En Sıcak Konular

"Beyaz Saray'da Obama'nın altını oyuyorlar!"

7 Ekim 2009 11:15 tsi
'Ve bunu kimlerin yaptığını biliyoruz!' iyibilgi Ankara

Barack Obama Başkan seçildiğinden bu yana, Washington'da, Beyaz Saray'da hep bir "fısıltı" oldu.. "Vesvese" sayıldı şimdiye kadar ama bugün, özellikle Afganistan'dan alevlendirilen bir iç politik dengeler tahtıravallisi, Beyaz Saray'ı kendi nabzına göre yuvarlıyor. O nabzın nasıl attığını, hangi meşreplere göre şerbet verildiğini, ABD hükümeti içindeki parçalanma namzetlerini, tarafların ve ittifakların ismini nedenleriyle ilk kez zikreden, "Başkan'ın bütün adamları"nın loş koridorlardaki adımlarını izleyen Gazeteci-Yazar Nedret ERSANEL anlatıyor...

iyibilgi Ankara

İyibilgi: Washington her zamankinden daha mı karışık?

Ersanel: Her zamanki kadar karışık.. Farklı olan bunun önümüzdeki süreçte adım adım büyüyecek olması.

İyibilgi: Tam ne olduğunu anlayabiliyor muyuz?

Ersanel: Tabii.. Bugün görünen ve hayli zamandır hissedilen o ki; Beyaz Saray’da Obama’nın altı oyuluyor ve kimlerin yaptığını tahmin edebiliyoruz.

İyibilgi: Hemen “kimler” diye sormak geliyor içimizden ama tam ne olduğunu söyler misiniz önce..

Ersanel: Washington’da Beyaz Saray dengeleri üzerine bir çok öykü duyabilirsiniz. Örneğin eski Başkan Jimmy Carter’ın sürekli biçimde, “Obama siyah olduğu için üzerine gidiyorlar” savunularının, ırkçılık olduğunu ve Obama ekibini rahatsız ettiğini söyleyenler bile var.. Ama benim üzerinde durduğum; çok çıkarlı ve çok yönlü, yani esasında “ortaklıkları” olmayan, veya belli bir hedefe/zamana kadar “zoraki” ortaklıklar kuran Obama karşıtı bir politik cephenin varlığının elle tutulur hale gelmeye başlaması.

İyibilgi: Bu nasıl belirginleşti?

Ersanel: Buzdağı'nın su üstündeki parçası, Afganistan’daki NATO kuvvetleri komutanı Orgeneral Stanley McChrystal’in, orduya 1 yıl içinde yeni birlikler ilave edilmezse başarız olunacağına ilişkin gizli ve ‘uyarılı’değerlendirmesinin basına sızması. Bakın sızdığı yer de Bob Woodward’ın köşesi. Yani Watergate skandalını ortaya çıkaran, “bu işleri” diyelim en iyi bilen gazeteci.

İyibilgi: İyi bir gazetecilik örneği olabilir de, biz tam anlamadık bunun önemini..

Ersanel: Daha çok başındayız... Orgeneral McChrystal bunu bilerek sızdırdı.

İyibilgi: Neden?. ABD’de ordu böyle şeyler yapıyor mu?

Ersanel: ABD de ordu daha neler yapıyor da, müsaade ederseniz anlatacağım.. Washington bunu hemen fark etti. 48 saat bekledi. Düşündü biraz zaman kazanıp sızan bilgileri tartışılır kılmak istedi. Ve önce naif bir açıklama yaptı; “Başkan, Afganistan’daki asker sayısını artırmaya yönelik alternatifleri değerlendiriyor.” Öncelikle anlamamız gereken şudur: ABD’de üst rütbeli ordu mensupları, kendi kafalarındaki görev ve başarı ölçülerine göre basına bilgi sızdırarak manipulasyon ve kulis yaptılar. Muhatabı da açık biçimde Beyaz Saray’dı.

İyibilgi: Sonra ne oldu?

Ersanel: Yaşananlar ve ne anlaşılması gerektiğine ilişkin analizler kısmen Amerikan basınına yansıdı elbette. Ancak sonra iş daha kötüleşti. Beyaz Saray, (Güvenlik Danışmanı James Jones’un ağzından) Afganistan’daki ABD güçlerinin komutanı General Stanley McChrystal’ın, ‘Taliban’ı abarttığı ve emir-komuta zincirini dikkate almadığı’ gerekçesiyle eleştirdi. Bu tam bir felaket. Üstelik Beyaz Saray aynı konuşmada “Askeri tavsiye için komuta zinciri dikkate alınsa daha iyi olurdu” diye komutana aba altından sopa da gösterdi. Buradan hem “hem emir-komutaya uyacaksın” mânası çıkar, “hem de rütbe atlayarak şikayette bulunursan, basına konuşursan canını yakarım” mesajı çıkar. Ve bunu kim söylüyor, ABD Başkomutanı’nın en önemli danışmanı.

