'Görülmemiş felakete' ne önlem alınabilir?

9 Eylül 2009 10:06 tsi
‘Etkili yağış’ Trakya ve Marmara bölgesinde felaket manzaralarına yol açtı. İlgililer ‘son yılların en büyük afeti’ diyor. Meteoroloji vatandaşları ‘gerekli önlemleri alması’ konusunda uyarıyor. Mesele tam da bu: ‘

Marmara bölgesindeki etkili yağışın yol açtığı “felaket” manzaralarını izliyoruz. Ölü ve yaralılar, kayıplar var. Binlerce vatandaş mağdur. Evler yıkıldı, araçlar sağa sola savruldu.

İstanbul Valisi Muammer Güler’in “son yılların en büyük afeti” olarak adlandırdığı “etkili yağış”ın yol açtığı İstanbul manzarası, herkes adına son derece düşündürücü bir manzara arz ediyor.

Meteoroloji uyarılarının anlamını biliyor muyuz?
Meteorolojinin hava raporları, bu tür dönemlerde daha da önem kazanıyor. Belki normal zamanlarda ilgimizi dahi çekmeyen meteoroloji haberleri, böyle günlerde, ister istemez en fazla izlediğimiz, kulak verdiğimiz haberler oluyor.

Bu haberlerde, meteoroloji “uyarılar” yapıyor. Bu haberleri biz de veriyoruz. “Meteorolojiden etkili yağış uyarısı” veya “meteoroloji vatandaşları sel tehlikesine karşı uyardı”, “meteoroloji vatandaşların gerekli önlemleri almasını istedi” gibi.

Mesele şu; bu uyarıları izledikten veya dinledikten sonra “ne” yapıyoruz? Ne yapmamız gerekiyor? “Alınması gereken önlemler” neler?

Mesele dışarıya çıkarken yanına şemsiye almak olmadığına göre, “etkili yağış” veya “sel, heyelan tehlikesi” karşısında “ne” yapabileceğimiz konusunda, hemen söyleyelim, yapabileceğimiz “hiçbir şey” yok…

Vatandaş, örneğin dere yatağı konumundaki bir bölgede yaşıyor ve meteorolojinin uyarısından “haberdar” ise, ne yapabilir? Örneğin birkaç saat içerisinde evini mi boşaltması gerekiyor?

Uzmanlar, İstanbul’da özellikle İkitelli bölgesini felç eden etkili yağışta, bir saat içerisinde 90 kg. yağmur yağdığını söylüyor. Böylesine şiddetli bir yağış esnasında vatandaş olarak yapılabilecek pek az şey var. “Alınabilecek önlemler” ise, sel esnasında yüksek bir yere kaçmak, selin sürüklediği yiyecekleri, enfeksiyon tehlikesi nedeniyle tüketmemek gibi önlemlerden ibaret.

Açık ki asıl mesele başka…

Bir afet yönetim sistemimiz var mı?
Silivri, Çatalca, Selimpaşa, Saray gibi yerleşim birimlerindeki sel manzaralarına dikkat ettiniz mi? Selin zarar verdiği, hatta yıktığı evler yazlık evler. Yani tapusuz, kayıtsız “gecekondu” evleri değil… Bunların bir de isimleri var; “yalıkent”, denizkent” gibi…

Malum; yağıştan etkilenen yerlerden biri de "son teknoloji" ile donatıldığı söylenen ve Ergenekon davasının görüldüğü Silivri'deki mahkeme salonu idi.

Neresi “dere yatağıdır”, neresi sel tehlikesine açıktır veya fay hattı üzerindedir? Bunları biz bilmeyebiliriz. Ama bu coğrafi, jeolojik özelliklere sahip bölgelerde yerleşim izni veren belediyelerin, bizim bilmediklerimizi de bilmesi gerekiyor.

Bilimsel yöntemlerle çalışan bir afet yönetim sistemimiz var mı? Dere yatakları ve sele maruz kalması muhtemel bölgelerin bir haritası var mı? Bu harita içerisinde yer alan yerleşim birimlerinin durumları nedir? Ortaya çıkan afet manzaralarını bu sorularla birlikte düşünmek zorundayız…

Binlerce ev sular altında kaldı… Fabrikaları su bastı… Ölenler, yaralananlar var… Trafik felç… İlgili birimler ayakta… Ve meteoroloji uyarıyor: Yağışlar Cuma gününden itibaren yeniden artacak, vatandaşların gerekli önlemleri alması…

www.iyibilgi.com zoom

Bu haber 691 defa okundu.