İsrail'in füzeleri, siyasi operasyon mu?

3 Ekim 2009 09:50 tsi
Mahir Kaynak, öyle sorular sordu ki...

Mahir Kaynak / Star

Cevapsız sorular 

Birçok kimsenin kolayca cevap verdiği sorular ve kökleşmiş kanaatler bende yeni soruların doğmasına neden oluyor. İran neden nükleer silaha sahip olmak istiyor? Bunu kime karşı kullanacak? Eğer hedef İsrail ise bu ülke İran’ı doğrudan tehdit etmiyor. Yani İran’ı işgal etmesi, hatta onunla bir cephe savaşı yapması söz konusu değil. Bunun cevabı bazıları için belli. İsrail ABD’nin Ortadoğu’daki piyonu, hatta ABD’yi Yahudiler yönettiği için iki ayrı devletten söz edilemez ve İran gerçekte dünya üzerinde zararlı gördüğü bir güçle yani ABD başta olmak üzere birçok ülkeyi kontrol eden Siyonizmle mücadele ediyor.
Eğer bu doğruysa ve ABD’nin bir numaralı önceliği İsrail’in güvenliği ise neden İsrail’e nükleer silah veriyor? Kendisi uzun menzilli füzeleriyle ya da donanmasını kullanarak istediği yeri nükleer yağmura tutabilir. Neden bu ülkede nükleer silah depoluyor? Acaba nükleer silah tartışmaları siyasi bir operasyonun parçası mı? Yani yapılacak operasyonlar için gerekçe mi hazırlanıyor? Az sayıda nükleer silaha sahip olmak bir ülke için bir güvence midir yoksa ona hazırlanan bir tuzak mıdır?

ABD tüm dünyada egemenliğini sağlayacak politikalar izlerken ve bu amaçla herhangi bir ülkeye öncelik tanımaz veya dışlamazken neden İsrail için hiçbir hesap yapmıyor ve onu ne pahasına olursa olsun koruyor? Acaba İsrail ABD için bölgedeki dengeleri oluşturmak için kullanılan bir araç mıdır? Yani İslam inancının egemen olduğu bir bölgede bir düşman yaratarak ve bölgedeki yöneticilerin halkları bu düşmana yönlendirmesini sağlayarak bölgeyi kontrol mü etmek istemektedir. Mesela bölgedeki Arap ülkelerinin çoğu ABD’nin müttefiki iken onların İsrail düşmanı Filistinlilere yardım etmesi bir çelişki değil mi?

İstanbul’da gerçekleştirilen ekonomik zirvede bir gencin IMF başkanını protesto amacıyla ayakkabı fırlatması tutarlı bir davranış mı? Bu genç dünya ekonomisini yönetenleri protesto ederken gerçekte bu güce hizmet mi ediyor? Dünya ekonomisine bugüne kadar yön verenler sermayeyi elinde tutan ve herhangi bir devletin kontrolünde olmayan finans kesiminin yöneticileri ise ve şu sıralarda bu kesimin gücünü kırmak için IMF güçlendiriliyorsa bu kurumda ABD devletinin etkisi büyükse onu protesto ederken küresel sermaye adına hareket edilmiş olmaz mı?

Bu soruları sorarken varmak istediğimiz yer önyargılarla hareket etmenin insanları hasımlarının hizmetkarı konumuna getirmesinin mümkün olduğunu ve bunun sıkça rastlan bir olay olduğunu göstermektir. Benzer bir durum demokratik açılım sürecinde de gözlenmektedir. Bazı kişiler futbol sahalarındaki eylemleriyle ülkede ayrışmanın tohumlarını atıyor ve ülkenin ciddi sorunlarla karşı karşıya kalmasının zeminin hazırlıyor. Ya da Kürtlerin giderek her yere yayıldıklarını söyleyerek halkı kışkırtıyor. Oysa bir ülkenin vatandaşları için her yer aynıdır ve istedikleri yerde yaşarlar. Bunu bir istila hareketine benzetenler bilinçsiz değil kötü niyetlidir. Çünkü bir akılsız bile böyle bir şey düşünemez, söylenen ancak kötü niyetin eseri olabilir.

Bu haber 1,318 defa okundu.