tarihin bilinci | " /> tarihin bilinci | "/>

En Sıcak Konular

Güncelde saklı tarihin bilinci

25 Eylül 2009 12:07 tsi
Güncelde saklı tarihin bilinci ‘Demokratik açılım’ süreç ve tartışmalarının günlük harareti, polemikleri içerisinde gözden kaçırıyor muyuz acaba? Unutmayalım: Mesele biraz da tarihin içerisinden geçtiğimiz evresinin mantığını anlamak meselesidir. Bunun bazı kilit önemde kav

Obama’nın başkanlık kampanyasının ana sloganı “değişim” idi. Ama “değişim” bir seçim kampanyası argümanı olmaktan çok daha fazlası demek…

“Değişim”, belki her zaman revaçta idi, ama asıl olarak 1990’lı yıllarda çok etkileyici kavramlardan biri haline geldi. Bu da doğaldı. Çünkü “Berlin Duvarı” çökmüş, uluslararası dengeler yeniden oluşmaya başlamış, uluslararası camia bu “yeni” duruma uygun yeni politikalar geliştirmeye başlamıştı.

Nitekim birbirinden kanlı ve köklü etnik, toplumsal nitelikteki sorunların da bu süreçte ya çözüldüğünü, ya da çözüm mecrasına girdiğini görüyoruz. İngiltere’de İrlanda, İspanya’da Bask sorunları hemen akla gelen örnekler. Başka çarpıcı örnekler Güney Amerika’da yaşandı. “Barış”, “uzlaşma”, “yeniden yapılanma” ve “demokrasi” sözcükleri bu “değişim” örneklerine ilham veren diğer kavramlar idiler…

90’lı yıllarda dilimize yerleşen kavramlardan bir diğeri de “geçmişle yüzleşme” idi.

Dünyanın “yeni” durumuna uygun olarak sorunlarını çözmek, “yeni” bir başlangıç yapmak, nasıl ki köklü bir reform veya değişim mantığıyla hareket etmeyi gerekli kılıyor idiyse, bunun gerçekleşeceği alan da bir “geçmişle yüzleşme” cesareti göstermek sorunu idi.

Bunu “cesaret” olarak adlandırmak son derece yerinde, çünkü yaşanmış “geçmiş”, bir şekilde herkesin bulunduğu yerden ortak olmasıyla gerçekleşmiş, yaşanmıştı. Onun sonuçlarının sorumluluğu da “ortak” idi. Bu nedenle yüzleşmek, neden ve sonuçlarıyla birlikte o geçmişi güvenli, umutlu bir geleceği inşa etmenin olmazsa olmaz gereği olmak zorundaydı.

Güney Afrika, geçmişiyle (ırkçı Apartheid rejimi) yüzleşme konusunda en çarpıcı örneklerden biri oldu. Hakikat ve Uzlaşma Komisyonları kuruldu. Bu komisyonların çalışmalarının sonuçlarına herkes saygılı olacağını deklare etti ve öyle de davrandı. Bugün Güney Afrika Cumhuriyeti, “ırkçı” geçmişinin sorunlarını ve sonuçlarını büyük ölçüde aşmış bir ülke olarak, daha “reel” sorunlarla uğraşıyor, daha ileriye gitmek için çaba gösteriyor.

“Erken kalkan darbe yapıyor” diye adı çıkan Güney Amerika ülkeleri de kendi darbeleriyle, darbecileriyle ve o darbe dönemlerinin uygulamalarıyla yüzleştiler, hesaplaştılar. Yeni bir başlangıç yapma iradesini, bu yüzleşme pratiğinin üzerine inşa ettiler.

Ancak “değişim” ve “yüzleşme” cesaretini gerçek manada gösteremeyen ülkeler de oldu. “Değişim”i bir seçim sloganı olmanın ötesine taşıyamayanlar, “yüzleşme” ihtiyacını “dün dündür bugün bugündür” pragmatizmine kurban edenler oldu. Sahip oldukları miadı dolmuş “soğuk savaş” zihniyetini canlı tutabilmek uğruna mevcut sorunların gerginlik ve gerilimini sürekli kılmak için olmadık uğraşlar verenler oldu.

Oldu da, ne oldu?

Bu tanım içerisinde değerlendirilmesi mümkün ülkeler, kendi hem demokratik, hem iktisadi manada gelişimleri açısından çok kıymetli zamanlar kaybettiler. Kan kaybettiler. Yıprandılar. Yoruldular.

“Değişim” ve “yüzleşme”, 90’lı yıllarda ağırlıklarıyla gündeme geldiler. Ama güncelliklerini kaybetmiş değiller.

“Değişim” ve “statüko” arasındaki birbirini iten gerilim, yaşadığımız tarih kesitinin en büyük belirleyici özelliğidir. İleriye gitmek ile durduğu yerde durmak, bir “seçenek” olarak uzun süre gündemde tutulamaz; dayatılamaz.

Çünkü “değişim” bir seçim sloganı olmanın ötesinde “derin” bir dinamik güçtür. Belki kendi kendine hayat bulması mümkün değildir ve olmayacaktır; ama kendini hayata geçirecek aktörleri de mutlaka yaratmaktadır, yaratacaktır.

Ve çünkü “yüzleşme”, adı ister konulsun ister konulmasın, içten içe işleyen bir süreçtir. Geçmişini bir boyunduruk gibi taşıyarak geleceğini güvenle kurmak imkanı yoktur.

Türkiye, gecikmiş olabilir, ama bu sürece girmiştir…

www.iyibilgi.com analiz



Bu haber 620 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,400 µs