Rusya-ABD savaşı | " /> Rusya-ABD savaşı | "/>

En Sıcak Konular

5 ayda bitmeyen karşılaşma ve Rusya-ABD savaşı

28 Eylül 2009 10:15 tsi
5 ayda bitmeyen karşılaşma ve Rusya-ABD savaşı "Dünya satrancında Rus egemenliğinin olduğu soğuk savaş yıllarıydı..."

Satrancın da efsaneleri vardı   

Eyüp Tatlıpınar / Akşam

Aslında yalnızca zekâların  çarpıştığı, sıradan (yoksa sıkıcı mı?), masum bir oyun değildir satranç. En azından bir zamanlar için öyleydi; gerilimin, heyecanın, sansasyonun o küçük tahtadan tüm dünyaya yankılandığı, işin içine üst düzeyde politikanın bile karıştığı zamanlar için… 

Haberi bir haftadır duyuruluyordu; 1984’teki tarihi dünya şampiyonası maçının 25. yıldönümü vesilesiyle Kasparov ve Karpov geçen hafta içinde Valencia’da bir kez daha karşılaştılar. Bir açıdan bakarsanız, Cuma gecesi sonuçlanan 12 maçlık seriyi Kasparov’un 9-3 gibi farklı bir skorla kazanmasının ayrıntıdan öte pek de önemi yok. Ne kadar dikkat çekici olursa olsun maçın etkisi nostaljiyle sınırlı kaldı. Aralık ayında yapacakları söylenen yeni karşılaşmanın da bu sınırları zorlayacağının herhangi bir belirtisi yok. Oysa, “biz Pele ve Maradona kadar ünlüyüz” diyen Karpov’un iddiası büyüktü; “satrancın altın olmasa da, gümüş çağını tekrar ortaya çıkarmak için buradayız.” İlk kısmına elbette bir şey denilemez ama sözlerin ikinci kısmında, mütevazı bir hava katılmak istense de aşırı iyimserlik yatıyor. 

Satrancın, Karpov’un bahsettiği altın çağını yaşadığı sıralarda bunu borçlu olduğu efsaneler vardı, herkesin hikâyesine kulak kabarttığı, insanların daha önce görülmemiş biçimde bu oyuna merak sarmasına neden olan isimler ve maçlar vardı. Ve elbette eksik olmayan sansasyonlar… Karpov’un bu hikâyelerde yan rollerde bulunduğunu söylemek ona haksızlık sayılmaz. Tıpkı iki büyük ismi, iki büyük maçı ve iki önemli tarihi, satrancı tenisle boy ölçüşebilecek bir popülerliğe ulaştırması bakımından diğerlerinin önüne çıkarmanın haksızlık sayılmayacağı gibi. Bu iki kişinin adı Gary Kasparov ve Bobby Fischer, maçlar tahmin edilebileceği gibi dünya şampiyonaları, tarihler ise 1984 ve 1972… 
5 ayda bitmeyen dünya şampiyonası

Soylu bir Yahudi babayla Ermeni bir annenin çocuğu olarak 1963’te Bakü’de doğmuştu Kasparov. 13 yaşında Sovyetler Birliği gençler şampiyonu, 17 yaşında büyükusta, 19 yaşındayken ise dünyanın en kuvvetli oyuncusu (buradaki kuvvet uluslararası turnuvalarda alınan puanlarla ölçülüyor) unvanlarını elde etmeyi başarmıştı. Daha 16 yaşındayken, 14 büyükustanın katıldığı bir turnuvayı farklı biçimde kazanmış, sonraki tüm turnuvalarda gözler artık ona çevrilmişti. 1980’den itibaren hayallerini süslemeye başlayan, o zamanki dünya şampiyonu, 1951 doğumlu Anatoli Karpov’la karşılaşma anı ancak dört yıl sonra, 1984’te gerçekleşti.

İkisi de eski dünya şampiyonu Botvinnik’in öğrencileri arasındaydı. Karpov’un kuvvetli savunmaya dayalı oyun stiline karşın Kasparov sert, beklenmedik hamleleri eksik olmayan bir hücumla oynuyordu. (Satranç oyunlarına dergilerden, gazete köşelerinden baktıysanız dikkatinizi çekmiş olabilir; bazı hamlelerin yanına enteresanlığı, tuhaflığı, karmaşıklığı belirten ünlem işareti konulur. Kasparov, yanına ünlem ve çift ünlem eklenen hamleleri en çok yapan oyunculardan biri, belki de birincisidir.) 

1984’te, Kasparov henüz 21 yaşındayken Moskova’daki satranç masasına oturduklarında her şey diğerlerinden farkı bulunmayan bir dünya şampiyonluğu karşılaşması havasında başladı. Altı oyunu ilk önce kazanan dünya şampiyonu olacaktı. Seriye şaşırtıcı bir başarıyla başlayan Karpov ilk altı maçın dördünü kazanarak skoru 4-0’a getirdiğinde herkes karşılaşmanın beklenenden önce sonuçlanacağını düşünüyordu. Karpov’un dünya şampiyonu unvanını koruması için sadece iki maç daha kazanması yetiyorken ardı ardına oynanan 17 maç berabere bitti ve sonraki oyunda Karpov beşinci kez kazanabildi. Skor 5-0’a ulaşmıştı. 32. oyuna gelene kadar beraberlikler devam etti ve nihayet Kasparov karşılaşmanın ancak 32. oyununda ilk galibiyetini aldı. 

