bayramlık ağzı | " /> bayramlık ağzı | "/>

En Sıcak Konular

Baykal'ın bayramlık ağzı

23 Eylül 2009 10:53 tsi
Baykal'ın bayramlık ağzı Bu bayramı 'siyasiler' açısından 'unutulmaz' kılan çıkışların sahibi Deniz Baykal oldu. Baykal’ın kendini sımsıkı bağladığı riskler ile memleketin geleceği arasında ciddi bir paralellik var. Doğru ile yanlışı ayırt etmek, bazen yanlış olanı gör

Bayramdır. Küskünler, dargınlar barışır. Büyükler ziyaret edilir, elleri öpülür. Küçükler memnun edilir. İnsanlar birbirlerine iyi dileklerde bulunur. Hayır duaları edilir. Zorda, darda olan hatırlanır. Bayramdır; iyiliklere, güzelliklere vesile olsun istenir…

Bu bayram, “siyasiler” açısından da her bayramda olduğu gibi ziyaretlere, bayramlaşmalara, gündemdeki konulara ilişkin mesaj trafiğine sahne oldu.

Ama bu bayrama damgasını vuran hiç kuşkusuz CHP ve onun lideri Deniz Baykal oldu.

Birinci “olay”, CHP, MHP ile birlikte DTP ile “göstere göstere” bayramlaşmadı. Bayramı yukarıda özetlediğimiz tablonun dışında bir “siyasi mesaj” vermenin gerekçesi yapmak, ancak bu kadar olabilirdi. Mümkündür ki CHP ve Baykal bu davranışıyla kendi tabanındaki “kemik” bir kesimi hoşnut etti. Ama genel olarak kamuoyunda yarattığı izlenim bakımından da aynı şey söylenebilir mi? Bu, oldukça tartışılır…

İkinci olay ise, ilkini gölgede bırakacak cinstendi. Malum, Baykal, “Silivri Cezaevi’nde acılar çekmekte olan memleketin dürüst ve namuslu aydınları” olarak tanımladığı Ergenekon davası tutuklularına “selam” etti.

Bu “selam” şu veya bu nedenle bayramı “içeride”, yani yakınlarından, sevdiklerinden ayrı geçirmek zorunda bulunan vatandaşlarımızın tamamına yönelik bir “selam” olsaydı, hiç kuşkusuz çok “hayırlı” bir anlamı olurdu. Ama öyle değil.

Daha önce kendisini “Ergenekon’un avukatı” ilan eden Baykal, “memleketin dürüst ve namuslu aydınları” olarak hitap ettiği sanıklara yönelik attığı bu adımla, kendisini iyiden iyiye bu davanın neticesine bağlayan bir tutum aldı. Bunun başkaca bir anlamı yoktur.

Soruna “sürmekte olan bir davayı etkilemeye çalışmak” noktasından bakanlar ve bu gerekçeyle tepki gösterenler de var. Sorunun böyle bir boyutu elbette ki var. Ama asıl sorun “siyasi” ve ahlakidir…

Başlattığı “demokratik açılım” süreciyle ilgili olarak AK Parti hükümeti ve Başbakan Erdoğan için “siyasi risk” tespit ve tahlilleri yapılıyor. Erdoğan da “sonuçları ne olursa olsun, bu riski göze alıyoruz” diyor. Erdoğan bu adımı ve tutumuyla “anaların gözyaşlarını dindirmek” amacını taşıdığını söylüyor. Bu “açılımın” milli birlik ve bütünlüğümüzü sağlamlaştırma projesi olduğunu söylüyor. Taşlaşmış önyargıları, statükocu yaklaşımları karşısına alıyor. “Yeni” bir şey söylüyor ve bu yönde yürüme iddiasını ortaya koyuyor.

Bu açıdan bakıldığında Baykal’ın göze aldığı “risk” nedir?

Darbe planları yapmakla, bu yönde örgütlenmeler oluşturmak ve “eyleme” geçmekle suçlanan, bu ciddi iddiaların hesabını açık ve şeffaf bir yargılamayla veren insanları bu düzeyde sahiplenmenin, bu dava üzerinden siyaset yapmanın, kendisini bu kadar bağlamanın da hiç kuşkusuz bir “neticesi”, bir siyasi bedeli olacaktır.

Bu, Baykal ve CHP açısından bir “politika” olabilir. Ama Türkiye’nin tercihi olacak bir politika olmadığı açıktır.

Neden böyle düşündüğümüzün cevabını şu soruyla birlikte düşünmek gerekiyor: Şu günün Türkiye’sinde Baykal zihniyeti iktidarda olsaydı, ne olurdu?

Bayram geçti. Ama biz yine de bayram vesilesiyle böylesi “korku senaryosu” gibi olasılıkları fazla sürdürmeyelim ve “hayırlı” bir temennide bulunalım.

Baykal CHP’sinin “anamuhalefet partisi” sıfatıyla mevcudiyeti, belki de ülkemiz için “hayırlı”dır.

Çünkü doğru ile eğriyi ayırt etmenin klasik yollarından biri, “yanlış” olanı görebilmektir.

Bu ülkeye ve kendimize inancımızı yitirmeyelim: Gelecek Ramazan’da daha iyi bir yerde olacağız…

www.iyibilgi.com analiz



Bu haber 569 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,770 µs