Asansörde fikir değiştirdi

15 Eylül 2009 11:37 tsi
TOBB Başkanı Washington’da bir dizi konuşma yaparken ortaya koyduğu çelişki iyibilgi’nin radarına yakalandı. Hisarcıklıoğlu birinci katta İngilizce söylediklerinin tam tersini, aynı binanın sekizinci katında yaptığı Türkçe konuşmada dile getir

TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu dün ABD’nin başkenti Washington’da TOBB ve ABD’nin önde gelen düşünce kuruluşlarından CSIS’ın ortaklaşa düzenlediği bir dizi toplantıda konuşma yaptı. Ronald Reagan Building’de düzenlenen toplantıların ilki binanın birinci katında gerçekleşirken, Coca Cola CEO’su Muhtar Kent’in de konuşmacı olduğu oturumda ekonomik krizin özel sektöre etkileri tartışıldı. Burada İngilizce bir konuşma yapan Hisarcıklıoğlu’nun sözlerinden öne çıkanlar şunlardı:

-         Türkiye son 30 yılda ekonomi ve dış ticarette önemli atılımlar yaptı. Altı çizilmesi gereken dönem 2001’den günümüze kadar olan dönem. Türkiye’nin yüzde 49 büyüdüğü bu döneme siyasi istikrar ve İstanbul’dan Anadolu’ya yönelen sanayi dönüşümü damgasını vurdu.

-         Ekonomik kriz Türkiye’yi olumsuz etkiledi. Tahminlerimize göre GSMH’deki büyümede yüzde 6’lık bir gerileme yaşayacağız.

-         Kriz IMF’yi bile şaşırttı. Uluslararası Para Fonu 2008’den bu yana büyüme tahminlerini beş kez değiştirdi.

-         Küresel ekonomik krizden Avrupa da etkilendi, bu yüzden Avrupa’ya ihracatımızın yüzde 30’unu kaybettik.

Özetlersek, Hisarcıklıoğlu binanın birinci katında Amerikalıların da dinlediği İngilizce konuşmasında Türkiye’nin son 30 yılda yaptığı hamlelere dikkat çekiyor, özellikle 2001 ve 2002 sonrasında Türkiye’nin dev bir gelişme gösterdiğinin altını çiziyor. Bu dev gelişimde siyasi istikrarın altını çiziyor, ancak ekonomik krizle birlikte önemli risklerle karşı karşıya olduğumuzu belirtiyor.

Tam tersi sözler

Ancak Hisarcıklıoğlu aynı binanın sekizinci katında iyibilgi’nin de aralarında bulunduğu toplantılara katılan Türklere verilen iftar yemeğinde Türkçe yaptığı konuşmada bakın neler söylüyor:

-         Bugün Türkiye’nin 2002-2007 arasındaki yüzde 49’luk büyümede kamunun toplam payı yüzde 9,5. 9,5’i’i 49’dan çıkarırsak yüzde 39,5’ini Türk müteşebbisi, özel sektörü yaptı. Bu Türk müteşebbisinin başarısı.

-         Bugün Avrupa’nın altıncı büyük ekonomisi, dünyanın 15.si haline geldik. Bugün birçok küresel markanın sahibi artık Türk firmalar. İslam dünyasında en büyük 100 şirket nedir diye baktığınızda 24 tane Türk şirketi bulunuyor. Türk müteahhitlik sektörü 30 yılda dünyada 2. konuma geldi. Geçtiğimiz yıl Çin birinci ABD ikinci Türkiye üçüncüydü şu anda ABD’yi geride bıraktık.

-         Dünya lojistik sektöründe dünya üçüncüsüyüz Çin ve ABD’den sonra biz geliyoruz. Bu bir başarı hikayesi.

Şöyle özetleyelim: TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu sadece Türklerin dinlediği konuşmada Türkiye’nin 2002 yılından sonra yaşadığı ekonomik gelişimi siyasete ve siyasi istikrara değil Türk müteşebbislerin başarısına bağlıyor. Dahası Türk firmaların ve Türkiye’nin küresel ölçekte başarılarını sıralarken kesinlikle GSHM’deki bir küçülmeden ya da ekonomik krizin etkilerinden bahsetmiyor.

Özal’a referans

Bu arada dikkat çeken nokta TOBB Başkanı’nın siyasi referansları. Örneğin Türkiye’nin son 30 yılını anlattığı toplantıda gelişimin mimarı olarak merhum Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ı anıyor, konuşmasını yaparken beyaz perdede Özal’ın ileriyi işaret eden bir fotoğrafı uzun bir süre sergileniyor. 2002 sonrası tek parti iktidarının icraatlarını başarıya katmıyor, bu başarının siyasete değil “biz” diye adlandırdığı müteşebbislere ait olduğunu vurguluyor. Ayrıca Hisarcıklıoğlu’nun konuşması boyunca Ecevit ve Özal’dan bahsederken Türkiye’yi 2002’den bu yana yönetenlerin isimlerini anmaması salonda bulunanların dikkatini çekiyor.

Siyasetçi mi işadamı mı?

Kimi zaman TOBB Başkanı’nı dinleyenlerde “acaba bir siyasetçi icraatlarını mı anlatıyor” duygusu oluşuyor. Kendi sözlerinden örneklerle açıklayalım:

-         Karayoluyla Türkiye’ye girdiğiniz zaman Türkiye’nin karayollarındaki tüm gümrük kapılarının modernleştirilmesini biz yaptık. Şu anda dünya çapında ödüller almaya başladık.

