En Sıcak Konular

Ahmet Altan'ın çöp evleri!

24 Eylül 2009 15:30 tsi
Ahmet Altan'ın çöp evleri! Taraf gazetesi yazarı Ahmet Altan bugünkü köşesinde çöp evlerden bahsetti. Bakalım Ahmet Altan çöp ev derken ne demek istemiş?

Ahmet Altan / Taraf

İçleri tıka basa çöp doludur ve ev sahipleri o çöplerin arasında yaşarlar. Böyle çöp evler vardır.

Ve, asla o çöplerinden ayrılmak istemezler.

Ruhları bir yerinden sakatlanmış ve o insanlar çöplerinden ayrılamaz hale gelmişlerdir.

Onlara, o çöplerin kötü olduğunu, evlerini temizlediklerinde daha iyi yaşayacaklarını bir türlü anlatamazsınız.

En iyi hayatın çöpleriyle birlikte yaşamak olduğuna inanmışlardır bir kere.

O hayattan neredeyse zorla ayırırlar onları.

Bizim devlet de bu çöp evlere dönmüş.

Çöplerinden ayrılmayı da istemiyor.

Üstelik, devlet “evine” çöp doldururken insanlar “bunu yapma” diye defalarca uyarmıştır devleti.

Şu Kürt sorunu denilen soruna bir bakın.

Nasıl başladı bu?

Önce “Kürt yoktur” denilerek başladı.

Kürt var mıydı, vardı.

Devlet “yok” dedi.

Aynen çöp evin delisi gibi “gerçeklerden” ve temizlikten kopuşu böyle başladı.

Gerçeği kabullenmek size zor gelmeye başladığında ve siz gerçeği inkâra koyulduğunuzda, “deliliğin” yolu açılmış demektir.

Ondan sonra delilik derinleşerek içinize nüfuz eder.

Kürt yoktur dedikten sonra “Kürtçe konuşmayı” da yasakladılar.

Kürtçe şarkı söylemeyi de yasakladılar.

Bu türdeki her saçma kararla birlikte gerçeklerden uzaklaşıp, evi çöp dolduruyorlardı.

Kürtlere, “siz Kürt değilsiniz, Kürtçe konuşmayacaksınız, çocuklarınıza Kürtçe isim koymayacaksınız, sokaklarda Kütçe şarkı söylemeyeceksiniz” diye işkenceler yaptılar.

“Kürtçe şarkı söylemek istiyorum” diyen Ahmet Kaya'yı sürgünlere kaçmak zorunda bıraktılar.

Sonunda Kürtler dağa çıktı.

Saçma sapan kararlarla Kürtleri dağlara çıkaran devlet, silahlı bir “uyarıyla” karşılaştığında bile gerçeği göremedi.

Bu sefer de Kürtleri “terörist” ilan etti.

Sanki ortada hiçbir neden yokmuş, Kürtler durduk yerde çıldırmışlar gibi davrandı devlet.

Kendi silahlı güçleri yetmedi, 80 bin Kürdü “korucu” kaydedip dağdaki Kürtlerin üstüne sürdü.

Evdeki çöpler büyüyordu ve devlet biriktirdikçe biriktiriyordu çöpünü.

O zaman insanlar uyardılar, “bunu yapma korucu belasını çözemezsin” diye, devlet dinlemedi.

Bizim devleti yönetenlerde “ben çok akıllıyım” diye bir inanç vardır, nedense inanmışlar buna, binlerce insan ölür, bunlar saçmaladıklarını anlayamazlar.

Bütün akılsızlıkların sonunda Türkiye içinden çıkılmaz bir batağa saplandı.

Birileri” yahu ev çöp dolu” demeye koyuldu.

Kürtlerin varlığı kabul edildi.

Kürtçe kabul edildi.

Kürtçe şarkı kabul edildi.

Bu “yasakların” nasıl salakça olduğu, bu yasaklar kaldırılınca daha iyi anlaşıldı.

Bunlar baştan yapılsaydı birçok sorun belki de yaşanmayacaktı.

İnsanlar ölmeyecekti.

Şimdi dağdaki beş bin silahlı PKK'lıyı oradan indirmeye çalışan devlet, koruculara “sen de silahları bırak” dedi.

Ve, belanın büyüğüyle karşılaştı.

Korucular, “PKK dağdan inmeden silahı bırakmam” diyor.

Silahı vermek kolaydır da almak zordur.

Beş bin PKK'lıyı dağdan indiremeyen devlet, hadi bakayım o seksen bin korucudan silahı alsın da göreyim.

Üstelik devlet onlara silahı bırakma karşılığında “haraç” da ödeyecek, maaşları verilecek ama korucular “olmaz” diyor.

Evi çöp doldurunca boşaltmak öyle “ha” deyince olmuyor.

Türkiye'nin başını derde sokan bu ahmakça kararları verenlerin, o dönemlerde yaptıkları konuşmalara ve medyanın o konuşmaları nasıl alkışladığına bir bakın.

Her şeye hâkim olacağız, her şeyi kontrol edeceğiz derken, ülkenin de devletin de kontrolünü ellerinden kaçırdılar.

Susurluklar, Ergenekonlar çıktı, profesörler ajan, subaylar katil, generaller darbeci oldu, yargıçlar hukuku unuttu.

Evi çöpten temizlemek için uğraşıyor şimdi devletin içindeki bazı insanlar.

Muhalefet partileri ise hâlâ çöplerine yapışmışlar “boşlatmayın evimizi, çöplerimize dokunmayın, onlarsız biz yaşayamayız” diye feryat ediyorlar.

Ev temizlenecek temizlenmesine de, bu iş biraz zor olacak.

Bunca çöpü boşaltmak da, çöpüne sevdalanmış delileri tedavi etmek de sanıldığı kadar kolay değildir çünkü



Bu haber 691 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,350 µs