Bu mesleği bırakmaya hazırım | " /> Bu mesleği bırakmaya hazırım | "/>

En Sıcak Konular

Balbay: Bu mesleği bırakmaya hazırım

18 Eylül 2009 19:41 tsi
Balbay: Bu mesleği bırakmaya hazırım Ergenekon tutuklusu Cumhuriyet Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, 'Bir gazetecinin arşivi nedeniyle yargılanmasını insan hakkı ihlali' olarak gördüğünü belirtirken ilginç bir iddia ortaya attı:

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen davanın 7. duruşmasında söz alan Balbay, bilgisayarındaki belgelerin bir tek suç unsuru içermediğini belirterek, bilirkişi tarafından bilgisayara nasıl el konulduğunun ve belgelerin incelenmesini talep etti.

Bu bilgisayarların ne ölçüde delil taşıyacağı konusunun çok önemli olduğunu ifade eden Balbay, ''Bilgisayarımdaki belgelerin 2 dakika 33 saniye içinde ortaya çıktığı görülüyor. Bu belgeler MC sisteminde oluşturulmuş. Oysa ki benim bilgisayar sistemim Windows. Windows'ta MC olmaz'' dedi.

Gazetecinin toplumu bilgilendirmek adına her türlü bilgi ve belgeyi topladığını ifade eden Balbay, şunları söyledi:

''Ben bir gazetenin Ankara temsilcisiyim. 5 bin köşe yazısı ve 23 kitap yazdım. 5 bin köşe yazımın birinde terörü övdüğün gösterilsin, bu mesleği bırakmaya hazırım. Bir gazetecinin arşivi nedeniyle yargılanmasını insan hakkı ihlali olarak görüyorum.''

Tutuklu sanıklardan Adil Serdar Saçan, dava kapsamında anormal taleplerin olmaya başladığını, diğer tutukluların özel eşyalarının verildiğini, özel eşyalarının verilmediğini ifade etti.

''Adil Serdar Saçan diğer sanıkların avukatlığını üstlenmesin'' yönünde taleplerin olduğunu, bu taleplerle neyin amaçlandığını anlamadığını belirten Saçan, ''Amaç, benim birinin davasını üstlenmemem ise söylensin. Baroya ikide birde yazı yazılıyor. Neden avukatlığım yasaklanıyor bana söylensin'' dedi.

Bir yıldır tutuklu olduğunu ve kendisine hala savunma hakkının verilmediğini anlatan Saçan, ''Kuvvetli suç şüphesi ile kuvvetli suç emaresi farkının dikkate alınmasını istiyorum. Baştan beri ihsas-ı reyde bulunuyorsunuz. Tutuklamalara ve serbest bırakmalara objektif yaklaşmak sizin göreviniz. Bir standart koymanız gerektiğine inanıyorum. Örgütün yöneticileri tutuksuz yargılanıyor. Tahliye falan da talep etmiyorum. Siz görevinizi yerine getirirseniz, tutuklu kalmamız gerekmiyor'' diye konuştu.

Bunun üzerine Mahkeme Heyeti Başkan Vekili Hasan Hüseyin Özese, ''Yargılamanın adil olduğundan emin olun'' dedi.

Tutuklu sanıklardan Birol Başaran, arama kararlarının hepsinin yanlış olduğunu öne sürdü.

İddianamenin özetlenerek okunmasına ilişkin karar alındığını hatırlatan Başaran, ''İddianameyi 'Özetleyin' dediniz ama savcılar satır satır okuyor. Savcıların dediği yapılacaksa, sizin karizmanız çiziliyor'' dedi.

Başkan Vekili Özese, isnat edilen suçların anlatılacağını belirtti.

Davadaki problemin ''tutukluluk'' olduğunu savunan Başaran, ''Nasıl tutukluyorsunuz? Kanunsuz tutukluyorsunuz. Kimse size 'hakim olun istediğinizi tutuklayın' demedi. Siz bizi hukuksuz olarak yargılıyorsunuz. Özgürlük hakkımızı alıyorsunuz. Bizi kuvvetli suç şüphesiyle tutukluyorsunuz. Siz o zaman tutukluluğu anlamamışsınız'' diye konuştu.

-''ÖZDEN ÖRNEK NEREDE?''-

Başaran, iddianamenin emekli Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Özden Örnek'in günlüklerinden yola çıkılarak yazıldığını öne sürerek, ''Özden Örnek nerede? Savcılar ifade bile almadı. Buraya getirmeyi düşünüyor musunuz?'' diye sordu.

