En Sıcak Konular

Türkiye orta yolu buldu

3 Ekim 2009 12:16 tsi
Türkiye orta yolu buldu Dünyayı yönetenlerin danışmanına göre Türkiye...

Bir Zamanlar Bill Clinton'un Danışmanlığını Yapan, 11 Eylül Saldırılarından Sonra Görüşleri Tüm Dünyada Geniş Yankılar Bulan Uluslararası Bir Siyaset Teorisyeni Olan, Sosyal Ve Politik Konularda Dünyanın En İtibarlı Kuramcıları Arasında Sayılan Prof. Benjamin Barber'la Türkiye'yi Konuştuk. Demokrasi, Sivil Toplum, Küreselleşme, Vatandaşlık, Kimlikler Gibi Konulardaki Görüşleriyle Entelektüellerin Duayenlerinden Olan Benjamin Barber, Türkiye'nin Çatışmalarını, Gelişen Sivil Toplumunu Ve Toplumsal Macerasını Yeni Aktüel'e Değerlendirdi.

- Türkiye'de son yıllardaki siyasi süreç, İslami hareketler, AKP ve demokratikleşme süreci hakkında ne düşünüyorsunuz?

Türkiye'den bahsettiğimiz zaman burada yaşayan halk için benim "derin tarihi perspektif" dediğim bir olgu çok önemli. Türkiye'nin çok farklı devirlerden geçmiş köklü ve anlamlı uzun bir tarihi var. Buna etkin, modern ve Müslüman Türk toplumuna doğru tarihi bir seyahat diyebiliriz. Bu seyahatin bitmesi için önünüzde daha pek çok süreç, zorluk, mücadele ve trajedi mevcut. Ancak tarihinde zorluklar ve trajediler bulunmasına rağmen Türkiye'nin oldukça sağlam ve iyi bir yolda olduğu görüşündeyim. ABD olarak biz de özellikle ilk 50 yılımızda zorlu bir yol katettik. İlk yarım yüzyılımızı "köle bir cumhuriyet" olarak geçirdik. Amerikan İç Savaşı'nda, daha sonra ABD'nin katıldığı Kore, Vietnam, Irak gibi savaşlardan çok daha fazla insan katledildi. Ama bu da tarihimizin bir parçasıydı ve doğruyu bulana kadar çok korkunç ve kanlı bir iç savaştan geçtik. Türkiye'nin seyahati ise çok kültürlü ama kudretli bir imparatorluk olan Osmanlı'nın macerasının devamıOsmanlı İmparatorluğu'nun sayısız erdemi mevcuttu: Çok kültürlülük bunlardan sadece biriydi. Osmanlı İmparatorluğu yıkılınca milliyetçi Kemalistler, yerine cumhuriyeti tesis ettiler. Onların da pek çok erdemleri vardı. Halkı birleştirip, Türk Ulusu'nu oluşturdular. Ancak bu milliyetçi bir kimlikti ve Kürt, Ermeni ve diğerleri için bunun uygulaması felaket oldu. Tabii, bu da yolun bir parçasıydı. Kemalizm ve Milliyetçilik Türkiye'nin modernleşmesi ve laikleşmesine yardım etti; bu anlamda iyi bir şeydi ama milliyetçiliği tehlikeli hâle getirdi. Türkiye'de yaşayan pek çok kişi daha bunun farkında değil.

- Türkiye laikleşti, bu iyi diyorsunuz ama laiklik de bu ülkede en büyük tartışmalardan biri hâlâ

Geçen yıllarda politik alanda ciddiye alınan Müslüman dindar halkın yükselişi giderek Kemalist ideolojiye karşı bir isyana yol açtı. Sanırım çok kişi bunun bir iç savaşa sebep olmasından korktu. Müslümanların kendi yerlerini alacaklarından endişe ettiler. Oysa bu durum Türkiye'nin güçlendiğinin bir kanıtı... Bu durum dindar halkın yönetime etkin katılmasını sağlayan bir yol açtı ve demokratik yapıyı hâlâ ayakta tutuyor. Ordunun müdahale etmesi için geçmişte olduğu gibi bugün de ayartmalar olduğunu biliyoruz. Ama ordu müdahale etmeyerek Türkiye'nin, kendini kuvvetle Müslüman hissedenlerle ulusalcılar arasında bir uzlaşma yolu arama sürecine doğru yönelmesine müsaade etti. Türkiye'deki insanları anlayabiliyorum, her iki taraf da endişeli. Dindarlar ordunun darbe yapıp bu süreci durdurmasından, ulusalcılarsa devletin İslamileşmesinden korkuyorlar. Ben bu korkuları abarttıklarını düşünüyorum, zira Türkiye'nin kendine has gücünü çok hafife alıyorlar. Bütününe bakarsanız çok sağlam ve istikrarlı bir yoldasınız.

