yeni merhale mi? | " /> yeni merhale mi? | "/>

En Sıcak Konular

Açılımda yeni merhale mi?

17 Eylül 2009 12:24 tsi
Açılımda yeni merhale mi? ‘Türkiye açılımı gelişmelerin seyrine bırakmayacak’ demiştik; öyle de oluyor. Peki Ankara’da ne oluyor? Bu sorunun cevabını Ankara’nın nabzını iyi tutan bir gazeteciden aldık. Bir de DTP’nin K. Irak gezisi var. İyibilgi bu g

Milliyet’ten Hasan Cemal, Güneydoğu turundan izlenimlerini okurlarıyla paylaştıktan sonra bu kez de Ankara’daki “havaya” ilişkin izlenimlerini yazdı.

Cemal, “Ankara’daki mutfaktan iyi kokular yükseliyor!” başlıklı yazısında, “siyasi irade ve kararlılığın” varlığına dikkat çekiyor.

Bu irade ve kararlılığın “devletin tepesini” bütünüyle kapsayıp kapsamadığı noktasında zaman zaman öne çıkan soru işaretine de Cemal’in cevabı olumlu.

Cemal, “sivil-asker uyumu” için de “bugün için var” diyor.

Bu süreçte öne çıkan bazı hususlar var ve onlar da, Hasan Cemal’in cümleleriyle söylenecek olursa: Operasyonlar ya da parmakların tetiklerden çekilmesi; PKK’nın uzaklara çekilmesi, sınır dışına çıkması; PKK’nın aşamalı olarak dağdan inişinin başlaması…

Bu üç husus, aslında birbirine bağlı, hatta birbirinin içine geçmiş bir nitelik taşıyor ve “açılımın” en sıcak ve aynı zamanda hayata geçmesi için “olmazsa olmaz” bir önem taşıyan boyutunu oluşturuyor.

Bir “üst düzey yetkilinin” Cemal’e ifade ettiği gibi, “Türkiye tarihinde ilk defa Kürt meselesini bütün boyutlarıyla serbestçe, özgürce tartışıyor”.

DTP çevresinden bir süre öncesine kadar yapılan açıklamalara bakın, “önce meseleyi serbestçe tartışmamız gerekir” derlerdi.

Gerçekten de önce meselenin serbestçe tartışıldığı bir ortam ortaya çıkmadan, “çözüm” adına ciddi bir mesafe almanın imkanı da yoktu.

Bugün “af”, “federasyon”, “özerklik” gibi kavramlar da dahil, herkes kendi “çözüm” veya “açılım” mantığını ortaya koyabiliyor, kendisine uzatılan mikrofonlara seslendirebiliyor.

Fakat meselenin “sıcak” boyutuyla ilgili yol almak noktasında, “herkesin” aynı duyarlılıkla, sorumlulukla hareket edebildiğini söylemek, zor.

DTP’nin rolü
Bu noktada, kendisini tanımlama şekli itibarıyla ister istemez gözler DTP’ye dönüyor. Ve DTP’nin bu süreçte çok da “göz dolduran” bir rol oynamadığı, ortada.

Bu, Hasan Cemal’in de dikkat çektiği hususlardan biri. Şöyle diyor:

Yaşadığımız bu heyecanlı dönemde hayati bir konu daha var. Bu da ‘barışın dili’ni yakalamak...
Madem şiddet ve silahtan vazgeçmek istiyoruz. Madem dağdan daha fazla ölüm haberi duymak istemiyoruz. Madem analar daha fazla gözyaşı dökmesin diyoruz. İşte o zaman herkes dilini barışa yakışır biçimde kullansın.
Bu konuda iki tarafın da sorumluluğu var. Ama ben şu sıralar özellikle DTP’lilere seslenmek istiyorum.
Çünkü kimileri bazen sanki Türkiye’de değil de, bir başka gezegende ya da rüya âlemindeymiş gibi konuşuyorlar. Barış sürecinin ne kadar kırılgan olabileceğini görmezden geliyorlar.
Ya da anlayamıyorlar.
Gırtlak dokuz boğumdan oluşur; konuşmadan dokuz kez yutkunmak gerekir kuralına DTP’li yetkililerin özellikle dikkat etmeleri gerektiğini düşünüyorum.

DTP’nin K. Irak gezisi
DTP’nin politik geçmişi itibarıyla en deneyimli ismi, Genel Başkan Ahmet Türk başkanlığında bir heyet çeşitli temaslarda bulunmak üzere K. Irak’a gitti. Irak Devlet Başkanı Celal Talabani ve Mesut Barzani ile görüştü.

Barzani ile görüşmesinin ardından Türk, son derece dikkat çekici bir açıklama yaptı. “Sorun bugünden itibaren başka bir merhaleye taşınmıştır.”

Bu sözler bir başka DTP yöneticisi tarafından dile getirilmiş olsaydı, belki, “acaba altında ne var” diye fazla düşünme gereği olmazdı. Ama Türk tarafından söylenince, ciddiye almak gereği var.

Bu sözlerin tercümesi, sözünü ettiğimiz, “açılımın sıcak boyutu”, yani PKK’nın silahsızlandırılmasıyla ilgili. Türk “geniş” bir açıklama yapmadı, ama yakında bizim yaptığımız bu “tercümenin” yankıları ortaya çıkacak.

Türk ve Barzani arasındaki görüşmenin gündem maddelerinden biri de, bu sene içerisinde yapılması öngörüldüğü halde belirsiz bir tarihe ertelenen “uluslararası Kürt konferansı” idi.

Bu konferansın, PKK’nın –ve DTP’nin- da katılımıyla yakın bir zamanda gerçekleşecek olmasına kimse şaşırmasın.

Bu konferansın “en önemli” gündem maddesini neyin oluşturacağını ise, herhalde herkes tahmin ediyordur. Herkesin tahmini doğrudur demekle yetinelim…

Sonuçlarını “izlemek” gereken diğer bir gelişme ise, malum, Başbakan Erdoğan’la Suriye Devlet Başkanı Esad arasındaki görüşme idi. Haber vermiştik: Bu görüşmede, PKK’daki Suriye kökenlilerin meselesi “prensip” olarak halloldu bile. Suriye, Türkiye’nin “açılımında” kendisine düşen rolü üstlenecek…

Siz bakmayın havaların soğumaya yüz tutmasına; bu sonbahar ve kış ayları oldukça “sıcak” geçecek…

www.iyibilgi.com analiz



Bu haber 702 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,450 µs