En Sıcak Konular

Ergenekon'da şok iddialar!

28 Eylül 2009 17:35 tsi
Ergenekon'da şok iddialar! Ergenekon ana davasının tutuklu sanığı, Scientology tarikatı üyesi olduğunu söyleyen İhsan Göktaş, sanıklardan Hüseyin Görüm'ün kendisine bazen MİT bazen JİTEM görevlisi havası verdiğini söyledi.

Göktaş, çapraz sorgusu sırasında kendisine 'İblis' yakıştırmasını yapan Hüseyin Görüm'ün sorularını cevaplamadı. Kuvvayi Milliye Derneği Genel Başkanı Fikri Karadağ'ı arayarak dernekte yapılan 'garip' işleri anlattığını söyleyen Göktaş, "Dernekte fuhuş, uyuşturucu her şey vardı. Uyuşturucu kullanıldığını gördüm, fuhşu görmedim, seslerden anladım." diye konuştu

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon ana davasının bugünkü duruşmasında, adresine yapılan tebligatlara karşın duruşmalara katılmadığı için hakkında yakalama emri çıkarılan ve 11 Ağustos 20009 tarihinde yakalanarak kimlik tespiti yapılan İhsan Göktaş'ın savunmasına geçildi. Scientology tarikatının Avrupa sorumlusu olduğu öne sürülen Göktaş, savunmasında "Kuvvayi Milliye Derneği'ne üye olmak istedim ama olmadı. Sahibi, başkanı Hüseyin Görüm üye olmamı engelledi. Benden şüphelendi." diye konuştu. Kadıköy'deki Kuvayı Milliye Derneği Genel Merkezi'de derneğin amaçları dışında çalışmalar yapıldığını gördüğünü anlatan Göktaş "Dernekte kanunun çiğnediğini gördüm. Kadıköy'de Narkotik Şube ile irtibat kurdum. Orada ahlakdışı yapılan işlerin durdurulması için harekete geçtim." dedi.
 
Davada tutuklu yargılanan Hüseyin Görüm'ün yanındaki bazı insanları 'Peygamber' gibi sunduğunu anlatan Göktaş, Kur'an-ı Kerim'in altına esrar koyduğunu öne sürdü. Kuvvayi Milliye Derneği Genel Başkanı Fikri Karadağ'ı arayarak dernekte yapılan 'garip' işleri anlattığını söyleyen Göktaş, "Dernekte fuhuş, uyuşturucu her şey vardı. Uyuşturucu kullanıldığını gördüm, fuhşu görmedim, seslerden anladım." diye konuştu. Basında kendisiyle ilgili haberler nedeniyle deşifre olduğunu söyleyen Göktaş, Tom Cruise ve John Travolta ile yemek yediğini anlattı.
 
Soruşturma sırasında emniyet müdürlüğü ve savcılıkta verdiği ifadelerin okunmasının ardından öğle arası verildi. Saat 13.30'da başlayan duruşmada Savcı Mehmet Ali Pekgüzel'in sorularıyla İhsan Göktaş'ın çapraz sorgusuna geçildi. Pekgüzel'in, "Savcılıkta verdiğiniz ifadede ölümle tehdit edildiğinizi söylemişsiniz, açıklar mısınız?" sorusuna Göktaş, Kuvvai Milliye 1918 derneğiyle ilgili bazı açıklamalarda bulundu. Dernekte esrar, kokan pis eşyaları dışarı çıkarıp düzenleme yapmaya çalıştıklarını belirten Göktaş, bu sırada TBMM plakalı bir otomobille gelen ve kendisini bugünün Başbakanının bacanağı olarak tanıtan Nuri Vardarbaşı'nın, derneğe gelerek kendisini dernekten çıkarmak istediğini öne sürdü. Hukuki olarak çıkaramayınca kibar şekilde kendisini çıkmaya zorladığını iddia eden Göktaş, "Orada bize bazı şeyler söyledi ve kimseye söylemememizi istedi. 'Yurt dışına bile kaçsanız sizi buldurur. Öldürtürüm' dedi. Savcılığa bu konuda ifade verdim. Bu konuyu Savcı Zekeriya Öz ve Hayrettin Tekin söyleyebilirler. Olaydan hemen sonra karakola giderek tehdit edildiğimi söylemek istedim ama dışarı çıkardılar beni. TEM Şube Müdürlüğü'ne gittim. Başının çaresine bak dediler. Benle kimse ilgilenmedi." dedi.

"EŞİM SCİENTOLOGY TARİKATININ TEMSİLCİSİ, BEN DE ÜYESİYİM"
 
Eşinin Scientology tarikatının Türkiye temsilcisi, kendisinin de üyesi olduğunu belirten Göktaş, 1995 yılında tarikattan ayrılmasının ardından kendilerini deşifre edecekleri endişesiyle bugüne kadar takip ve tehdit edildiğini söyledi. Göktaş, "Scientology tarikatı peşimde olduğu için 3 yıl önce Türkiye'de koruma talebinde bulundum. Ancak koruma verilmedi. Korumam olmadığı için Türkiye'de adresimi kasıtlı olarak bildirmiyordum. Devamlı da adres değiştiriyordum. Kendi adıma bir telefon dahi alamadım. Örgüt beni hemen bulur. Yoksa hukuktan kaçtığım için değil. Scientology tarikatı Türkiye'de tam olarak algılanamamış çok büyük bir örgüt. Scientology tarikatı belli bir insanın etrafında çok ağır kumpaslar kurar. Normal bir insan bunun altından kalkamaz." diye konuştu.
 