-         TOBB üniversitesinde eğitimi Türkçe vermemize rağmen okulun üç yıl içerisinde ilk yüze giren öğrenciler arasında en çok tercih edilen okul olduk.

-         Beyin göçünü tersine çevirmeye başladık. Çok güzel eğitim almış adamda bilgi var ama toplumla iletişim kuramıyor. Bilgiyi pazarlayamıyor. O yüzden benim gibi orta zekalı insanlara ülkeyi yönetmek kalıyor. Üst düzey insanları yetiştirmek için özellikle Türkçe eğitim verelim dedik.

-         TOBB olarak  uluslar arası networklere ağırlık veriyoruz. Hiçbir yerde temsil edilmezken TOBB’un temsil edildiği bütün kuruluşlarda ya yönetim kurumlarında ya da başkanlık düzeyinde temsil edilmeye başladık. (Bu bölüm iktidar partisinin dış politikasıyla örtüşüyor. Çünkü 2002 sonrası dışpolitikası uluslar arası kurumlarda aktif rol almayı hedefliyor. BM Güvenlik Konseyi, Slam Konferansı Örgütü iki önemli örnek).

-         Türkiye’nin özel teşebbüs gücünü ortaya çıkarması çok değil 30 yıl içerisinde oldu.  30 yıl önce 1 yılda yaptığımız ihracatı bugün 1 haftada yapar hale geldik. Rahmetli Özal ticaret yapın, dışarıya gidip mal satın dediğinde biz bunun hayal olduğunu düşünmüştük. Türk müteşebbisi büyük bir başarı hikayesi yazdı 30 senede.

-         Almanya’ya sıfır sermaye ile giden Türkler Almanya’da fast foodda döneri bir numara haline getirdi.

-         2,5 milyon insandan 60 bin girişimci çıkardık, Türkler yanlarında 350 bin Alman çalıştırıyor ve Almanya’nın geleceğine 7 milyar euro yatırım yapıyor. Bunu sıfır sermaye ile giden insanlar yaptı, bunu başka millette göremezsiniz.

-         Avrupa da satılan her üç beyaz eşyan birisi Türk malı. Yürüyen çamaşır makinasından nereye geldik

-         Avrupa’da satılan her üç televizyondan bir tanesi Türk malı.

-         ABD’den sonra dünyada yedi tane ayrı otomobil markası üretilen ikinci ülkeyiz. 30 sene önce bunları hayal bile edemezdik.

Hisarcıklıoğlu’ndan “derinlik” okuması

Hisarcıklıoğlu’nun konuşmasının şu bölümüne dikkat. Çünkü Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun kitabının iyi okunduğu anlaşılıyor. Zira bu anlatılanlar aynı perspektifle o kitapta 1999 yılında dile getirilmilşti:

-         Harita önemli… Dünya ticaretinin göbeğinde bir ülke var. Türkiye… Dünya üretiminin yüzde 51’i Türkiye’nin doğusunda dünya tüketiminin yüzde 60’a yakını Türkiye’nin batısında gerçekleşiyor. Türkiye tekrar ipek yolunun üzerinde bir ülke olarak tarihi rol oynayabilir.

-         İkincisi Türkiye enerji koridorlarının tam üstünde oturuyor fırsatları iyi değerlendirebilirsek. Yoksa yavaş yavaş Rusya’nın hakimiyetine geçme tehlikesi taşıyor. Türkiye kendi iç kısır siyasi çekişmeleri nedeniyle bu fırsatları kaçırmaya başladı. Ancak Avrupa’nın ihtiyacı dolayısıyla Türkiye’nin enerji konumu yeniden gündeme geldi.

-         Balkanlar, kuzey Afrika, Ortadoğu, Türk Cumhuriyetleri, Kafkaslar… bütün bu coğrafya sanayi olarak ihrac ettiği malları yüz olarak alırsak bunun yüzde65’ini Türkiye üretiyor. Bölgesinde müthiş bir sanayi devi olan bir ülke var.

-         Çevresinde üç saatlik uçuş mesafesi içinde 51 ülkeye, 1 milyar insana, 9 trilyon dolarlık bir pazara ulaşabiliyorsunuz.

Salondan izlenimler

Tüm bunlarda ne var demeyin. Şimdi solanda dinleyici olarak bulunan diğer kişilerin de izlenimlerini aktaralım:

-         Hisarcıklıoğlu adeta bir siyasetçi gibiydi.

-         Geçmişteki tüm başarıları siyasetin elinden alarak ekonomiye ve daha çok kendine bağladı.

-         Şu anda iktidarda bulunan siyasi parti ve liderini rakibi olarak görüyor olmalı ki kesinlikle isimlerini anmadı ve yaptığı konuşmada iktidarın ekonomi başarılarını yine ekonomi dünyasına havale etti.

-         Ayrıca kendisine bağlı olduğunu ima ettiği bu başarıları anlatırken sık sık Özal’a referans verdi. Sanki Özal’ın varisi benim mesajı veriyor gibiydi.

-         TOBB Başkanı’nın salondakilerle kurduğu iletişim ve hitabeti dikkatlerden kaçmadı.

Washington’dan TOBB günlüğü böylece sona erdi. Bundan birkaç ay önce neden Başbakan Erdoğan’ın Hisarcıklıoğlu’nun elini ittiğini hatırlayarak…

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,724 defa okundu.