İyibilgi: Peki sivil yönetim konusunda bu kadar hassas ve oturmuş değerleri olan bir ülke ve seçilmiş hükümet neden daha fazlasını yapmıyor?

Ersanel: Demin “ordu böyle şeyler yapıyor mu ABD’de” dediniz ya, daha bir şey söylemedik.. Çünkü ordu, Afganistan’daki general değildir ABD’de.. Pentagon’dur.

İyibilgi: O halde öyle soralım Pentagon, yani Savunma Bakanlığı ne yaptı?

Ersanel: Söyleyeyim daha da şaşırın.. ABD Savunma Bakanı, yani bizzat Obama tarafından atanan, ama aslında Bush döneminden miras Robert Gates, General McChrystal’i “emir-komutaya uymamakla suçlayan” Başkan’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı’na şöyle dedi: “Danışmanlar açık sözlü olmalı. Ama görüşlerini doğrudan kamuoyuyla değil, gizlice yetkililerle paylaşmalılar”! Harika değil mi? Bir hükümetin çatladığını başka ne gösterir?

İyibilgi: Bu doğru mu? Çok ilginç gerçekten..

Ersanel: Ara sıra gazete okursanız doğru olduğunu görürsünüz. Açık bilgi bunların hepsi.. Sadece parçaları birleştiriyoruz.

İyibilgi: Yanlış anladınız.. Şaşkınlığımızı ifade etmek için öyle dedik. Savunma Bakanı’nın bu söylediği açık biçimde Obama’yı hedef alıyor değil mi?

Ersanel: Doğru. Fakat değişik tezler de var. Ancak onlar da Beyaz Saray ve Obama hükümeti içinde farklı ayrılıklar olduğunu gösteriyor. James Jones’u bu açıklamaya iten kim?. Elbette Beyaz Saray ama hangisi? Obama bunu muhakkak onaylamış olmalı. Bu yüzden Bakan Gates’ten gelen bu lafın bir kısmı ona! Öte yandan Dışişleri’ne yani Hillary Clinton’a da dikkat etmek gerekiyor. Böylece ayrı bir çatlağa yuvarlanıyoruz.

İyibilgi: Washington gerçekten karışmış..

Ersanel: Ana konuya döneceğiz ama şunu söyleyelim.. Hillary Clinton, Obama’ya bir şey demiyor ve diyemiyor ama gerçek şu ki özellikle Başkan Yardımcısı Biden’in gölgesinde ezildiğini düşünüyor. Clinton derken de "Clintonlar" okumak lazım ve aynı zamanda bir sonraki seçimlerde, üç yıl sonra yine "Obama’ya rakip olacak" görmek lazım. Bu durumda Jones’un açıklaması konusunda Dışişleri’nin Oval Ofis’i ikna ettiği (!) düşünülebilir. Bu da çatlağı hemen ortaya çıkardı.

İyibilgi: Eğer öyle ise Clinton’un Obama’yı hedef aldığı, öyle demesek bile yıpratmaya çalıştığını mı varsayacağız.

Ersanel: Çok büyük yanlış olmaz fakat neticede bir tür oyun teorisi yapıyoruz.. Bana kalırsa burada hedef John Biden, yani Başkan Yardımcısı olabilir. Çünkü savaş yanlıları ve askerlerin isteklerine karşı, veya kısmen onları memnun da edecek Afganistan’da yapılacaklar üzerine asıl plan geliştiren o. Doğal olarak Dışişleri ve Başkan Yardımcılığı arasında da bir, nasıl söyleyelim, “aşk” var! Buna katkıda bulunan da-Cumhuriyetçi desek mi acaba-Robert Gates. İttifak sayılır mı size kalmış. “Evet” derseniz, ABD hükümetinin tam ortadan ikiye ayrılmış olduğunu da kabul edeceksiniz. Kangren olmuş sağlık sorunları ve ekonomik yıkılmışlıkla uğraşan Obama için zor bir durum.

