sert sözler -Video sert sözler -Video

En Sıcak Konular

Bahçeli'den Erdoğan ve Gül'e sert sözler -Video 6 Ekim 2009 11:42 tsi
Bahçeli'den Erdoğan ve Gül'e sert sözler  -Video MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Demokratik açılımı sert dille eleştiren Bahçeli Cumhurbaşkanı Gül ve Erdoğan'a yüklendi...

İşte Bahçeli'nin açıklamalarından satırbaşları:


İmralı canisi, Kandil kadrolarının desteğiyle Başbakan’ın açılım ikizi haline gelmiştir.

Bu hareketle Başbakan’ın MHP’nin duruşuyla çark ederek, tek bayrak tek millet projesinin inandırıcılığı kalmamıştır.

TEK DEVLET YAPISI NASIL KORUNACAK?

Buradan hatırlatmak ve sormak lazımdır. İkinci bir dilin resmiyet kazanacağı bu sürecin sonucunda tek devlet yapısı nasıl korunacaktır? İki ve daha çok kimliğin yer aldığı bir yerde tek bayrak nasıl dalgalanacaktır? Çok kimlikli bir toplum yapısını tek vatan üzerinde bir arada tutmak nasıl mümkün olacaktır?

Savunduğunu model ABD’nin iç savaş dönemindeki, önce savaş sonra barış modeliyse çoktan yanlış yoldasınız demektir. Öyle bir ayrışmadan yeniden birleşme çıkması mümkün değil. İhanete sapmış yolcular bir araya bırakılarak, iyi niyetli olduklarına inanmak istediğim aydınlar tarafından, sürecin hala anlaşılamamış olmasını anlamak mümkün değildir.

MHP kimden ve nereden gelirse gelsin, millet varlığına ve milli kimliğe açık tehdit oluşturan bu siyasi sapmalara sonuna kadar karşı çıkmaya devam edecektir.

Toplumda teslimiyet dalgası yaratarak, milletimizin milli direncini kırmak isteyenlere aracı olmayacaktır.

Partimizin gizleyeceği ve saklayacağı hiçbir niyeti yoktur. Bu itibarla düşüncelerini açıkça paylaşacaktır. Türk milletinin birliğiyle haysiyetiyle ve geleceğiyle oynayan, Türkiye’yi yıkıma götüren siyasi aktörlerin, bölücü ihanet odaklarının oyununu bozmak vazgeçilmez milli görevimiz ve namus borcumuz olacaktır.

CUMHURBAŞKANI GÜL'ÜN KONUŞMASINA ELEŞTİRİ

Geçen hafta Cumhurbaşkanı’nın konuşmasını hep birlikte izledik. Türkiye Cumhuriyeti’nin en üst makamının Türkiye’nin ve milletimizin temel konularına yönelik tek taraflı bakışı ile bulunduğu görevin önemi itibari ile büyük talihsizlik olmuştur.

Son konuşmasına duyarsız kalmamızda mümkün değildir. Konuşmasına ilişkin eleştirilerimiz şöyledir:

1- Anayasa’mızın 104. maddesi gereğince, Cumhurbaşkanı Türkiye Cumhuriyeti’nin birliğini temsil etmektedir.

Ama ne varki konuşması farklılıklar üzerine olmuştur. Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir cumhurbaşkanı birlik ve bütün saklı tuttuğu anlaşılan düşüncelerinin izdüşümü olan farklılıkları konuşmuştur.

2- Türk milleti kavramı konuşmasına yer almamıştır. Bu kaçınma ciddi bir siyasal sapmanın ve etnik bakışın izlerini taşımaktadır.

3- Cumhurbaşkanı’nın konuşmasındaki en manidar cümle ise  çözülmemiş sorunlarımızın başka ülkelerin istismarına açık olduğu söylemidir.

ÇANKAYA'DAKİ NOTER

Konuşmanın hiçbir yerinde yoksulluk yolsuzluk terör ve terörün acı yanları bahsedilmemiştir. Bu son konuşmayla hükümetle birlikte yürütmek istedikleri Kürt açılımının lobi faaliyetlerini bizzat üstlendiğini de ilan etmiştir.

Açıklamalarıyla hükümetin Çankaya’daki noteri olduğunu göstermiş, 70 milyonu kucaklamaktan ne kadar uzakta kaldığı ortaya konulmuştur.

Demokrasi arayışları millet bütünlüğünün devlet varlığının önüne geçen bir kutsal kavram olarak kullanılmıştır. Demokrasi farklılaşma eksenine oturtulmuştur.

