Sistemin kendi kendine en büyük cezası: Ajdar

0 0 0000 00:00 tsi
Yediği dayakla gündeme gelen Ajdar, daha önce medyadan bir röportaja 10 bin dolar isterken, bu dayağı anlatmak için 20 bin dolar istiyor. Karabıyık "Aklıselim izleyici Ajdar'ın bir şaka projesinin ürünü olduğuna ve bunun bir gün itiraf edileceğine

İşte Sema Karabıyık'ın çarpıcı yazısı...

Kendisi başlı başına teknoloji harikası olan cep telefonları fotoğraf çekme özelliği ile birleştirilince herkesin içindeki 'an'ı ölümsüz kılma aşkı ortalığa saçıldı. Ama en büyük etki kamera-cep telefonu-internet konsepti ile yaşandı. Gerekli-gereksiz, haberli-habersiz çekilen görüntüler 'orada' kalmasın düşüncesinden hareketle internetin en hızlı popülerleşen hizmetleri arasında yer alan video paylaşım siteleri çıktı ortaya.

Sınırların ortadan kalktığı video paylaşım sitelerinde vizyon öncesi filmlerin fragmanlarını, 80'lerden kalma bir klibin görüntülerini, kısa film tadındaki iş kazalarını, önceki yıllarda skandal olarak nitelenebilecek canlı yayın gaflarını izlemek mümkün.

Üç-beş dakikalık görsel şovlar her şeyin önüne geçmiş durumda. Yılbaşı gecesi Taksimden yayın yapmakla görevli muhabir 'anam coştu lan bunlar' diyerek bir anda herkesin tanıdığı birisi haline geldi. Katıldığı canlı yayında çalan cep telefonunu açan ve uzun uzun konuşan bir uzmanın diyalogları gözden göze dolaşarak henüz kurulmuş olan ciddi bir haber kanalının tanıtımına katkıda bulundu! Reklâm verenlerin yeni yeni keşfetmeye başladığı bu sitelerde çekilen reklâm filmleri gösterime sunularak bir nevi tepki araştırması yapılıyor. Yerel bir kanalda yayın yapan bir sosyal güvenlik uzmanının telefondaki seyirciyle yaşadığı diyalog tekrar ve tekrar seyrediliyor.

Bir süre önce kendi aralarında eğlenmek, eğlenirken de okulundan intikam almak isteyen birkaç veledin kurguladığı görüntüler ulusal basın tarafından 'okullarda neler oluyor' diyerek manşetlere taşındı. Olan bir şey yoktu! Birkaç kafadar kafa kafaya vermiş hem oynarım hem çekerim kıvamındaki görüntüleri site aracılığıyla halka arz etmişti. Problem doğruluğu, gerçekliği, güvenirliliği sorgulanmadan bu görüntülerin medyada yer almasıydı. Birkaç gün manşetleri süsleyen görüntülerin malum siteden alındığı ortaya çıkınca bu tarz haberler bıçak gibi kesildi.

Bu sitelerde absürt olan her daim daha çok prim yapıyor. Bir görüntüyü beğenenin eşe dosta yönlendirmesi neticesinde tıklanma oranı artıyor. Kendisini hiperstar ilan eden bazılarınca sokakstar olarak adlandırılan Ajdar'ın, pop starda elemelerde elenmesine rağmen yarışmanın birincisinden daha hızlı ve kalıcı şöhret olmasının sırrı da bu site. Elendikten sonra Nane Nane şarkısıyla alay edilmek için bir kaç şov programına meze olan Ajdar, bir süre sonra yeni şarkısı Çikita Muz'a iki Rus güzelle klip çekti ve youtube'da yayınladı. Absürt ötesi şarkı ve klip en çok tıklananlar arasında üst sıralara yerleşince, Ajdar Türk televizyonları tarafından ikinci defa keşfedildi. Aşağılayıp yerin dibine batırırken, stüdyodaki seyircilere yuhalatılırken reytinginden medet umuldu. RTÜK'ü temizlik operasyonu yapmaya götürecek kadar çok yer aldı televizyonlarda. Ama temizlik operasyonu da durduramadı Ajdar'ı.

