3 açılım da bu masada çakılabilir

25 Eylül 2009 14:09 tsi
AB'nin kafası 'moral etki'ye basıyor mu? iyibilgi Ankara

Gerçek bu ve Türkiye-AB ilişkilerinde ipin inceldiği yer de burası! Kıbrıs’ta Türkiye ‘en haklı’ konumunda bulunuyor. Bu yüzden geri adım atmaya niyeti yokt. AB ise en azından limanları almak konusunda inatçı. Araya başka talepler de sıkışabilir. Ama daha daha önemlisi, Kıbrıs kendisiyle birlikte 3 açılımı ‘gerçekten’ bağlıyor!

Ankara, Kıbrıs meselesinin tam da bu sıralar tatsızlaşacağını hayli önceden biliyordu ve bu nedenle Dışişleri Bakanı’na kadar olayı yükselterek, onun ağzından, “ilgili ülkeler”in ayağını nasıl uzatması gerektiğinin mesajlarını vermeye başladı.

Ve o daha başlarken, iyibilgi gündemde olmayan bu konuyu okurlarına olanca sertliği ile duyurdu. Tabii Ankara’nın sertliğinden bahsediyoruz.

Kıbrıs’ta iki kesimin görüşmelerini ve bir sonuca ulaşma azimlerini Ankara elbette destekliyor. Burada AB’nin siyaseten ağırlığı, tarih boyunca adayla ilgilenen ABD ve İngiltere gibi ülkelerden artık daha fazla.

Çünkü konunun taraflarından birisi AB üyesi. Haliyle de AB bu konuda açık biçimde taraf tutuyor. Buradan kasıt da şu: Türkiye Annan Planı’ndan bu yana dediklerinde haklı çıktı ve KKTC de referandumda da gerekli oyu verdi.

Ama Rum kesimi yapmadı. İşin özü bu. O andan itibaren de Türkiye, yapıcı olanın kendisi olduğunu, AB’nin fazla tarafgir davrandığı ve hala aynı pozisyonunu koruduğunu israrla taraflara söyledi. Yüzlerine karşı!

Nihayet iş geldi dayandı yine limanlar meselesine. Ankara bu konuda santim oynamayacağını deklare etmiş bulunuyor. Bizzat Dışişleri Bakanı’nın ağzından ve defeatle!

AB ise limanlar açılacak havasında. Esasen Ankara’nın böyle bir talebe uyması, KKTC lideri Talat’ın masadaki kartlarını elinden alması anlamına geliyor.

Bu olacak iş değil. Öte yandan AB de yerinden oynamıyor gibi (!) ve Rum tarafı da buna bakarak daha dik oturuyor.

Peki Kıbrıs bu sefer de olmazsa Türkiye ne yapar? Bunun yanıtı Ankara’da sıkça sorulmuyor. Çünkü bu sefer Türkiye’nin hakikaten meseleden sıkıldığı, “bildiğini okuyacağı” kuvvetlice dillendiriliyor.

Yine de esas meselenin birden çok boyutu, daha doğrusu yüksek etki alanı var. Türkiye şu anda 3 kritik açılım konusu ile uğraşıyor.

Biri Kıbrıs. İkincisi Ermenistan ilişkileri ve üçüncüsü Kürt açılımı. İşte şimdi deniyor ki, Kıbrıs konusunda Avrupa Birliği haksızlığı bu kadar ayyuka çıkarıp hala Ankara’dan birşeyler koparma hırsına kapılırsa, Türk kamuoyunda zaten hiç iyi olmayan Batı’ya ilişkin algı diğer iki açılımın heveslerini kırabilir!

Tabii böylesi bir rahatsızlık durumunda, Ankara AB’ye Kıbrıs konusunda dikleneceğinden, Türkiye kamuoyunu herhangi bir açılım için istekli bulmak daha da zorlaşabilir.

AB’nin bu sefer, bu “moral etki”yi iyi hesaplaması gerekiyor.

Bu haber 939 defa okundu.