Yaşı Kasparov’dan büyük olan Karpov yorgunluğa dayanamayıp bitkin düşmüş, 10 kilo vermişti. Sağlık sorunları başlayıp, 47. ve 48. maçlarda Kasparov üst üste iki maç daha kazanarak skoru 5-3’e getirdiğinde Karpov bir iki kez hastaneye kaldırılmıştı. Bir galibiyete ihtiyacı olan Karpov da, son iki oyunu kazanıp morali düzelen Kasparov da karşılaşmaya devam etmek istiyordu ama Dünya Satranç Federasyonu (FİDE) başkanı Campomanes fazla uzaması nedeniyle maçları bitirdi. Pek çok kişiyi hayal kırıklığına uğratan, skandal olarak değerlendirilen bu kararla karşılaşma 5. ayının sonunda bir galibi belirlenmeden bitmişti. 

Bir sonraki yıl dünya şampiyonluğu için tekrar karşılaştılar. Kasparov son ana kadar berabere giden serinin son maçında gayet fantastik iki hamle yaparak maçı kaotik bir duruma soktu. İşin içinden çıkıp maçı ve şampiyonluğu kazanmayı beceren 22 yaşındaki Kasparov’du. 

1984’teki (ve onun devamı  sayılabilecek 1985’teki) bu maçla, satrancın zirveleri arasında yer alması bakımından boy ölçüşebilecek diğer maç 1972’de Reykjavik’te oynanmıştı; Amerikalı genç Bobby Fischer ile o zamanki dünya şampiyonu Rus Boris Spassky arasında. 

Rusya-ABD savaşı

1943 Chicago doğumlu Fischer 13 yaşında ABD gençler şampiyonu, 14’ünde en genç ABD şampiyonu, 15 yaşındayken ise satranç tarihinin en genç büyükustası unvanlarını kazandı. Her ne kadar ABD’de ve yurtdışında pek çok turnuva kazanan bir dahiyse de efsaneler katına çıkması için, satranç tarihinin dönüm noktalarında biri olacak 1972 tarihinin gelmesi gerekecekti. 

Dünya satrancında Rus egemenliğinin olduğu soğuk savaş yıllarıydı. Petrossian, Tal, Taimanov gibi dünya şampiyonluğunu Spassky’den almak için sırada bekleyen Ruslar’ın katıldığı turnuvaya ABD de bir oyuncusunu gönderecekti. Sıkıldığı için ABD Şampiyonası’na girmeyen Fischer’in bu turnuvaya katılma hakkı yoktu ama yine de federasyon onu göndermeye karar verdi. Fischer çeyrek finalde Larsen’i, yarı finalde Taimanov’u, finaldeyse eski şampiyonlardan ‘demir’ lakaplı Petrossian’ı o güne kadar görülmemiş farklarla yenerek turnuvayı bitirdi ve Dünya Şampiyonu Spassky ile unvan maçı yapmaya hak kazandı.

 
1972 Ağustosunda Reykjavik’teki masaya, daha önce hiç yenemediği Spassky’nin karşısına oturdu Fischer. Bu maçın satranç tarihinin en olaylı ve önemli maçı olduğunu söylemek yanlış olmaz; olaylı geçmesi Fischer’in ‘acayip’ karakterinden, önemiyse Rusya-ABD arasındaki soğuk savaştan kaynaklanıyordu. Daha maç başlamadan Fischer koltukların sertliğinden, ışığın yoğunluğundan, kameraların sesinden şikayet etmeye başladı. Olayların arkası kesilmeyince ilk maçı hükmen kaybetti ve ardından kameraları neden gösterip ikinci maça çıkmayacağını söyledi. İkna edilerek döndüğü ikinci maçı da kaybedince hiç bir açıklama yapmadan turnuvadan çekilmeye karar verdi. Onu bu girişiminden ancak ABD başkanı vazgeçirebildi, ne de olsa ülkenin onuru söz konusuydu. Fischer 2-0 geride olmasına rağmen kalan 19 oyunun 9’unu kazanıp Spassky’e yalnızca bir oyun vererek (11 oyun berabere) maçı farklı kazanmasını bildi. Böylece Rusların satrançtaki 35 yıllık hegemonyasına son verilmiş, Amerika dünyanın her yerinde yankılanan büyük bir zafer kazanmış ve Fischer kahraman ilan edilmişti. 

Kendi satranç kariyerinde hızla yükselirken başka hiçbir satranç ustasının yapamadığı bir şeyi de başardı Fischer; satrancı da beraberinde zirveye taşıdı. Sansasyonel maçları dünyanın her yerinden canlı olarak seyredildi, gazeteler ve dergiler devamlı ondan söz etti. Televizyon yapımcıları, gazete ve dergi editörleri, rakipleri ve FIDE ile olan çekişmeleri ve dehasıyla satrancı bir anda popüler hale getirdi. 1950’lerde, gereken maddi destek zorluklarla bulunduğu için küçük salonlarda düzenlenen şampiyonlar yerini artık televizyon kanallarının yayın haklarını satın almak için birbirleriyle yarıştığı, turnuva ödüllerinin milyon dolarlarla ifade edildiği, ticari açıdan çekici bir spor dalına dönüşmüştü. Öyle ki satrancın popülerliği o yıllarda tenisle boy ölçüşmekteydi. 

Dünya şampiyonluğunu korumak için 1975’te Anatoli Karpov’un karşısına çıkması gerektiğinde Fischer’in ‘huysuzluğu’, bu kez ödül miktarı ve maç sayısı konusunda tekrar ortaya çıktı ve FİDE ile anlaşmazlığa düşerek Karpov’la maç yapmayı reddetti. Unvan da Karpov’a kaldı böylece. 1985’teki Kasparov maçına kadar…  



Bu haber 759 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,158 µs