Türkiye'de kamuoyunda saygın olan kişilerle bir araya gelerek Scientology tarikatının Hıristiyanlık ile alakalı bir tarikat olmadığını kamuoyuna aktarmak istediğini belirten İhsan Göktaş, bu nedenle Türkiye'de bu konuya bilirkişilik yapacak saygın kişilerle görüşmek istediğini söyledi.
 
Kuvvai Milliye Derneği'nde uluslararası istihbarat topladığı şeklindeki iddiaya ise İhsan Göktaş, Bu iddianın Hüseyin Görüm'ün ifadesinde geçtiğini, kendisini bağlamadığını belirterek, "Ben dernek adına istihbarat toplamadım. Dernekte insanlık ve İslam dışı hareketler nedeniyle üyeleri hakkında bazı notlar alıp bunları bilgisayarıma kaydettim." dedi. Göktaş, Pekgüzel tarafından yöneltilen bir soruya da dernek yöneticisi olan Hüseyin Görüm'ün vaaz türündeki konuşmalarında kendisini bazen MİT, bazen de JİTEM olduğunu belirterek devlet görevlisi havası verdiğini ileri sürdü.
 
Sanıklardan bazılarıyla bağlantısı ya da tanıyıp tanımadığı sorulan Göktaş, Veli Küçük'ü tanımadığını, notlarında isminin geçmesi konusunun ise, şuradan buradan toplayıp bilgisayarına kopyaladığı notlar olduğunu ileri sürdü. Veli Küçük'ü basından tanıdığını şahsen tanımadığını söyleyen İhsan Göktaş, kendisinden ele geçirilen belgelerde ismi geçen Vural Küçük'ün ise kendisinden para almaya çalışan çok yaşlı bir insan olduğunu öne sürdü.
 
Eyüp Jandarma Karakolu'nda kendisini jandarma istihbarat olarak tanıtan Yavuz isimli şahısla tanıştığını ifade eden İhsan Göktaş, "Sevgi Erenerol'un telefon numarasını bana Yavuz verdi. Scientology tarikatının iç yüzünü ortaya çıkarmak için Diyanet'e gitmek olmazdı. Hıristiyan olduğunu bildiğim için Sevgi Erenerol ile görüşmemin faydası olacağını düşündüm ve o dönem kendisiyle kısa bir görüşmem oldum. Boşanma mevzuum vardı. Hem Scientology tarikatıyla ilgili konunun hukuki boyutunu konuşmak hem de eşimden boşanmak için Kemal Kerinçsiz ile görüştüm ancak Kemal Kerinçsiz çok yoğun olduğunu belirterek beni başka bir avukata yönlendirdi." dedi.
 
Savcıların sorularının ardından söz alan tutuklu sanıklardan Hüseyin Görüm ise ifadesinde kendisine yönelik ithamlarda bulunan İhsan Göktaş'a 'İblis' yakıştırmasını yaptı. İhsan Göktaş ise Hüseyin Görüm'ün sorularını muhatap almadığını belirterek cevaplamadı.
 
Avukat Alper Yarımbıyık, Tuncay Güney'in mülakat CD'lerinin incelenmesi sırasında da müvekkili sanık Ümit Oğuztan'ın Organize Suçlar Şube Müdürlüğü'nde işkence gördüğünün ortaya çıktığını ileri sürerek sorumluların cezalandırılması için Fatih Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulundu. Yarımbıyık, 2001 yılında bir araç satışından dolayı ev sahibi Ümit Oğuztan'a 500 TL verdiği şeklindeki ifadesi üzerine Oğuztan'ın insanlık dışı işkencelere maruz kaldığını ileri sürdü. Gözaltına alınmasının ardından Tuncay Güney'in durumunu sormak için emniyete giden Oğuztan'ın, çırılçıplak soyulmak suretiyle vücuduna elektrik verilerek işkence edildiğini iddia eden Avukat Yarımbıyık, dönemin Organize Suçlar Şube Müdürü olan ve ikinci iddianame sanıkları arasında yer alan Adil Serdar Saçan, şubede görevli eski Emniyet Amiri Ahmet İhtiyaroğlu ve sorgusuna katılan diğer memurlar hakkında işkence suçundan ceza verilmesini istedi.

İSTANBUL 14. AĞIR CEZA MAHKEMESİ BAŞKANI CANAK, ERTEKİN'İN TAHLİYESİ
YÖNÜNDE GÖRÜŞ BELİRTTİ
 
Öte yandan, Ergenekon ana davasının tutuklu sanıkları Hayrettin Ertekin ile Mehmet Fikri Karadağ'ın avukatları, duruşmaya ara verildiği 20 gün içerisinde, bir üst mahkeme olan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi'ne tahliye talebinde bulundu. Talepleri inceleyen mahkeme heyeti, Fikri Karadağ'ın tahliye talebini oy birliğiyle, Hayrettin Ertekin'in tahliye talebini de Başkan Erkan Canak'ın muhalefetiyle reddetti.
 
Birleştirilen Ergenekon davasının tutuksuz sanığı Şener Eruygur'un eşi Mukaddes Eruygur'un gizli kamera çekimlerinde "12 ve 14 bizden" diyerek işaret ettiği öne sürülen 14 Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Arkan Canak, muhalefet gerekçesinde şunları söyledi; "Sanığın suç vasfı örgüt üyeliği olup, iddia edilen suçun vasıf ve mahiyeti, istenen ceza maddesi, sanığın iki yıla yakın süre tutuklu kalmış olmakla beraber aynı davada daha ağır iddia ve sevk maddesiyle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemi ile yargılanan birçok sanığın ise tutuksuz yargılanması hakkaniyete ve ceza adaletine ters düşmekle birlikte dosyanın geldiği aşama da göz önüne alınarak ileride mağduriyetine sebebiyet vermemesi için tahliyesi görüşündeyim."

CİHAN



Bu haber 767 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,462 µs