Sistemin kendi kendine en büyük cevabı ve cezası olan Ajdar, bir türlü istenen izlenme oranını yakalamayan Sağır Oda dizisinin kurtarıcısı olarak görüldü. Dizide Ukraynalı ajanı konuşturmak için her türlü işkence denendikten sonra son çare olarak Ajdar'ın tıklanma rekorları kıran Çikita Muz adlı şarkısı dinletildi. Yapılan işkenceyle ajan konuşturulamasa bile en azından düşünmesi engellenmiş olacaktı. Asıl hedef ise Ajdar şemsiyesi altına girerek dizinin haber olmasını sağlamaktı. Hedefe ulaşıldı ama yapımcılar tarafından telifi de ödenen Ajdar'a yaradı bu durum, her zaman olduğu gibi,

Sağır Oda izlenme oranlarını haber olarak artıracağına olan inancını koruyor. Son olarak sansürlendiği için yayınlanmayan görüntüler servis edildi youtube'a. Aras Dağlı girdiği bir evde raflardaki bütün kitapları yere indirdikten sonra üzerlerine benzin dökerek tutuşturuyor, devamında yakın çekimde 12 Eylül'ün generalinin isminin yazılı olduğu kitabı ateşe atarak 'yangını körüklemek lazım' diyor. Dizinin yapımcıları bu sahnenin sansür engeline takılacağından habersiz değil. Büyük ihtimal bu sahneyi youtube için özel olarak çektiler.

Aklıselim izleyici Ajdar'ın bir şaka projesinin ürünü olduğuna ve bunun bir gün itiraf edileceğine dair inancını koruyor. Koruyor korumasına ama hiç beklenmedik anlarda beklenmedik yerlerde ortaya çıkıyor Ajdar. Radikal gazetesinin uyguladığı PR çalışmasına da dolaylı olarak bulaşmış oldu. Bilindiği üzere Radikal pazar günleri 'haber vermek' için değil 'haber olmak' için çıkartılan bir gazete. Seçilmiş ve belli şeyler ezberletilmiş 23 Nisan çocuklarının yönetici koltuklarına oturtulup mikrofon uzatılması gibi, Radikal gazetesinin de bir günlüğüne misafir genel yayın yönetmeni oluyor. Bu sayede pazar günleri gazete hem normalden fazla satılıyor hem de hafta boyunca haber olmayı başarıyor. Nobel ödüllü Orhan Pamukla başladı, pop müziğin kraliçesi Sezen Aksu ile devam etti. Yılmaz Erdoğan'ın Radikali ise Hrant Dink'e yapılan suikast sebebiyle arada kaynadı. Hâlbuki en gerçeğe yakın, sandıktaki naftalin kokulu haberlerden değil direkt sıcak gündemle bağlantılı, gazetecilik ruhuna en yakın gazeteydi.

Serdar Turgut Radikal'i ti'ye aldığı yazısında Akşam gazetesinde aynı uygulamayı yapmayı düşündüğünü ve genel yayın yönetmeni koltuğuna Ajdar'ı oturtacağını yazdı. Makine Mühendisi olduğunu söyleyen bir mesleği ve çalıştığı bir işi varken olmayan ses-görüntü-yeteneğiyle şöhret peşinde koşan ve bunu da başaran Ajdar'ın nasıl bir gazeteye imza atacağı daha çok merak edilmez mi?

Pazar Keyfi'nin sunucusu evlendikten sonra sürekli bir sunucuyla devam etmek yerine kaseti çıkan, filmi vizyona giren, klip çeken hiç birisi yoksa yaşadığı sansasyonla gündeme gelen ünlülere sundurulmaya başlandı. Radikal gazetesi bu uygulamasına devam ederse kim bilir belki bir gün herkes bir günlüğüne yayın yönetmeni olabilir.

Ajdar'a gösterilen ilgiyi hazmedemeyen onun yerli yersiz TV'lerde yer almasına içerleyen, uzun yıllardır müzik piyasasının içinde olduğunu ve 11 tane kaset çıkardığını ve milyon barajını aşan satışlar yaptığını iddia eden Alihan, bir gece kulübünde Ajdar'ı tekme tokat döverek kendince haddini bildirdi. Sonrasında bildirdiği haddi kanal kanal dolaşarak canlı yayınlarda anlattı. Karşı çıktığı bir şöhret üzerinden ekranlarda yer buldu. Boğaz köprüsünde şov yapan şarkıcı unvanı Ajdar'ı döven şarkıcıya evrildi. Youtube'da Ajdar'ı yeniden yaratan Çikita Muz klibinin en büyük rakibi ensesine şaplak yediği bu görüntü oldu. Daha önce programlara çıkmak için on bin dolar talep eden Ajdar, yediği dayağı anlatması için teklif edilen röportaj karşılığı yirmi bin dolar talep etti. Olmayan yeteneğini şöhret olma yolunda bir hayli başarılı kullanan Ajdar, yediği dayakla fiyatını artırarak ve yine TV'lerde kendine yer bularak star ruhlu bir şov insanı olduğunu ispat etmiş oldu.

yenişafak

Bu haber 400 defa okundu.