Ordu, füze sistemini neden istiyor?

19 Eylül 2009 08:52 tsi
"Patriot sistemlerini ABD Türkiye’ye empoze etmiyor. Bu sistemlere duyulan ihtiyaç TSK’nın saptadığı bir zorunluluktan kaynaklanıyor."

Semih İdiz / Milliyet

Füze sistemini ABD empoze etmiyor, TSK istiyor

Başkan Obama’nın, selefi George Bush’un -sözde İran’dan gelecek olan- balistik füzelere karşı Doğu Avrupa’ya bir “füze kalkanı” kurma projesinden vazgeçeceğine dair haberler mazoşist eğilimlerimizi tekrar su yüzüne çıkardı.

Bu haberleri, Obama yönetiminin Kongre’den Türkiye’ye Patriot sistemleri satmak için izin istediğine dair haberlerle birleştirenler, adeta matematiksel bir kesinlikle, kanaatlerine varmış bulunuyorlar. O da özetle şu: “ABD füze kalkanı projesinden vazgeçmiyor. Bunu Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nden Türkiye’ye kaydırıyor. Bu projeye dahil olan sistemler çok pahalı olduğu için, savunma sanayisini de böylece kurtarmayı amaçlıyor. Özetle, devleti, hükümeti ve Genelkurmay Başkanlığı ile Türkiye yine ‘kullanılmak’ ve ‘kandırılmak’ üzere.”

‘Füze yarışına seyirci kalınamaz’
Bu kafa yapısında olanlar, her nedense, Türkiye’yi “her an kazık yeme potansiyeline sahip edilgen bir ülke” olarak görme ihtiyacını duyuyorlar. Türkiye’nin, 1 Mart tezkeresinde görüldüğü gibi, kendi doğruları uğruna en kritik anda ABD’yi yalnız bırakabilen bir ülke olduğu ise unutuluyor.

Oysa işin esasını anlamak o kadar güç değil. Konuyla ilgili son yazımızda da belirttik. Patriot sistemlerini ABD Türkiye’ye empoze etmiyor. Bu sistemlere duyulan ihtiyaç TSK’nın saptadığı bir zorunluluktan kaynaklanıyor. Söz konusu sistemlerin Amerika’dan alınması konusundaysa kesin bir karar yok. Ankara, “Rusya, Çin hatta İsrail de olabilir” diyor.

Askeri çevreler, etrafımızda “füze yarışı” sürerken Türkiye’nin buna seyirci kalamayacağını uzun zamandır belirtiyorlar. Bu arada iki Körfez Savaşı sırasında yaşanan sıkıntı da unutulmuş değil. Hatırlamakta yarar var. Türkiye o sırada NATO’dan acilen Patriot savunma sistemleri istemiş ama bazı müttefikler buna başta direnmişlerdi. ABD’nin baskısıyla sonunda ikna olmuşlardı. Evet, doğrudur İran ve Suriye ile bugün bir sorunumuz yok. Bunun böyle devam etmesi de herkesin temennisidir. Ama yakın geçmişte sorunlar yaşandı. PKK’ya verdiği destek nedeniyle Suriye ile bir savaşın eşiğine dahi gelindi. Bunlar şimdi geride kaldı.

TSK ikna edilmeli
Fakat Irak savaşının da gösterdiği gibi, her an patlamaya hazır olan bu bölgede bir sıcak çatışmanın ne zaman çıkacağını ve bunun Türkiye’ye yansımalarının ne olacağını peşinen tahmin etmek kolay değil. Askeri kanadımız İran’ın nükleer silah peşinde olmasından duyduğu rahatsızlığı da gizlemiyor.

Öte yandan, “Polonya bu sistemleri istemedi, onun için ABD Türkiye’ye kaydırıyor” diyenler de haberleri pek takip etmiyorlar. Polonya Dışişleri Bakanı Radislaw Sikorski, Obama yönetiminin füze kalkanı projesini gözden geçireceğine dair haberler üzerine, ABD’den yine de Patriot sistemleri almak istediklerini açıkladı. Bu da, tabii ki, Polonya’nın “tehdit algılaması” ile ilgili bir durum.
Türkiye’deki durumun da farklı değil. Belli bir “tehdit algılaması” olan TSK’nın da bu projeden vazgeçeceğine dair bir işaret yok. Kendisini tehlikeli bir coğrafyada bulan TSK bu sistemleri, “saldırı” değil “savunma” amacıyla istiyor. Patriot sistemleri de zaten “saldırı” değil, “savunma” sistemleridir.

Peki, bu sistemler hiç olmasa daha iyi olmaz mı? Tabii ki çok daha iyi olur. Bunlara harcanacak astronomik paraların eğitim, ekonomik kalkınma ve insanımızın genel refah düzeyinin yükseltilmesi için kullanılması elbette ki çok daha hayırlı olacaktır.
Fakat bu konuda ABD’nin değil, TSK’nın ikna edilmesi gerekiyor. İkna olması için de, hükümetimizin çevre ülkeleri tehlikeli bir silahlanma yarışından vazgeçmeleri konusunda ikna etmesi gerekiyor. Bu olana kadar TSK’nın bu işten vazgeçeceğini sanmıyoruz.

Bu haber 684 defa okundu.