Bir yandan birlik fikrinin önemi vurgulanmış, bir yandan farklılıkların körüklenmesi demokrasi olarak nitelendirilmiştir. Farklılıkların tahrik edildiği bir süreçte tek milletin nasıl sağlanacağı ise anlatılmamıştır.

Sözde Kürt açılımı denilen sürecin kurdelesini iyi şeyler olacakmış gibi kesen, çözüm arayışlarını yakından izlediğini belirterek, süreçteki rolünü de saklama amacı da gözlerden kaçmamıştır.

Konuşmada birliğimiz ve dirliğimiz farklı nehirlerle beslenen bir okyanus haline gelmesinin çeşitlilikle olacağı söylenmiştir. Ancak bu ifade süreçteki sorumluluğunu saklamaya yetmemiştir.

Açılım adı altında aylardır kamuoyunda tartışılanların tamamına yakınının anayasal suç olduğu ortadayken, bu uyarıyı yapanın kendi çizgisini sorgulaması gerekmektedir.

23. dönem Meclis’imizin 4. yasama yılının açılış konuşmasında sayın Cumhurbaşkanı’nın yeni dönemde AKP grubundan öncelikli beklentilerini sıralamıştır.

Kendisini hararetle alkışlayan AKP milletvekilleri, Türk milleti ifadesinin kaldırılmasını mı, Türkçe’den başka dillerin resmiyete alınmasını mı, milletin ayrışmaya başlatılmasını mı, kendilerinden istendiğini netleştirememişlerdir.

Bizim bu konuda söyleyeceğimiz söz şudur. Kabul edemeyeceğimiz sözleri bir Cumhurbaşkanı’nın söylemiş olması, zaten belli olan fikrilerinin kendine ait olduğu gerçeğini de değiştirmeyecektir.

Bizim de Türkiye’nin sorunlarında önceliklerimiz bakış açımız çok farklıdır. MHP demokrasiye milletleşmeye dünyaya ve olaylara başkalarının baktığı pencereden bakmak zorunda değildir.

ERMENİSTAN'LA PROTOKOL

Dış politikada Başbakan Erdoğan’ın kuzu kuzu yaptırımlarla öne çıkan hali dış politikamıza hakim olmuştur.

Cumhurbaşkanı’nın açtığı yolda ve hükümetin girdiği çıkmaz sokakta ilerleyen Ermenistan görüşmeleri de bu kapsamda ele alınmalıdır.

Türkiye ve Ermenistan arasında İsviçre’de uzun süredir yapılan görüşmeler, iyi komşuluk sıfır sorun kılıfı altında bir AKP klasiği olan teslimiyet burada da gerçekleşmiştir.

Başbakan’ın biz Azerbaycan Ermenistan arasında mutabakat sağlanmadığı sürece bir sözleşme imzalamayı vaadi de burada sona ermiştir.

Ermeni açılımının Karabağ ile ilişkili olmadığını Ermenistan Cumhurbaşkanı açıklamıştır. Bu şahsın Türkiye ile ilişkilerde Karabağ meselesinin bağımsız olduğunun belirtilmesi açılıma indirilen bir şamar olmuştur.

İki ülke arasında çok sorun varken, diplomatik ilişkilerin kurulması Ermenistan’ı rahatlatacak geri bir adamdır. Türkiye sahip olduğu veto yetkisini Ermenistan lehine kaldıracak bir yola girmiştir.

Bize göre Türkiye’nin Ermenistan’la girdiği yeni dönem haysiyet kırıcıdır. Küresel güçleri memnun etmeye yönelik bu çabalarla Türkiye küresel çapta çok ciddi itibar kayıpları yaşayacaktır.

TEZKEREYE 'EVET' OYU VERECEĞİZ

Etkisi ve kapsamı sınırlı hava harekatlarıyla kısa süreli bir kara harekatı dışında terör inlerine yönelik bir operasyon yapılmamıştır.

Irak’ın kuzeyinde yuvalanmış teröristlere operasyona sıcak bakmayıp destek vermeyen, TSK’nın arkasına siyasi irade koyamayan hükümetin bu tavrına rağmen tezkereye 'evet' oyu verecektir.

Kafaların duyguların ve fikirlerin karıştırılmak istendiği bu süreçte, hükümet bir yanda bölücülere kucak açmaktadır, diğer yanda vatan evlatlarıyla bölücülerle mücadele edecek durumda bırakılmaktadır.

Başbakan Erdoğan’a rağmen terörle mücadele azmini yüksek tutmak artık vatan görevi haline gelmiştir.

hurriyet



Bu haber 509 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler

    3,520 µs