Bölünme korkusu nereden kaynaklanıyor? | " /> Bölünme korkusu nereden kaynaklanıyor? | "/>

En Sıcak Konular

Bölünme korkusu nereden kaynaklanıyor?

27 Eylül 2009 10:28 tsi
Bölünme korkusu nereden kaynaklanıyor? "Bugün DTP-PKK çizgisinin, Güneydoğu’da ayrı bir siyasi coğrafya oluşması için büyük çaba içinde oldukları açıktır. Yerel seçimlerden sonra, “Kürdistan’ın sınırları çizildi” yorumu da bunun göstergesidir."

Fikret Bila / Milliyet

Bölünme endişesinin kaynağı

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un, insanlarda bölünme endişesi olduğundan söz etmesi ve güvence vermesi tartışmalara neden oldu. Başbuğ’un bu bağlamda, televizyondaki tartışmalardan etkilenerek “Eyvah! Böyle mi olacak!” diye soranlara “Lütfen izlemeyin” yanıtını verdiğini söylemesiyle ilgili de değişik yorumlar yapıldı.

Toplumun bir kesiminde bölünme endişesi olduğu bir gerçek. Başbuğ’un bu endişeyi işaret etmesini CHP ve MHP’ye dönük bir eleştiri gibi algılamak isteyen ve böyle algılanması için çaba gösterenlerin gerçeğe yakın durdukları söylenemez. Ayrıca bu endişenin Kürt açılımı tartışmaları içinde doğan “yeni bir endişe” olduğunu öne sürmek de gerçekçi değildir. Endişenin tarihi çok eskidir de, yeniden güçlenmesinin en az 25 yıllık bir geçmişi vardır. Son tartışmalarla bu endişe güncelleşmiş ve güçlenmiştir.

Endişenin kaynağı
PKK’nın uzun süreli halk savaşı yöntemiyle Türkiye’nin Güneydoğu’sunu koparmak ve Irak, İran ve Suriye’den kopacak parçalarla birleşerek Büyük Kürdistan projesini gerçekleştirmek için yola çıktığı bir sır değil.

Süreç içinde, koşullar değiştikçe, bu hedefini reddetmek veya taktik hedeflerle perdelemek zorunda kalması nihai hedefi ortadan kaldırmış değildir. Bu değişikliklerde Türkiye’nin, Öcalan’ın teslim alınmasına kadar varan terörle mücadeledeki başarısının payı büyüktür.
Buna karşın sorun sona ermemiş, terör sürecinin yarattığı koşullar da siyasallaşmıştır. Bugün DTP-PKK çizgisinin, Güneydoğu’da ayrı bir siyasi coğrafya oluşması için büyük çaba içinde oldukları açıktır. Yerel seçimlerden sonra, “Kürdistan’ın sınırları çizildi” yorumu da bunun göstergesidir.

Bu bölgede özellikle yerel yönetimlerin işlevi alternatif devlet otoritesi hedefine kilitlidir. Bölgede resmi kurumlar dışında, hiçbir faaliyette olumlu anlamda Türkiye Cumhuriyeti’nin temsil ve hatta ima edildiğine, Türk bayrağının kullanıldığına tanıklık edilmemiştir.
Böyle bir tablo ve gayret içinde, “Biz ayrılmak istemiyoruz, üniter yapı ve bayrakla sorunumuz yok” söylemi de inandırıcı olmamıştır. Atılan adımların, genişleyen bireysel ve kültürel özgürlüklerin hiçbiri DTP-PKK çizgisi için ayrılıkçılığın kurumsallaştırılmasına dönük taleplerden vazgeçilmesi sonucu doğurmamıştır. Doğurması da beklenmemelidir. Ayrılıkçı hareketlerin karakteri budur.

Açılım sürecindeki talepler
Bu tablonun üzerine Kürt açılımı sürecinde gündeme gelen talepler ve tartışmalar bölünme endişesini güçlendirmiştir. Öcalan’ın İmralı’dan, Karayılan’ın Kandil’den, DTP’nin Ankara’dan terör tehdidiyle birlikte dile getirdikleri öz savunma gücü, özerklik, Anayasa’da siyasi kimlik güvencesi, Kürtçenin ikinci resmi dil ve/veya eğitim dili olması, genel af, Öcalan’ın serbest bırakılıp siyasi haklarının iade edilmesi ve bunları savunan veya yakın duran televizyon yorumları, haberler, manşetler, yazılar endişeyi artıran faktörlerdir.

Tabii siyasi iktidarın açılıma başından bir sınır çizmemesi ve bunun yarattığı endişeyi gördükten sonra Anayasa’nın ilk üç maddesini çerçeve olarak ilan etmekte gecikmesi de bir diğer faktör olmuştur.

Bu tablo ortada dururken, Org. Başbuğ’un ifade ettiği endişenin kaynağı olarak CHP lideri Deniz Baykal’ı ve MHP lideri Devlet Bahçeli’yi ve parti sözcülerini gösterdiği sonucuna varmak, gerçeği görmemek veya görüp de saklamak çabasıdır.



Bu haber 555 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,502 µs