KKTC'den Maraş açıklaması

16 Eylül 2009 13:59 tsi
KKTC Dışişleri Bakanı Hüseyin Özgürgün, Hristofyas'ın Rumlara verilmesini istediği Maraş'ın, ''Kıbrıs konusunun bir unsuru olduğunu, kapsamlı görüşmelerde ele alınacak ve iki taraf arasında müzakere yoluyla çözümlenebilecek bir konu olduğunu'' bildi

Özgürgün, yaptığı yazılı açıklamada, Hristofyas'ın, ''Maraş'ın görüşmeler masası dışında girişimlerle çözümlenebileceği'' yönünde Rum halkına verdiği sözün sonuçsuz kalacağını vurguladı.

''Hristofyas'ın kabul edilmez talepleri doğrultusunda bir çözüme varılmasının imkansız olduğunu'' kaydeden Özgürgün, ''Kıbrıs Türk tarafının, kapsamlı bir çözümün temel taşlarını oluşturan iki halkın siyasi eşitliğine, sulandırılmamış iki kesimliliğe, kurucu devletlerin eşit statüsüne ve Türkiye'nin etkin ve fiili garantisine dayalı yeni bir ortaklığın kurulması hedefine bağlı olduğunu'' belirtti.

Hristofyas'ın Güney Kıbrıs'ta düzenlenen bir etkinlikte yaptığı konuşmada, Türk düşmanlığı içeren, bilinen Rum görüşlerini tekrarladığına, daha da ötesinde ''Maraş'ın işgal altında olduğu'' iddiasında bulunarak, Kıbrıs Rum halkına, konuyu müzakere masası dışında girişimlerle halledebilme sözü verdiğine dikkati çeken Özgürgün, ''Hristofyas'ın bu girişimlerinin sonuçsuz kalacağını vurgulamakta yarar vardır'' ifadesini kullandı.

-''MARAŞ, KKTC'NİN BİR PARÇASI''-

''Öncellikle Kıbrıs adasında 'işgal'den söz edilecekse bunun adadaki iki siyasi ortak ile garantör ülkelerin mutabakatıyla 1960 yılında kurulan Ortaklık Cumhuriyeti'nin Kıbrıs Rum tarafınca 1963 yılında silah zoruyla işgal edilmesi olduğunu'' hatırlatan Özgürgün, ''Maraş'ın, Rum tarafının siyasi ortağını devletin tüm kurumlarından atarak Kıbrıs Cumhuriyeti'ni işgal etmesi sonucu Kıbrıs Türk halkının kendi geleceğini tayin etme hakkını kullanarak kurduğu Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin topraklarının bir parçası olduğunu ve bütünüyle KKTC egemenlik ve yetki alanında olduğunu'' vurguladı.

Özgürgün, Maraş'ın vakıf arazileri üzerinde kurulmuş bulunduğunu ve bu vakıf arazilerinin İngiliz Sömürge İdaresi ve Rum işbirliğiyle yasa dışı olarak Evkaf yönetiminden alınarak, Rumlara dağıtıldığını belirterek, şunları kaydetti:

''Kaldı ki Maraş konusu, Kıbrıs konusunun bir unsuru olup, kapsamlı görüşmelerde ele alınacak ve iki taraf arasında müzakere yoluyla çözümlenebilecek bir konudur. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi liderliği sürekli olarak çözümün unsurlarını, uluslararası tanınmışlığını ve tek yanlı AB üyeliğini ülkemiz ve Anavatan Türkiye aleyhine kullanarak, görüşme masası dışında halletme yolunu seçmektedir.''

-''ÇÖZÜM PARAMETRELERİNİ YOK ETMEYE YÖNELİK TALEPLER''-

''Federatif bir çözüm ve BM parametrelerinden bahseden Hristofyas'ın, esasen tam teşekküllü müzakerelerde Kıbrıs konusuyla ilgili BM müktesebatını ve çözüm parametrelerini yok etmeye'' yönelik taleplerde bulunduğuna işaret eden Özgürgün, Hristofyas'ın, ''Kıbrıs Türk halkını kendi devletinde azınlık durumuna düşürecek, büyük bir bölümünü yeniden göç etmeye ve bir kısmı 30 yılı aşkın bir süreden beri halkın bölünemez bir parçası haline gelenleri, insanlık dışı bir anlayışla adayı terke zorlayacak istemlerde bulunduğunu'' belirtti.

Özgürgün, şöyle devam etti:

''Hristofyas'ın kabul edilmez talepleri doğrultusunda bir çözüme varılmasının imkansız olduğunu bir kez daha hatırlatmak ister, Kıbrıs Türk tarafının kapsamlı bir çözümün temel taşlarını oluşturan iki halkın siyasi eşitliğine, sulandırılmamış iki kesimliliğe, kurucu devletlerin eşit statüsüne ve Türkiye'nin etkin ve fiili garantisine dayalı yeni bir ortaklığın kurulması hedefine bağlılığını yineleriz.''

-''ÇÖZÜMÜ GECİKTİREN RUM TARAFIDIR''-

Bir yandan ''yeniden birleşme'' hedefinde olduklarını iddia eden Hristofyas'ın, bir yandan, ekonomik alandan kültürel alana kadar her alanda Kıbrıs Türkünün gelişimini engellemek yönünde üçüncü ülkeler nezdinde girişim ve baskılarına devam ettiğine dikkati çeken Özgürgün, şunları ifade etti:

''Bu, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi liderliğinin adaletsiz ikili bir oyun oynadığının açık göstergesidir. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi liderliğinin bu kabul edilmez tutumu bizi kapsamlı bir anlaşma hedefine yakınlaştırmak yerine uzaklaştırmaktadır. Kıbrıs Türk halkı, bu hedef için üzerine düşen fedakarlıkları yapmıştır ve yapmaktadır. Geçmişte BM çözüm planlarını defalarca reddederek Kıbrıs'ta bir anlaşmayı engelleyen Kıbrıs Rum tarafı olmuştur ve bugüne kadar tam teşekküllü müzakerelerde gereken verimin alınmasını engelleyerek Kıbrıs'ta bir çözüm hedefini geciktiren de yine Rum tarafıdır.''

aa

Bu haber 595 defa okundu.