, Kasım 1993'e... 4 Kasım 1993 günü, Başbakan Tansu Çiller gazetecilere şu açıklamayı yaptı: "Elimizde PKK'ya yardım eden Kürt işadamlarının listesi var. Listede 60 kadar isim bulunuyor. Devlet PKK'yla olduğu gibi, PKK'ya mâlî destek sağlayanlarla da her biçimde mücadele edecektir."

Filmi bu defa 2,5 ay ileriye sardığımızda ne görüyoruz? 13 Ocak 1994 günü adı Nuri Gündeş'li televizyon programında da geçen Diyarbakır/Liceli 'işadamı' Behçet Cantürk bir suikastta hayatını kaybediyor. 10 gün sonra, 24 Ocak 1994'te, 'Kürtlerin avukatı' nâmıyla bilinen Diyarbakırlı avukat Yusuf Ziya Ekinci öldürülüyor. 26 Mart 1994'te Fevzi Arslan, 4 Haziran 1994'te Savaş Buldan, 11 Kasım 1994'te Medet Serhat suikasta uğruyor.

Öldürüldükleri yerler Jandarma bölgesidir.

Ahmet Cem Ersever 'PKK itirafçılığı' uygulamasını başlatan emekli Jandarma binbaşısıdır. 1993 yılı Ersever için de önemlidir; yaşadıkları ve bildiklerini başkalarıyla da paylaşmaya o yıl karar verir. Kitaplar yazar ve yayımlar, dergiler ve gazetelerle temas kurar. Kimi kendi adıyla kimi müstearıyla çıkan 'ifşaatları' dengeleri sarsar.

1993 Ekim ayı sonunda Ankara'ya gider ve ortadan kaybolur Cem Ersever. 1 Kasım günü Neval Boz'un Ankara'nın Çamlıdere mevkiinde, ertesi gün (2 Kasım) 'itirafçı' Murat Demir'in Ankara'nın Polatlı çıkışında, 4 Kasım'da Cem Ersever'in Ankara'nın Elmadağ çıkışında, 7 Kasım'da da Mustafa Deniz'in Bolu yakınlarında işkence edilmiş cesetleri bulunur. Neval Boz Ersever'in sevgilisi, Murat Demir 'PKK itirafçısı', Mustafa Deniz ise Ersever'in yakın dostudur.

Cesetlerin bulduğu yer yine Jandarma bölgesidir.

Bitmedi, bir de 2 Mart 1995 tarihinde ortadan kaybolan Tarık Ümit var. 'Muhbir' olduğu anlaşılan Tarık Ümit sırra kadem basmıştır ve son model otomobili Sapanca'da bulunmuştur.

Sapanca'da, yani Jandarma bölgesinde.

1993 Kasım ayı ile 1995 Mart ayı arasında yaşananlar birbiriyle irtibatlı olaylar mıdır? 'Kürt işadamı' sıfatıyla anılan kişilerin öldürülmesi ile dönemin başbakanının "Elimizde liste var, bunlarla her biçimde mücadele edeceğiz" demesi arasında bir irtibat var mıdır? Cem Ersever ve arkadaşları ne sebeple infaz edilmiştir, daha sonra öldürülen Kürt işadamları ile onların infazları arasında bir ilişki bulunmakta mıdır? O dönemde öldürülenlerin bir çoğunu tanıdığı anlaşılan Tarık Ümit'in bu cinayetler zincirinin son halkası olması tamamen bir tesadüf müdür? Bu cinayetler için neden hep Jandarma bölgesi seçilmiştir?

Bu soruların cevabını ben bilmiyorum. Konuyu TBMM adına araştıran Susurluk Komisyonu ile Başbakanlık adına soruşturan Kutlu Savaş bir kanaate sahip görünüyor, ama suçlayıcı parmaklarını tek bir adrese çevirmiyorlar. Bir dönemin önemli simalarından Nuri Gündeş, "Biz içeride operasyon yapmadık" deyip yurtdışındaki eylemlere sahip çıkıyor.

Bazılarıysa "Türkiye'de derin devlet yok, keşke olsa" diyor...



Bu haber 195 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,433 µs