ilginç açıklama | " /> ilginç açıklama | "/>

En Sıcak Konular

MHP'nin kurucusu Durak'tan ilginç açıklama

12 Eylül 2009 08:22 tsi
MHP'nin kurucusu Durak'tan ilginç açıklama Darbelerin, siyasî ve sosyal etkilerinin yanında toplumun sağlığıyla ilgili de önemli değişimlere yol açtığı belirtiliyor. İhtilallerin bu çok çarpıcı etkisini dile getiren MHP'nin kurucularından Yılma Durak, "Her ihtilalden sonra verem patlamıştır.Hapi

Durak, birçok arkadaşının vereme yakalanmasına rağmen içeride yıllarca kaldığını aktarıyor. İstanbul Veremle Savaş Derneği Genel Sekreteri Zeki Kılıçaslan, 12 Eylül döneminde cezaevlerinde tüberküloz hastalığının arttığını söylüyor. Vaka sayısı ciddi oranda yükselmesine rağmen, önlem alınmadığının altını çiziyor. Basına yansıtılmayan içler acısı durumun sessizce geçiştirildiğini vurguluyor. Sağlık Bakanlığı'nın yıllık raporları da bu tespitleri doğruluyor. 1975'te 20 bin 315'e düşen hasta sayısı, 12 Eylül'den sonra 30 bin 960'a yükseldi.

12 Eylül'e ilişkin pek çok öykü dinledik. O döneme ilişkin cezaevlerinde yaşanan olaylar, baskılar, işkenceler daha sonraki yıllarda gündeme geldi. Ancak, bilindiği halde pek fazla dile getirilmeyen bir olay daha var. 1960, 1971 ve 1980 yıllarında darbelerden sonra toplumda, özelde ise cezaevlerinde verem vakaları artmış. Bu iddiayı dile getiren MHP'li Yılma Durak, darbeden sonra 6 yıl cezaevinde kalmış bir isim. 4,5 yılını hücrede geçiren Durak'ın eşi Lamia Durak bu süreçte verem olmuş. Ancak o bunu, ancak cezaevinden çıktıktan sonra öğrenebilmiş. Yılma Durak, birçok arkadaşının vereme yakalandığını ama buna rağmen içeride yıllarca kaldığını aktarıyor. Bu yöndeki bir örnek de Diyarbakır Cezaevi'nde 3,5 yıl kalan Ahmet Acar'a ait. 'İçeride' verem hastalığına yakalanan Acar çıkışta, Ankara ve Mardin'de tedavi görmüş. Hastalığın etkilerini hâlâ üzerinde taşıyan Acar'ın bir tek kendisi verem olmamış. Eşi Latife Hanım da hastalığa yakalanmış. Ancak, eşinden daha ağır atlatmış. Bu konudaki bir hikâyeyi de Edirne Cezaevi'nde kalan Oğuzhan Cengiz anlatıyor. Cemaatle namaz kıldıkları sırada koğuş arkadaşının ağzından ve burnundan kan gelmiş. Böylece verem olduğu ortaya çıkmış. Bir başka verem olan arkadaşı da teşhisin üzerinden 3 gün geçtikten sonra hastanede vefat etmiş.

Bu yöndeki hikâyeleri hem rakamlar hem de bilim adamları teyit ediyor. Tablolara ve rakamlara göre bu yöndeki seyir, darbe dönemlerinde farklılık gösteriyor. 1965, 1970 ve 1985 yıllarına ilişkin istatistikler veremin en çok bu dönemlerde yükseldiğini ortaya koyuyor. En ilginç gelişme ise hastalığın en düşük oranına ulaştığı 1975 yılından sonra 1980 ve 85'te hızla yükselmesi olarak ortaya çıkıyor. Buna göre, 1975'te 20 bin 315 olan verem vakası, 1980'de 23 bin 210'a yükselmiş. 1985'te ise tavan yaparak 30 bin 960 kişi olmuş.

Verem hastalığının sosyoekonomik koşullarla doğrudan bağlantılı olduğuna dikkat çeken İstanbul Verem Savaş Derneği Genel Sekreteri Prof. Dr. Zeki Kılıçaslan, en önemli faktörlerin ise yoksulluk, beslenme bozukluğu ve kötü yaşam koşulları olduğuna dikkat çekiyor. Kalabalık yaşamın da en önemli tetikleyicisi olduğunu ifade eden Kılıçaslan, "Yoksullar daha kalabalık yaşarlar. Hapishanelerde çok daha kalabalık yaşanır. Bu nedenle de bulaşma riski artar." diyor. Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de cezaevlerinde topluma göre tüberküloz riskinin önemli oranda arttığına dikkat çeken Kılıçaslan, bu oranın 10-20 kat arasında olduğunu ifade ediyor. 85 yılında veremin ciddi oranda artmasıyla ilgili olarak, "Bununla ilgili özel bir önlem alınmadı. Zaten artış basına bile yansımadı. Bu sessizce geçiştirilmiş bir olay." değerlendirmesini yapıyor.

Yılma Durak/MHP kurucusu eski MKYK üyesi:

Mahzun ve kederli hayat verem etti

İhtilal dönemlerinde verem hastalığının yaygınlaşmasının birinci sebebi şartların insanlar üzerindeki menfi tesirleridir. İkincisi de beslenme problemleridir. Karavanın içine sokaktaki taşı toprağı dökerek getiriyorlardı. Yemek dağıtıldıktan sonra her masada en az 5-6 tabak taş ayıklardık. Diyarbakır Cezaevi'nde yapılan alçaklık, Mamak Cezaevi'ndeki muameleler insanları mahzun ve kederli bir hayatla baş başa bırakmıştır. Bu sadece cezaevlerindeki mahkûmlarla ilgili değildir, aileleri de aynı ıstırabı yaşamışlardır. Onları da hasta etmiştir. Benim hanım da verem başlangıcı yaşamıştı.

Oğuzhan Cengiz/yayıncı:

Arkadaşımız için yatakları yaktık

Edirne Kapalı Cezaevi'nde kalırken Birol Yurdaer diye bir arkadaşımız vardı. Cemaatle yatsı namazını kılarken birden yere yığıldı. Ağzından burnundan kan fışkırdı. Cezaevi idaresi ile bulunduğumuz koğuşun arası çok uzaktı. Bizi duyamıyorlardı. Arkadaşın hastaneye kaldırılması için yatakları ateşe verdik. Dumanı gördüler ondan sonra geldiler. Arkadaşı aldılar, Tekirdağ'a hastaneye götürdüler. Orada yaklaşık bir sene kadar tedavi gördü. Bir arkadaş daha Edirne Cezaevi'nde vereme yakalandı. Hastaneye gitti, ancak 3 gün içinde rahmetli oldu.

Ahmet Acar/Kürt Demokratlar Hareketi Sözcüsü:

26 yıldır hastalıkları taşıyorum

Cezaevlerinde sadece verem değil birçok kronik hastalık vardı. 8 ay elimize yüzümüze su vurmadığımız oldu. Fosseptik çukurlarına yarı belimize kadar batırılıyorduk. Bunlar yaşanırken o hastalıklara açık hale geliyorsunuz. Ben cezaevinden çıktıktan sonra verem oldum. Dispanserde kaydım var. Ankara'da ve Mardin'de tedavi gördüm. Eşim de verem hastası oldu. Midyat Verem Dispanseri'nden raporludur. 26 yıldır çeşitli hastalıklarla yaşıyorum.

Yılmaz



Bu haber 755 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,572 µs