Mıy mıy gazeteciler şimdi ne yapacak?

29 Eylül 2009 22:35 tsi
Washington’a gidip de Türk dış politikasını eleştiren gazetecilere ABD Başkanı Obama’dan kötü haber... iyibilgi analiz

Bundan bir kaç ay önceydi. ABD’deki düşünce kuruluşlarının internet sitelerini dolaşırken şu anda Akşam gazetesinde köşe yazısı yazan bir gazetecinin Washington’daki bir düşünce kuruluşundaki konuşmalarını okuma fırsatı bulmuştum. Hadi ismini de verelim... Aslı Aydıntaşbaş...

Türkiye’de ABD dendiğinde akla gelen isimlerden birisi o... Aslına bakılırsa yazıları da çok fena değil. Örneğin Kürt açılımı ile ilgili bir düşünce kuruluşu gündeme geldiğinde Washington’daki düşünce merkezlerinin nasıl çalıştığı ile ilgili kaydadeğer bir yazı kaleme almıştı. Okumayanlar varsa geriye dönüp bir göz atın derim.

Ancak inişli çıkışlı bir grafik izliyor anlaşılan çiçeği burnunda Akşam yazarı. Kimi zaman elinden iyi işler çıkıyor, kimi zaman “bu da yapılır mı” dedirtecek işlere imza atıyor. ABD’deki çeşitli gazetelerde kaleme aldığı yazılarından bahsetmiyorum sadece. O düşünce kuruluşunda yaptığı konuşmaya katılanlar da mide krampı geçirdiklerini söylüyorlar.

Örneğin bir soruya verdiği yanıt gerçekten mide kaslarını germiş dostlarımın. Aydıntaşbaş’a katılımcılardan birisi “ABD ile Türkiye arasında hangi konularda sorun yaşanır” diye genel bir soru sormuş. O ise bu soruya biraz “mıy mıy” yanıt vermiş. Hani batı medyasında tekrarlanan klişe yanıtlardan... Hatta batı medyasında tekrarlanan değil, bizim Türk gazetecilerin “batılı gazeteciler bu konuya ancak böyle bakardı” diyerek düşünüp dile getirdiği klişeler...

Aşağı yukarı şu minvalde bir yanıt vermiş: Eğer Sudan lideri Ömer el-Beşir gibi isimleri Türkiye’de ağırlamaya devam ederlerse elbette sorun çıkacaktır.

Bu cevap tıpkı “Hükümet Hamas’ı Ankara’da ağırlayarak ciddi bir güven kaybına uğradı” klişesine benziyor. Ya da “Erdoğan Davos’ta söyledikleriyle medeni dünyadan dışlanacak” endişelerine... Aydıntaşbaş bu konuda Türkiye’de yalnız değil. Aydınlarımız ve gazetecilerimizin pek çoğu ne yazık ki mıy mıylıkta yarışıyorlar. Parlaklık ve üretkenlik, dikkat çekicilik ne yazık ki yanlarına pek uğramıyor.

Türk hükümeti Sudan lideriyle ilişkileri nedeniyle içeride pek çok eleştiriyle yüzleşti. Dışarıda bu eleştiriler kendilerine geldi mi bilmiyoruz. Bildiğimiz şey Türk mıy mıy aydınının Darfur’da işlediği cinayetler nedeniyle Türkiye’nin Sudan lideriyle ilişkiye girmesini hazmedememesiydi. Aydınlarımızın insan hakları avukatlığı sicili oldukça kabarık olduğu için bu konuda da çelişkiye düşemezlerdi elbette... Darfur katliamı nedeniyle Beşir’in yalnızlaştırılmasına katkıda bulunmaları evrensel sorumluluktan kaynaklanan iştiyak meselesiydi.

Aynı mıy mıy aydınlarımız sözkonusu Suudi Arabistan olunca nedense pek seslerini çıkarmıyorlar ama. O ülkeyi de despot mu despot bir aile yönetiyor. Kadın hakları o ülkede yerlerde sürünüyor. Ancak Amerikan başkanlarının Fahd ailesiyle el ele verdiği pozlar bizim mıy mıy aydınlarımızın da Kral’la ilgili fikirlerini değiştirmiş olmalı. Hatta Mısır... Sadece geçtiğimiz yıllarda Gazze’de 1400 kişiyi öldüren İsrail... Irak’ta yüzbinlerin canına mal olan ABD... Afrika’da işlediği suçlar nedeniyle Belçika, Fransa... Sözkonusu mıy mıy aydınlarımız için öncelikli meseleler değil. Onlar için öncelikli meseleler New York Times ya da Washington Post’un sayfalarından geçiyor. Çünkü kendi gündemleri yok, işleri başkalarının gündemine takılıp hayatlarını idame ettirmek üzerine...

Peki, şimdi bizim mıy mıy aydınlarımız buna ne diyecek? Bakın ABD Başkanı Barack Obama Sudan ile ilişkileri yeniden tanımlama arayışında. Bunun için bir dökümanın hazırlandığı ve bugün ele alınacağı belirtiliyor. Obama’nın amacı Sudan lideriyle daha yakın ilişkiye girip sorunları çözme yönünde. Tıpkı bir zamanlar İran için düşündüğü bir politkanın benzeri yani.

Bunun için Obama özel temsilcisi Scott Griton’u bir kaç kez ülkeye gönderdi. Griton görüşmelerden sonra Beşir’i iyiniyetli gördüğünü ve sorunların çözümü konusunda umutlu olmak gerektiğini vurguluyor.

Şimdi soru şu: Daha önce Kaddafi’ye yapıldığı ve Libya’nın sistem içine çekildiği gibi Obama Sudan’la da masaya oturur ve bir uzlaşmaya varırsa, bizim mıy mıy aydınlarımız ne yapacak?

A) Beşir’in Darfur’da yaptıklarını unutacaklar
B) Kendilerine başka bir mıy mıy konu bulacaklar
C) İnsan hakları söylemi ile reel politika arasında bir daha sıkışmamaya söz verecekler
D) Politikanın NYT ve Wpost’tun anasayfasından ibaret olmadığını günde beş kez ayna karşısında tekrarlayacaklar

Cevdet Batu
cevdetbatu@iyibilgi.com

Bu haber 1,312 defa okundu.