- Özellikle AKP iktidarından sonra Türkiye'nin İslam dünyasında rol oynamaya başladığı yorumları çoğaldı. Sizce Türkiye İslam dünyası için gerçekten bir rol modeli olabilir mi?

Her milletin kendi kaderi vardır. Her millet kendi yolunu kendi bulmak zorundadır. Türk modeli demokrasi de Amerikan ya da Britanya tarzı demokrasiden farklıdır. Dünyada demokrasiye giden pek çok farklı yol ve tarz mevcut. Sorunuz eğer "Türkiye, dengeyi bozmadan İslamcılığı ya da Müslümanları yönetime nasıl entegre edebilir?" olsa, buna cevabım Türkiye'nin çok olumlu bir model olabileceğidir. Çünkü Türkiye, milliyetçi-ulusalcılar ile dindar Müslümanlar arasında, AKP ile ordu arasında bir uyum yaratmaya doğru gidiyor. Bunun neticesinde çok iyi bir örnek görebileceğiz. Türkiye çokkültürlülüğüyle uyumlu ve huzurlu bir hâle gelmek için mücadele veriyor. Laik ve Kemalistlerin, kendilerini ifade etme hakları olduğunu bildikleri gibi dindarların da kendilerini ifadeye hakları olduğunu anlamaları gerek.
- Türkiye'nin küreselleştirici ve modernleştirici bir rolü olduğuna dair yaygın bir görüş var. Ancak bu rolün Batı'nın manipülasyonuna dayandığını da iddia edenler mevcut. Bunlara göre Türkiye, Arap ve Müslüman toplumları açmak için Batı'nın yararlandığı bir tür "Truva atı".

Bu tip görüşler çok yanlış bir argümana dayanıyor. Batı'da da bunun tam tersini söyleyenler var. Bazı Batılılara göre "Türkiye, laik görünümlü bir Müslüman Truva atı". 70 milyon Müslüman'ı Batı'ya sızdıracak bir "Truva atı"Her iki taraf da diğerinin "Truva atı" olduğunu sanıyor. Bu yanlış anlayış aynı zamanda Türkiye için bir hakaret; zira modernleşmenin yalnızca bir Batı projesi olduğu, Batı'dan başka kimsenin modernleştiremeyeceği anlamına geliyor. Ancak bu saçma bir görüş. Modernleşme çok-kültürlü bir projedir. Pek çok modernleşme modeli ve pek çok modernleşme yolu var.

- Son dönemler sivil toplumun gelişimine sahne oluyor. Türkiye'deki sivil toplum için durumu nasıl görüyorsunuz? Türkiye gerçekten demokratikleşme yolunda mı?

Türkiye'de oldukça ilgi çekici şekilde gelişen bir sivil toplum söz konusu... İşte bu had safhada önemliÇünkü sivil toplum devlet aktörleri ile özel sektör aktörleri arasında bir oyun alanı. Kamusal ama gönüllülüğe dayalı bir alanResmgibi ama gayriresmbir alanAynı zamanda özel sektör gibi serbest ama özel olmayan bir alan Gönüllü kamusal bir alan denebilir. Ancak temel nitelikte bir alandır bu. Dünyada güçlü sivil toplumun bulunmadığı hiçbir yerde demokrasi de yoktur. Dolayısıyla sivil toplumu güçlendirmek çok önemliTürkiye'de de sivil toplum gelişiyor çünkü demokrasi vatandaşlara bağlı bir şeydir. Vatandaşlarsa devlette değil, sivil toplumda yaşar, eğitilirler. İnsanlar kiliselerin, sinagogların, camilerin, atölyelerin, mahallelerin bulunduğu sivil toplumda eğitilirler. İnsanlar buralarda katılımı ve sorumluluk sahibi olmayı öğrenirler. Sivil toplum demokrasinin okuludur. Demokrasi burada öğrenilir.

Yeni Aktüel



Bu haber 995 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,674 µs