İyibilgi: Peki ABD Afganistan’dan çıkacak mı? Çünkü orada yaşananler belli ki Washington’u sallıyor.

Ersanel: Hiç sanmıyorum. Zor o iş. Savunma Bakanlığı, "Başkan’ın asker göndermekle ilgili kararı ne olursa olsun ABD kalacak" diyor ki, normal. Gates böyle dese de daha çok asker istiyor aslında. Bu da kesin. Bu da tartışmadaki tarafını belli ediyor. Hillary Clinton da bu çizgide. Hem Afganistan hem de Pakistan’da kalmak istiyor. Şunu da söyleyeyim. Kısa süre önce her iki bakan CNN İnternational’in bir programına çıktılar ve orada Hillary, “Obama'ya Amerikalı askeri yetkililerce verilecek tavsiyelerin gizli kalması gerektiğini kaydetti”. Var mı söylenecek başka bir söz?

İyibilgi: O halde gelelim Başkan’a? Ne yapacak?

Ersanel: Kendi bilmiyor ki ben bileyim.. Yeni kuvvet göndermek teknik bir karar gibi dursa da öyle değil ve bu ABD iç politik dinamiklerini etkileyecek.

İyibilgi: Sanırım Türkiye’den ABD’ye bakarken bir çok insanın en anlamadığı nokta burası. Neden etkilesin ki?

Ersanel: Doğru. Ve bu sadece Türkiye ile ilgili değil. Bir çok ülkenin ABD politik yapısından daha farklı bir siyaset tecrübesi olmasından kaynaklanıyor. Anlatayım.. Başkan bunun üzerinde "çalışmak" zorunda. Çünkü vereceği karar politik izdüşümler ve etkiler yaratacak ülke içinde. Mesela, asker göndermezse Pentagon, Dışişleri, bölgedeki komutanlar ve ülkede üst düzey generaller ile Cumhuriyetçi parti hemen diklenmeye başlayacak. Cumhuriyetçi Parti’nin eski Başkan adayı John McCain’in sözlerini aktarayım size, “Daha fazla asker Afganistan’a başarıyı garanti etmeyecektir ama göndermemekte başarısızlığın garantisi olacaktır”. Devam edelim Obama’nın politik zorluklarına: Senato İstihbarat Komitesi Başkanı Dianne Feinstein, “Afganistan’da demokratik bir devlet inşa edebileceğimizi sanmıyorum.” Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, “Afganistan’a daha fazla asker gönderilmesine destek vereceğimden emin değilim.” Bir de işin uluslararası müttefikleri var. Bu mânada Kanada çok önemli bir ülke ve Eylül ayında Kanada Senatosu’nun Ulusal Güvenlik komitesinin başkanı Colin Kenny: “Afganistan’a başarmayı umduğumuz şeyin imkansız olduğu görülüyor” dedi. Bunlar yetmezmiş gibi bir de Demokrat Parti içindeki dengeler ve erken düşmeye başlayan kamuoyu desteği! Meramım şu; bana göre Başkan Obama bu kararı verirken aslında çok zorlanmayacak. Zorlayacak olan bir tercih yapmış ve tarafını seçmiş olması. Doğal olarak “karşı cephe”yi de tanımlamış olacak. Mesele budur.

İyibilgi: Afganistan’da işlerin iyi gitmemesi ve kötü haberler gelmesi de Obama’nın işini zorlaştırıyor tabi..

Ersanel: O generalin basına sızdırdığı beklenti ve nasihatlari, sekiz ABD’li askerin öldürülmesinden sonra geldi.. Bilmem anlatabiliyor muyum?

İyibilgi: Son soru şu olabilir sanırız: Barack Obama, ABD ve Silahlı Kuvvetler Başkanı. Neden ne yapılması gerektiğini söyleyip işi bitirmiyor? Azalmasına rağmen arkasında hala büyük halk desteği var.

Ersanel: Doğru ve muhtemelen sizin dediğiniz gibi, Obama’nın dediği olacak. Ama biliyor musunuz, geçtiğimiz hafta The New York Times’da Frank Rich imzalı bir yazı okudum. Türkçesi Sabah Gazetesi’nin ekinde de bu Pazar yayınlandı yayınlanmıyorsam. Bu konuştuklarımızı anlatıyor ama farklı bir gözle.. Bu süreci, “JF Kennedy ile Barack Obama’nın adımlarını kıyaslayarak” ve "benzerliğine şaşırarak" yazıyor!

www.iyibilgi.com



Bu haber 1,787 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,870 µs