Çözüm bu bıyığın altında! Gülümseyin

9 Ekim 2009 12:13 tsi
Bakoyyani, yanlış yöne bakayonniydi, düzelttiler! iyibilgi Ankara

Yunanistan seçimlerinin bütün süreçleri, eski hükümetin sandığa gitme kararı alması, kaybedeceğini bile bile bu işe sıvanması, seçim, yeni hükümetin kurulması, sandıktan Başbakan ve hem de Dışişleri Bakanı olarak “sirtaki” Papandreu’nun çıkması…

Bir anlık iş gibi oldu. Ama daha uzun sürdüğünü söylemek lazım. Yani bu süreç tamamlanmış mı bilemeyiz ama.. Papandreu’nun görevleri yeni başlıyor.

Bu süreci de hızlandıranlar varsa, ne diyelim, temiz iş yapıyor. Yunanistan’ın yeni Başbakanı Papandreu, Türkiye’de ciddi iç ve dış açılım hazırlıklarının yapıldığı bir süreçte görev başına geldi.

Ermenistan, Kürt açılımı ve Kıbrıs meselesi, sadece Ankara’da değil tüm dünyada ilgiyle izleniyor. Elbette bunların başında ABD, AB, Rusya, Ortadoğu ve Kafkas ülkeleri geliyor.

Meseleye bu bağlamdan bakıldığında bu üç konu içinde en kritik olan Kıbrıs meselesiydi. Ve bir çok uzman, gazeteci ve siyasi, Ekim ayının Kıbrıs konusunda hayli problem yaratabileceğinden kaygılanıyordu.

Bunda gerçeklik payı da var doğrusu. Çünkü bir çoklarına göre Kıbrıs meselesi tıkanırsa, bağlı olarak AB’de ve diğer açılımlarda da teklenmesi riski vardı.

Ve ne yazık ki Atina bunun üzerine gidiyordu. Yani eski hükümetten, giden hükümetten bahsediyoruz, Kıbrıs sorununu hem zora sokuyor hem de yavaşlatıyordu. 

---

---

 Bugün ise daha çok ama çok erken olmasına rağmen sanki farklı bir süreç işliyor. Dediğimiz gibi daha erken ama sadece bugün gelen 4 haber üzerinden konuyu gördüğümüzde bile mesele daha “net” anlaşılıyor.

1) “Kıbrıs konusunda AB’den yaptırım yok”: Oysa biz bile Kıbrıs konusunda AB’den yaptırım değil ama bir-iki satır gelir muhakkak diyorduk. Haberin içinde bahsettiği önemli bir rapor ve AB Kıbrıs’ta Türkiye’nin birşeyler yaptığını ama Yunanistan’ın daha ağır kaldığını ihsas ettiriyor. Atina tabii buna reaksiyon gösterdi ama AB’nin bu tavrı, yeni Yunanistan hükümetine hareket alanı yaratacak bir selam olarak okunmalı.
2) “Türk-Yunan ilişkilerinde yeni Helsinki”: Sadece haberin spotunu aktaralım mesele anlaşılsın: “Yunanistan’ın çiçeği burnunda Başbakanı Yorgo Papandreu, Dışişleri Bakanlığı'nı da üstlendikten sonra ilk iş Kıbrıs konusunun çözümüne ivme kazandıracak. Bu ay Kıbrıs'a gidecek olan Papandreu, 2010'da KKTC'de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimine kadar tartışmalı konular üzerinde ‘ara anlaşma’ imzalanması için çalışacak.”
3) “Bakan sıfatıyla İstanbul’a geliyor”: Diğerleri elbette kayda değer ama Yunan iç politik dinamikleri açısından ve Rum kesimine mesaj bağlamında bu eylem daha önemli. Papandreu ilk (gayr-ı resmi de olsa) ziyaretini Türkiye’ye yapacak. İstanbul’da dışışleri bakanları toplantısı var ve o aynı zamanda dışışleri bakanı olduğu için-ki bu konuda çok önemli. Bu süreçte Yunan Başbakanı bu koltuğu da elinde tutmak istedi-buraya geliyor.
4) Bu da sıcak bir haber.. “Yunanistan Başbakanı Papandreu'ya İstanbul'a gelişinde Dışişleri Bakanı Davutoğlu'ndan büyük jest. Resmi gezi olmasa bile Başbakan olduktan sonra ilk yurtdışı gezisini Türkiye'ye yapan Yunanistan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu'yu Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu havaalanında uçağına kadar giderek karşılayacak. Yunanistan Başbakanı ve Dışişleri Bakanı Yorgo Papandreu, toplantının ardından Başbakan Erdoğan ile İstanbul Ofisi'nde görüşecek.” Haber açık. Ankara’de mesajı aldık ve misliyle karşılık veriyoruz diyor. Üstelik Dışişleri Bakanı’nın karşılanması bir yana “Başbakan tarafından kabul ediliyor”!

Peki ama herşey gerçekten bu kadar iyi mi? İyi ama daha iyisi için dengelere dikkat gerekiyor. Çünkü Atina’da Türkiye’ye bakışları daha hassas kesimler var. Bunların içinde Başbakan yardımcıları ve Savunma Bakanları da bulunuyor!

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,234 defa okundu.