'Başbuğ konuştu, dedi ki...'

24 Eylül 2009 10:14 tsi
Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ’un Güneydoğu ziyareti ve açıklamaları ‘açılım’ tartışmalarında öne çıkan konu oldu. Konuyla ilgili uzman akademisyenlerin ve siyasilerin ilginç yorumları var. Bu artık bir klasik: ‘Aslında ne dedi

Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ’un Güneydoğu ziyareti ve ziyareti esnasında gazetecilere yaptığı açıklamalar büyük yankı yarattı, tartışmalara yol açtı.

Başbuğ’un açıklamaları genel olarak “demokratik açılım sürecine destek” şeklinde yorumlanırken, muhalefet partilerinin sözcüleri tarafından da “TSK günlük siyasete karışmasın” olarak özetlenebilecek eleştirilerle karşılandı.

Hatırlanacaktır; Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ, ilk olarak 14 Nisan’da Harp Akademileri’nde yaptığı konuşmada “bireysel kültürel haklar” konusuna değinmişti. İzleyen günlerde hükümet kanadından gelen “devletin zirvesinde uyum var” tespitleri eşliğinde adı “demokratik açılım” olarak konulan bir “süreç” başladı. Başbuğ’un söz konusu konuşmasını hatırlatmamızın sebebi, TSK’nın başından beri “açılım” konusunda “olumlu”, en azından “engelleyici” olmayan bir pozisyon almış olmasıdır. Bu açıdan bakılınca, Başbuğ’un Güneydoğu ziyaretindeki sözleri “yeni” bir unsur içermiyordu.

Uzmanların görüşleri
Başbuğ’un sözleri ve genel olarak TSK’nın “açılım” konusunda “nerede” durduğu, konuyla ilgili akademisyenler tarafından da yakından izleniyor. Bazı “uzman” akademisyenlerin görüşleri medyada yer aldı. TV’lerde de hemen her gün tartışma programları var.

Siyaset Bilimci, TESEV Danışmanı Doç. Dr. Mansur Akgün bu konuda şöyle diyor:
“Daha önce de Başbuğ Anayasal vatandaşlık konusunu gündeme getirmişti. Hatta Atatürk’ün söylemleriyle bu konuya açıklık getirmişti. Bu açıklaması o dönemde muhalefeti rahatsız etmişti. Bugün sınırda yapmış olduğu açıklama da muhalefeti yine rahatsız edecektir. Ben bu açıklamayı Kürt açılımında olumlu bir gelişme olarak değerlendiriyorum.”

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Doğu Ergil ise, Başbuğ’un “Güneudoğu halkı ağalıktan çok çekti. Şimdi de siyaset ve terör ağalarından çekiyor” yolundaki görüşünü biraz eleştirel bir açıdan ele alarak şöyle diyor:
“Genelkurmay Başkanı ağalıktan bahsediyor. Cumhuriyet modernleşme projesiydi. Ağalık dediğimiz pre-modern bir kurum. Cumhuriyet rejimi neden ağalığı yok etmedi. Tam tersine ittifak yaparak ağalık sisteminin devam etmesini sağladı. Hatta son zamanda terörle mücadele için ağalar korucu başı yapılmadı mı? Geleneksel yapı koruculuk ile tekrar ihya edildi. Terörizm ağrı gibidir. Ağrı hastalık değildir, hastalık belirtisidir. Biz ağrıyı gidermek için uyuştucu veriyoruz. Oysa hastalığı anlamak gerekir.”

Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hasan Köni’nin yorumu ise şöyle:
“Org. Başbuğ, konuşmasında hem yumuşatıcı, hem de görev başındayız mesajları verdi. Barıştan bahsetti ama bu barışı bozacak olursa da görevimizin başındayız demek istedi. Özellikle böyle bir süreçte, belirli bir boyutun üzerine çıkan olur ve ayrılıktan bahsedilirse, biz görevimizi yaparız diyor. Hem dostluk hem de uyarı mesajları bunlar.”

Konu “Kürt sorunu” gibi “sıcak” bir konu olunca, TSK’nın konuyla ilgili görüşü ister istemez merak ve tartışma konusu olabiliyor. Bu açıdan bakılınca, Başbuğ’un açıklamalarının yorum ve tartışmalara vesile teşkil etmesinde “tuhaf” karşılanacak bir şey bulunmuyor.

Ne var ki, Genelkurmay’dan gelen açıklamalara “bizim dediğimizi dedi” veya “ordu konuştu, herkes hizaya geçsin bakayım” türü tepkiler veren bazı muhalefet partileri, bu kez, Genelkurmay’dan gelen açıklamalara, kendi beklentileriyle uyumlu olmayınca aynı “coşkulu” tepkiyi vermediler.

Muhalefet tek ses
CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ’un Güneydoğu ziyaretini “bir şeyleri açıklama çabası” olarak değerlendirdiklerini söyledi ve devam etti: “TSK’nın bu kadar günlük siyasete girmesi yanlış”.

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural’ın değerlendirmesi de neredeyse aynı: “TSK’nın siyasete bulaşmasını doğru bulmuyoruz. TSK anayasal çerçeve içinde kalmalı.”

Bu yaklaşımların sahipleri tutumlarıyla uyumlu ve tutarlı bir çizginin sahibi olsalar idi, söylenecek fazla bir şey de olmazdı. Ama öyle olmadığı biliniyor. Mesele, beklentilerine, gönüllerinden geçenlere uygun açıklamalar yapılmamış olmasıdır.

Ya DTP?
Bu arada Başbuğ’un açıklamalarını tepkiyle karşılayan bir diğer parti de DTP oldu. DTP Muş Milletvekili Sırrı Sakık, “30 yıldır süren sorunu sınır ötesi operasyonlar çözmedi. Yeniden bunlar dillendirildiğine göre demek ki sorunun çözümünü istemiyorsunuz” şeklinde konuştu. Aynı partinin Iğdır Milletvekili Pervin Buldan ise, “Başbuğ’un açıklamaları süreci tıkamaya yönelik” şeklinde konuştu.

TBMM açılacak. Meselenin asıl gündeme geldiği zemin, TBMM olacak. Tartışmaların “saflaştırdığı” tarafları o zaman çok daha net bir şekilde görebileceğiz. Bu arada kimin neden yana, neye karşı olduğunu da…

www.iyibilgi.com zoom

Bu haber 544 defa okundu.