Aytaç Yalman, İbrahim Fırtına ve Özden Örnek'in yaptığı şeylerin kendilerini ilgilendirmediğini ifade eden Başaran, ''İddianameyi Özden Örnek'e dayandırmışsınız ama adam ortada yok'' dedi.

Tutuklu sanıklardan Durmuş Ali Özoğlu, ''Savcı Zekeriya Öz, psikiyatrik rapor aldıysa o zaman bu iddianameyi nasıl yazdı? Bu davanın gizli tanıkları ruh hastası. Hastalıklı bir davada ölüme terk edilmiş durumdayız. Her gün buraya gelirken Ergenekon mezarlığından çıkıp geliyoruz'' dedi.

Behçet Oktay'ın katledilmesinin ''Ergenekon'' davasıyla çok güçlü bir bağı olduğunu iddia eden Özoğlu, ''Behçet Oktay, Fethullahçı olmayan üst düzey devlet görevlisiydi'' diye konuştu.

Tutuklu sanık Emcet Olcaytu, mahkeme heyetinin maaş günü olduğu gerekçesiyle 15 Eylül Salı günü duruşma yapmadığını kaydederek, bayramdan sonraki Perşembe ve Cuma günü de muhtemelen duruşma olmayacağını, heyetin hassas davranmadığını, bu şekilde yargılamanın uzayacağını söyledi.

Duruşma aralarında yakınlarıyla görüşmek için mahkemeye dilekçe verilmesi yönünde bir uygulamanın bulunduğunu ifade eden Olcaytu, ancak birinci ''Ergenekon'' davasında böyle bir uygulama bulunmadığını, yaslara uygun düzenlemeler yapılması gerektiğini savundu.

Olcaytu, duruşma tutanaklarının da çok geç yazıldığını, yıllık izinde olan mahkeme başkanının da tutanakları hazır olmadığı için okuyamayıp duruşmaya katılacağını öne sürdü.

Bunun üzerine Hasan Hüseyin Özese, ''Her duruşmada 80-100 sayfa zabıt çıkıyor. Bunların yazılması bir haftayı buluyor. Başkanın okumadan duruşmaya çıkacağını nereden çıkartıyorsunuz?'' dedi.

Tuncay Özkan da olmayan bir CD nedeniyle bir yıldır tutuklu olduğunu ifade ederek, savcının 16 Aralık 2003 tarihinde oluşturulduğu iddia edilen bir metinle ilgili iddianameden 50-60 sayfa okuduğunu, bunun ses ve görüntü kayıtlarının ise olmadığı için dosyaya konulmadığını savundu.

''Susurluk''la ilgili kişilerin listesinin kendisine gönderildiğini, 58 kişilik listenin 57'nci sırasında Fethullah Gülen'in adının yer aldığını ve bunu açıkladığını belirten Özkan, ''Gülen, 'sen ekledin' diye beni suçladı. Onunla röportaj yaptım. Bana dava açtı. Üçüncü görüşmemde 'senden özür diliyorum' dedi. Bunun dönemin Başbakanının emriyle MİT Müsteşarlığı'nca hazırlandığını söyledi'' dedi.

Özkan, MİT adlı kitabını heyete göstererek, iddianameye hazırlayan savcıların bu kitaptan alıntılar yaparak kendisini terörist olarak suçladıklarını öne sürdü.

Özkan, ''Cumhuriyet mitingleri anlımın en ak tarafıdır. Bu mitinglerle ilgili şeyleri iddianameye yazanlar burada rezil olacaklar'' diye konuştu.

Tutuklu sanık Kenan Temur, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Koruma Şubesinde görevli polis memuru olarak çalıştığını belirterek, ''Üniversite mezunuyum. Garantili bir iş olur diye memur oldum. Keşke polis memuru olmasaydım. Suçsuzum, tahliyemi istiyorum'' dedi.

Tutuklu sanık Mehmet Ali Çelebi de Hizb-ut tahrir örgütüyle ilgili araştırma yaptıklarını ifade ederek, ''Cumhuriyet savcıları tarafından pisliğin içine atılıyorum''  diye konuştu.

Duruşma, sanıkların taleplerinin ardından avukatların beyanlarının alınmasıyla devam ediyor.

aa




Bu haber 431 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,514 µs