En Sıcak Konular

ABD o kapıyı neden kapattı?

13 Eylül 2009 05:29 tsi
ABD o kapıyı neden kapattı? Karşı karşıya kaldığı cezalarla, hiç düşmediği Türkiye gündeminin en üst basamaklarına tırmanan Doğan grubuyla ilgili Washington’dan ilginç haber: Doğan grubu Almanya öncesi meğer ABD’nin kapısını çalmış. Peki, nasıl bir cevap almış? İşte Wash

Şimdi anlatacağımız hikaye o kadar ilginç ki… Benzetme yapmak gibi olmasın. Ancak biz bu hikayeyi duyduğumuzda ilk aklımıza gelen birinci dünya savaşı öncesinde İttihat ve Terakki yönetimi altındaki Osmanlı tecrübesiydi.

Şöyle anlatalım: Doğan grubuna verilen ceza öyle ağır ki etkisi Washington’da bile hissediliyor. Her ne kadar Doğan grubu mensupları bu cezanın “basın özgürlüğünü” hedef aldığını iddia etseler de Washington’da işin bu boyutuyla ilgilenen çok kişi yok. Çünkü buradan bakıldığında da işin “özgürlük” kısmı bir hayli gri görünüyor. Özellikle söz konusu Doğan grubu olduğunda.

Washington’da daha çok bu gelişmenin Türkiye’ye olası etkileri üzerinde duruluyor. Tartışmalar -grubun kendisinin iddia ettiği üzere “tasfiye” söz konuysa- bu tasfiyenin küresel denklemde neye tekabül ettiğiyle ilgili… Bu arada Washington’da ceza sohbetlerin konusu olunca burada bulunan isimlerden eski ama güncelliğini koruyan bazı bilgiler de öğrenilebiliyor.

Örneğin bir dostumuzla sohbet ederken konu Doğan grubuna, Doğan grubun Alman şirketlerle ortaklarına geldi. Dostumuz şunu söyledi: 2002-2003 yıllarında burada olanlar Doğan grubun Alman şirketlerle ortaklı kurmadan önce ABD’de kendisine ortak aradığını, ancak hiçbir kapıyı açamadığını, tersten söylersek Washington’da tüm kapıların kendisine kapandığını bilirler.

Dostumuz bize “bilenlere sor neler anlatır neler” deyip daha fazla konuyu deşmedi, aklımıza kurt düşürmekle yetindi. Elbette Doğan grubun ABD’de ortak bulma macerasının izini süreceğiz. İpuçları bulana kadar biz bu küçük bilginin düşündürdüklerine eğilelim.

Doğan grubun 2002-2003 yıllarında ABD’de ortak bulma girişiminde bulunması hem grubun hem Türkiye’nin gelişim süreciyle paralel öncelikle…

Çünkü bu yıllar Türkiye’nin dış dünyaya açılma yıllarıydı. Büyüyen ve serpilen bir holding olan Doğan grubun da tam bu esnada kendisine yabancı ortak araması ilginç değil. Çünkü bu yıllar yerli sermayenin küreselleşmenin en acı “ya büyü ya küçül” tehdidiyle mücadele ettiği bir yıllardı. Büyümek risk almayla ve ortaklıklar kurmakla gerçekleşecekti. Örneğin tam bu esnada, ekonomik krizin de yıprattığı pek çok şirket ve KOBİ aralarında ortaklık kurarak büyümeyi tercih etti. Bunun aksi ise giderek küçülmekti.

Dolayısıyla bu ortak arayışı ilginç değil. Ama ilginç olan Doğan grubun ABD’de ortak ya da dirsek teması kuracağı bir yapı bulamaması… Yani kapıların burada ona kapalı olması. Daha sonra Doğan grubun bu arayışını sürdürmesi ve Almanya gibi AB’nin dev makinesi ile ortaklıklar kurması.

Peki, Doğan’a kapılar ABD’de neden kapalıydı? Ne oldu? Hangi hesaplar yapıldı? ABD’de kim Doğan grubu “Almanya safına” itti? Dünya küresel denkleminde “Almanya safı” diye bir şey var mı? İşte bu sorunun yanıtı oldukça stratejik bir bakış açısıyla çözümlenebilir. Çünkü yazının başında dediğimiz gibi bu 1. Dünya Savaş’ı öncesinde İttihat ve Terakki’nin Almanya ile birlikte savaşa girmeden önce İngiltere’yle temasa geçerek “İtilaf devletleri” arasına katılma isteğini bildirmesine benziyor. İngiltere’den gelen yanıt biliniyor. Yanıt olumsuz olduğu için Osmanlı Almanya ile birlikte savaşa girmek ve kaybetmek zorunda kalmıştı.

Ne ilgisi var demeyin… Burada Doğan gruba kapıların kapalı olmasının stratejik anlamı var. Türkiye’nin basında tasfiye tartışmaları yaptığı şu günlerde, Hürriyet gazetesinin Ergenekon davasına yaklaşımından tutun da kimilerince “Almanya operasyonu” olarak kabul edilen Deniz Feneri davasına kadar yaşananların hiç birisi birbirinden bağımsız değil. Ergenekon’un Almanya ve Rusya bağlantıları da “Ergenekon operasyonunu ABD yapıyor” eleştirileri de birbiriyle inanılmaz paralellikleri olan sürpriz tesadüfler değil.

Anladığımız kadarıyla tasfiye tartışmalarını yapanlar tasfiye olan “Ergenekon yapısıyla” birlikte medyada da bir dizi “zihniyet” tasfiyesinin yaşanacağını iyi gördüler. Doğan’a ABD kapılarının neden kapalı olduğunu yanıtlarken Ergenekon operasyonuna da medyadaki tasfiye tartışmalarına da dikkat etmek gerekiyor. O büyük resmi izninizle yarın çizelim…

İyibilgi.com



Bu haber 1,474 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,100 µs