'Teknoloji uğruna doğayı tahrip ettik'

9 Eylül 2009 16:23 tsi
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, sel felaketiyle ilgili olarak gazetecilerin soruları karşısında ilginç açıklamalarda bulundu

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, son 80 yılın en büyük yağışının bir kaç saat içinde İstanbul'a düştüğünü, bu doğal afetler karşısında insanoğlunun çaresiz kaldığını belirtti.

Afet Koordinasyonun Merkezi'nde (AKOM) açıklama yapan Topbaş, bölgeyi gözlemlediklerini ve çok ciddi bir şekilde sorun oluştuğunu ve valiliğinde açıkladığı gibi İstanbul'da meydana gelen sel felaketinde dün ve bugün toplam 23 vatandaşın hayatını kaybettiğini belirtti.

"BOSNA'DA DEĞİL, ANKARA'DAYDIM"
Daha fazla acı haber almamayı ümit ettiklerini ifade eden Topbaş, ''Milletimize başsağlığı diliyorum. Şunu üzülerek ifade etmek istiyorum, Türkiye'de acılar üzerine dahi siyaset yapabilenler var. Bunları kınıyorum ve milletime havale ediyorum. Dün Ankara'ya gittim, Bosna'ya maça gittiğim tamamen yalandır, bu acılı günde bir fikriniz varsa gelin yardımcı olun'' diye konuştu.

Afetlerin bazen ABD'de, bazen Avrupa'da, bazen Uzak Doğu'da etkili olduğunu, bugün de İstanbul'u etkilediğini ifade eden Topbaş, ''Son 80 yılın en büyük yağışı bir kaç saat içinde İstanbul'a düştü. Bu doğal afetler karşısında insanların yapacağı bir şey kalmıyor. Bunlar bir olağanüstü hal, bu gibi hallerde insanoğlu çaresiz kalıyor'' dedi.

Dünyanın birçok yerinde bu afetlerini görüldüğünü anlatan Topbaş, çevreye ve doğaya saygılı olmak zorunda olunduğunu, teknolojik gelişmeyi sağlarken bunun çevreyi nasıl etkilediğinin de düşünülmesi gerektiğini, iklim değişikliğinin getirdiği sıkıntıların yaşandığını dile getirdi. Topbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

''İstanbul büyük bir kent topoğrafyası da malumunuz. Bir yönetici olarak burada kalkıp kimseyi itham etmek istemiyorum, böyle bir hakkım olduğunu da düşünmüyorum. Biz de olmak üzere bugüne kadar olan bütün yönetimlerin hataları var. Daha dikkatli olmalıyız, çok acı tablolar gördük bunun karşısında el ele vereceğiz. Tabii ki ölüleri geri getiremeyeceğiz. İnşallah çok daha sıkıntılı günler bizi beklemez''

''İNSANOĞLU OLARAK BUNUN KARŞISINDA NE KADAR DURABİLİRSİNİZ?''
Soruları da cevaplayan Topbaş, bir gazetecinin, ''İstanbul bundan 15 yıl önce de böyle bir felaket yaşadı. Geçen zaman içerisinde bir tedbir alınamaz mıydı?'' sorusuna, şu yanıtı verdi:

''Bakın buradaki yağışın ortalamalarına baktığınız zaman 205 kilogram yağış bir iki saat içinde düşüyorsa, 10 dakikada 3 metre dere yatakları yükseliyorsa; insanoğlu olarak bunun karşısında ne kadar durabilirsiniz. Tabii ki, yerleşim alanları tercih edilirken ona göre adım atmak gerekiyor. Alibeyköy Deresi her yağışta taşardı ama bu sefer incelemelerde gördük hiçbir sorun yoktu. Orayı ıslah ederken vatandaşlar kendilerini evlerinden ediyoruz diye bize kızdı. Ama bugün onlarda bize teşekkür ediyorlardır. Aniden bastıran bu yağış sizi araçta olsanız dahi bir yerde yakalayabilir ve hayatınıza mal olabilir. Tabii burada meteorolojinin verdiği uyarıya dikkat ederek bu sıkıntılı günleri inşallah geride bırakırız diyorum.''

"İNSANLAR MADDİ İHTİRASLARINA ESİR OLUYOR"
Topbaş, bir gazetecinin ''1995'te de Ayamama Deresi'nde ciddi su baskınları olmuştu, Orada bir rehabilitasyon çalışması yaptınız mı, yaptıysanız neden bu dram oluştu?'' sorusu üzerine, şöyle konuştu: ''Ayamama Deresi'nin kuzeyine doğru gittiğiniz zaman büyük bir havzanın taşındığı dereden bahsediyoruz. Bu havzaya metre kareye 200 kilogram yağış bir iki saat içinde düşüyorsa siz burada Basın Ekspres Yolu'nu dere halinde bıraksanız ancak kurtarabilirsiniz böyle bir yağışı. Sahildeki alanı vadi şeklinde tamamen boş bırakmanız gerekiyor ama yıllardan beri yapılan bir sürü bina ve iş yeri var. Bilinçsizce kaçak yapılan binalarla insanlar maddi ihtiraslarına esir oluyor. Hepsini takip etmeye çalışıyoruz ama hangisine yetişelim. Gezegenimiz ciddi bir sıkıntı yaşıyor. Yönetimdeki bizler bundan sorumluyuz. Üzerimize düşeni yapıyoruz, yapmalıyız.''

''İstanbullular tedbir almalıydı dediniz, halk nasıl tedbir almalıydı?'' şeklindeki bi soru üzerine Topbaş, '' Biz dünyayı ve gezegenimiz kullanırken çok daha dikkatli olmak zorundayız. Teknoloji uğruna çok fazla ihtiraslı davrandık ve doğayı tahrip ettik. Dünya ciddi sinyaller veriyor, bunlar onun göstergeleri. Daha dikkatli olmamız gerektiğini söylüyorum'' dedi.

Kadir Topbaş, ''Tedbir aldınız mı?'' şeklindeki soruya, ''Belediye olarak biz dün bütün ekiplerimizle oradaydık. 26 tane 6x6 ve 2 metre suya girebilen lastik botları da bulunan araçlarımız Silivri ve Çatalca bölgesinde çok ciddi anlamda kurtarmalar yaptı. Sel sularına kapılan insanları aldılar. Bu ekipmanları getirmekle çok doğru karar aldığımızı düşünüyorum. Yönetim olarak bize düşen bu yaraları sarmak, gerekli tedbirleri almak ve bu çalışmalara katılmak'' cevabını verdi.

''Bölge afet bölgesi ilan edilecek mi?'' şeklindeki soru üzerine Topbaş, ''Tabii onu Başbakanımız ve ilgili bakanımız karar verir. Olağanüstü bir hal var onu görüyoruz'' diye konuştu. Kadir Topbaş, ''Büyükçekmece'de baraj kapakları açılmış, o yüzden etraftaki iş yerlerini su basmış. Böyle bir şey söz konusu mu?'' şeklindeki soru üzerine, ''Barajla ilgili kapak açışları doğru. Daha büyük afetlere sebebiyet verilebilirdi. O bir tedbirdir, yapmak zorundasınız'' dedi.

A.A.

Bu haber 632 defa okundu.