O hareket bize mi? Obama'ya mı?

23 Eylül 2009 16:27 tsi
Hayır, bilelim de!.. iyibilgi Ankara

Artık bilindiği gibi Başbakan Erdoğan’ın ABD gezisi sırasında, daha doğrusu gezinin “Bill Clinton tarafından düzenlenen” bölümünde “tatsız” bir olay meydana geldi.

Görünüş şu: Başbakan’ın korumaları ile ABD Başkanı’nın korumaları birbirine girdi!

Esasen haberi Türkiye’ye yansıtanlar da bu cümleleri kullandılar! İki ülkenin en yüksek seviyedeki yöneticilerinin korumaları birbirine girdi!

Haber doğru mu? Bir özel TV kanalının görüntüleri kayıt ettiği düşünüldüğünde de elbette doğru ve oradaki şahit-gazetecilere de elbette itibar etmek gerekiyor.

Peki bu normal bir olay mı? Değil ve onda da mutabıkız. Daha önce de ABD’yi ziyaret eden Türk yöneticiler bu tür tecrübelerden geçtiler. Hattaen yakın örnek olarak, kısa süre önce ama bu ülkeyi ziyaret eden bir üst düzey bir askeri yetkilinin aranmak istemesi üzerine oteline döndüğü de hafızalarda taze.

Yani bunu yapıyorlar. Peki bu olaylda hiç mi farklı taraf yok. Var. ABD Başkanları’nı “Gizli Servis” korur. (Secret Service.) Peki ABD’ye gelen üst düzey yöneticileri kim korur?

İşte gariplik burada. Onları da “gizli servis” korur. Türk korumalar olmaz mı? Onlar da olur. Bu olayda “birbirine girenler” kim?

Türk korumalar ile Obama’nın korumaları, yani gizli servis elemanları. Öyle mi?

Bakalım…

Bu önerme hem doğru hem yanlış. Yani Türk korumalar ile Obama’nın korumaları arasında bir itiş/kakış oldu. Ama asıl “birbirine girdi” acaba hangi korumalar arasında oldu?

Acaba Obama’yı koruyan “gizli servis” elemanları ile Başbakan’ı koruyan “gizli servis” elemanları birbirine girmiş olabilir mi? Olabilir ve zaten vakanın “akışı” bundan sonra değişiyor…

Başbakan’a tahsis edilen “gizli servis” elemanları hemen değiştiriliyor! Yerine yenileri geliyor. Kim değiştiriyor: Gizli Servis, kimi değiştiriyor: gizli servisi, kimin şikayeti üzerine: gizli servisin?

Bu bir gizli kamera şakası mı.  Değil! Aynı kurum içinde ve en ufak hatayı kabul etmeyen aynı kurum içinde bu nasıl oluyor?

Başbakan, Bill Clinton tarafından organize edilen, Clinton Küresel Girişiminde yapacağı "G-20 Zirvesi ve Küresel Etkileri" konulu konuşmayı yapmaya gidiyordu.

İptal oldu veya istenen buydu! İptal ettirtmek. Veya Clinton-Erdoğan yakınlığını istememek. Bugün Washington’da yaşanan “Clinton dengesi”nin etkisi midir?

Ve söyleyelim bu “teori” bu olaydaki en zayıf teorilerden biri. Başkan Clinton olay üzerine “üzüldüğünü” açıklıyor, Obama üzülmedi mi?

Daha çok üzülmüş olabilir!

Öyle çünkü, bu olay aslında ABD iç sistematiğindeki kaynamayı ikaz ediyor. Fakat dış boyutu da önemli.

Türkiye bu vaka da taraf ise, o zaman belli bir çizgiye yönelik “muhalefet de” şüpheliler listesinde yer almalı. Çünkü bu olaydaki taraflar içinde dışarısı da var.

Ve kabul etmek gerekiyor ki o “içerideki dışarı”nın bir ismi de “küçük ülke”. Türkiye ve ABD’nin (Mısır, kimi Arap ülkeleri, Kimi akdeniz ülkeleri ve kimi AB ülkeleri) ortak hareket ettiği bir çizgi, açık biçimde İsrail’i barış konusunda “sıkıştırıyor”.

Bu kibar kelime, normali “presliyor”! Ve ABD iç dinamiğinde bunun dengeleri şu sıralar çok kritik ve o da Obama’yı zaman zaman rahatsız ediyor.

Çünkü aynı dengeler aynı zamanda ABD iç politikası ile ilgili değil, iktidardaki Demokrat Parti dengeleri ile de ilgili! Beyaz Saray dengeleri ile de ilgili!

Oyları daha şimdiden düşük “görünen” Obama’ya karşı aday olabilecek Beyaz Saray mensupları ile de ilgili.

Peki korumalar arasında yaşanan olay vakayı adiyeden bir olay sayılabilir mi? Öyle ise sorun yok ama “buna kim inanır”?

Şimdi, "o 'ABD'li korumalar'a da mı birşey denmeyecek" diye sorulabilir. Yok denmeyecek. Çünkü onların işi aslında yukarıdaki resimde görüldüğü gibidir.

Bu haber 1,611 defa okundu.