esas sahibi Doğan değil | " /> esas sahibi Doğan değil | "/>

En Sıcak Konular

Amiral Gemisi'nin esas sahibi Doğan değil

28 Eylül 2009 13:34 tsi
Amiral Gemisi'nin esas sahibi Doğan değil "Aydın Doğan Hürriyet gazetesinin tam anlamıyla sahibi değildir. Gazete üzerinde, sadece “intifa hakkı” vardır."

Ayhan Aktar / Taraf

‘Amiral gemisi’ kimindir

Taraf’ın cumartesi günkü haberine göre, Aydın Doğan, bugün Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile görüşecek imiş.

Doğan Grubu’na 3 milyar 755 milyon’luk vergi cezası kesildi ve kıyamet koptu. “Amiral gemisi”nin ağır toplarından sayılan Bekir Coşkun’un Hürriyet’ten ayrılıp Habertürk’e geçmesinden sonra, “medyada tasfiye” tartışmaları başladı. Acaba, AKP seçmenine “bidon kafalı” veya “kıllı göbeğini kaşıyan adam” üslubunda hakaret eden diğer yazarlar da kapının önüne konacak mıydı?

Seçmenlerin önemli bir kısmını “iki çuval kömüre oylarını satanlar” olarak gören Bekir Coşkun, Sezen Aksu’nun Başbakan Erdoğan’ın Kürt açılımını desteklemesi üzerine rahatsızlığını ifade ettiği yazısında şunları söylüyordu: “Sanatçı; çağdışılığı savunamaz... Medeni yaşama karşı duramaz sanatçı... Ve sanatçılar zeki insanlardır; toplumuna ortaçağ yaşamını öneren, modern hayata karşı çıkan, laikliği bir kenara itip dinciliği referans alanların ‘iyi bir şey’ yapamayacaklarını bilir.” (Hürriyet, 22 ağustos)

Mesaj gayet netti: AKP iktidarı “ağzı ile kuş tutsa” bile Bekir Coşkun’a yaranamazdı. Çünkü AKP’nin varoluşu yanlıştı. Dolayısıyla, “doğuştan özürlü” bir hükümetin Kürt açılımını desteklemek Sezen Aksu gibi bir sanatçıya yakışmazdı!

Sanki, Beşiktaş’ın seyirci grubu ÇARŞI’nın meşhur sloganında özetlendiği gibi bir “istemezük” durumu söz konusu: “Bekir Coşkun her şeye karşı!” Bilirsiniz, “her şeye karşı olma” durumundan siyasi muhalefet çıkmaz. Bu tavır aslında hiçbir projesi olmayan, çaresiz, yeteneksiz ve yaratıcılıktan uzak bir siyasi anlayışı temsil eder. Böyle bir yaklaşımdan, ancak “hakaret, küfür ve aşağılama” çıkar.

Peki, bir patron olarak Aydın Doğan’ın elini ayağını bağlayan bu yazarların tasfiyesi mümkün müdür? Bence, medyadaki tasfiye Türk siyasi hayatındaki genel bir tasfiye ile paralel gidecektir. Neden mi? Anlatayım:

1. Bekir Coşkun ve diğerlerinin AKP’ye karşı olma biçimi ile CHP ve MHP’nin muhalefet anlayışı arasında pek bir fark yoktur. Aslında, CHP ve MHP seçmeninin de “AKP gitsin” dışında edecek bir lafı yoktur.

2. Hâl böyle olunca, mesele, kendisini “seçkin” olarak adlandıran kentli, eğitimli, hâli vakti yerinde kesimin siyasi iktidarsızlığının Bekir Coşkun gibileri tarafından dile getirilmesinden ibarettir. Bu kesimin durumu hazindir, iktidarı sönmüş ve cevvâliyeti bitmiştir. Artık, kurulu düzen “çapsızlık ve iktidarsızlık” hâli içindedir.

3. Galiba şu soruyu sormanın vakti geldi: Acaba, “Amiral gemisi”nin gerçek sahibi kimdir? Siz gazetenin künyesinde yazana bakmayın, Aydın Doğan Hürriyet gazetesinin tam anlamıyla sahibi değildir. Gazete üzerinde, sadece “intifa hakkı” vardır. Yâni Hürriyet gazetesini bir zeytinlik gibi görürsek, Aydın Bey’in zeytinleri toplama, yağını sıkma ve onları pazarlama hakkı vardır. Aydın Bey Hürriyet’i kullanarak “nemâ” elde edebilir. Ama mülkün esas sahibi başkalarıdır.

Onlar kim? diye bana sormayın. Canım, biliyorsunuz işte!

Sevgili Hrant’ın ölümünden sonra, “Ogün Samast’ı da anlamak lazım” gibilerden yazı yazanlar. Başörtüsü ile ilgili Anayasa değişikliği TBMM’de kabul edildikten sonra “411 el kaosa kalktı” diye manşet attıranlar, Ergenekoncu takımı ile yatıp kalkanlar, üniversitedeki arkadaşlarını askerlere jurnalleyen ve Ergenekoncu paşaların tavsiyesi(!) ile Hürriyet’te yazı yazmaya başlayan emekli profesörler... İşte mülkün esas sahipleri...

Gerçekten “mal sahibi” olmanın en temel göstergesi, dilediğinde o malı başkalarına satma hakkıdır. Bence, Aydın Bey’in Hürriyet’i satma hakkı yoktur. Hürriyet’in eski sahibi Erol Simavi’yi hatırlayan var mı? Erol Bey 1989 yılında “insan hürriyetini satmaz” dedi. Gazetenin satışına direndi. Sonra Çetin Emeç öldürüldü. Ayrıca, Sedat Simavi’nin mezarı başındaki törende bomba patladı. Ölen olmadı, ama Erol Bey korkup İsviçre’ye yerleşti. İngiliz basın kralı Maxwell ile pazarlığa oturdu ve 270 milyon sterline anlaştı. Sonra, gece “birileri” aradı ve satış engellendi. Nihayet, Hürriyet 1994’de Aydın Doğan’a 36 milyon dolara satıldı. Erol Simavi hâlâ İsviçre’de sürgün hayatı yaşıyor. Anlaşılan, Hürriyet’e patron olmak zor!

Şimdi, Aydın Doğan’ın Org. Başbuğ ile randevusunu iptal ettiğini duydum. Bak şu Taraf’ın yaptığına... Adama huzur vermiyorlar yahu!



Bu haber 1,316 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,680 µs