Dışişleri'nden AİHM'e Varnava cevabı

18 Eylül 2009 22:52 tsi
Dışişleri Bakanlığı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) 1974 Kıbrıs Barış Harekatı ile ilgili ''Varnava kararı'' hakkında sorulan bir soruyu cevapladı.

Dışişleri Bakanlığı Sözcülüğü, AİHM'nin temyiz niteliğindeki büyük dairesinin 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sırasında kaybolduğu ileri sürülen Kıbrıslı Rumlar'ın yakınları tarafından açılan davada ihlal kararıyla tazminata vermesi karşısında, ''AİHM kararlarının nesnel kıstaslar ve hakkaniyet ilkesi temelinde tutarlılığına özen gösterilmesini bekliyoruz'' açıklamasında bulundu.

Dışişleri Bakanlığı'nca yapılan açıklamada, ''AİHM'nin Türkiye'nin görüşünü dikkate almamak bir yana, Kıbrıslı Türkler'in Güney Kıbrıs Rum Yönetimi aleyhine yaptıkları tamamen benzer başvuruları, Rum hükümetinden savunma talebinde dahi bulunmadan, reddettiği hatırlandığında verilen kararın tutarlı olduğunu söylemek mümkün değildir'' denildi.

-''VARNAVA DAVASI''-

Kamuoyunda ''Varnava davası'' olarak bilinen davada Rumlar, Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 2., 3., 4., 5., 6., 8., 10., 12., 13. ve 14. maddelerini ihlal ettiğini ileri sürmüşlerdi.

AİHM, 10 Ocak 2008 tarihinde aldığı kararda insan hakları ihlalinde bulunduğu öne sürülmesinin ardından Türkiye, 28 Mart 2008 tarihinde, davanın temyiz niteliğindeki büyük dairede görüşülmesini istemişti.

AİHM'in büyük dairesi, bugün (18 Eylül Cuma) verdiği kararda, daha önce ilgili dairenin 10 Ocak 2008 tarihinde aldığı kararı çok fazla değiştirmedi ve Türkiye'nin söz konusu davayla ilgili etkili soruşturma yapmadığı gerekçesiyle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 2., 3. ve 5. maddelerinin ihlal ettiğine yeniden hükmetti.

Mahkeme, başvuru sahiplerine 12'şer bin Avro ve toplam mahkeme masrafı olan 8 bin Avro'nun ödenmesini kararlaştırdı.

19 Kasım 2008 tarihinde düzenlenen duruşmada mahkeme, tarafların görüşlerini bir kez daha dinlemişti.

AİHM'deki son duruşmada, Türkiye'nin avukatı, 1974'te meydana geldiği ileri sürülen olayla ilgili olarak Türkiye'nin, ''geriye dönük etkili bir soruşturma yapmamakla'' suçlanamayacağını bildirmişti.

Türkiye'nin AİHM'ye bireysel başvuru hakkını 1987'de tanıdığı hatırlatılan savunmada, başvuru sahiplerinin 6 aylık süreyi geçirip 3 yıl sonra başvurmalarının da yasal olarak kabul edilemez olduğu kaydedilmişti.

Savunmada ayrıca, 34 yıl sonra başvuruda bulunanların ''hukuksal çıkarlarının kalmadığı'' gerekçesiyle başvurunun reddedilmesi istenmişti.

AİHM'nin ilgili dairesinin 10 Ocak 2008 tarihinde aldığı kararda, Türkiye'nin söz konusu davayla ilgili etkili soruşturma yapmadığı ve Türkiye'nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 2., 3. ve 5. maddelerini ihlal ettiği görüşüne varılmıştı.

AİHM, Türkiye'nin, mahkeme masrafı olarak her bir başvuru sahibine 4'er bin Avro ödemesine karar vermişti.

Başvuru sahiplerinden 9'u, 1974 Kıbrıs Barış Harekatı sırasında esir alındığı ileri sürülen ve o zamandan beri kendilerinden haber alınamayan kişilerin, diğer 9'u da yine harekat sırasında kaybolduğu ileri sürülen 9 Rum'un yakını.

AİHM'den çıkan karar, mahkemenin, Rumlar'ın kayıp iddialarıyla ilgili verdiği ilk hüküm olması ve ileride benzer davalara örnek oluşturması açısından önem taşıyor.

aa

Bu haber 660 defa okundu.