reform: ? | " /> reform: ? | "/>

En Sıcak Konular

Yargıda reform: ?

7 Eylül 2009 20:52 tsi
Yargıda reform: ? 'Cumartesi günü öğleden sonra Tarabya sırtlarındaki Hakimevi’nde Adalet Bakanı Sadullah Ergin’i dinlerken, aklıma önce Fransa’yı, ardından neredeyse tüm dünyayı alt üst eden 1968 olayları geldi' diyen Mehmet Altan Yargı Reformu konusun

Mehmet Altan/Star

Yargı liberalleşebilir mi?  

Cumartesi günü öğleden sonra Tarabya sırtlarındaki Hakimevi’nde Adalet Bakanı Sadullah Ergin’i dinlerken, aklıma önce Fransa’yı, ardından neredeyse tüm dünyayı alt üst eden 1968 olayları geldi. Gençliğin mevcut sisteme topyekûn bir başkaldırısına dönüşen bu toplumsal olaylar sırasında hukuk fakülteleri hep sağcı öğrencilerin elinde tutsak kaldı.

Toplum devrime ve değişime hamlederken...

Hukukun, köhnemiş statükonun bekçiliğine sıvanmış olmasını ve kendini düzenin “kilit taşı” olarak görmesini en somut biçimde 1968 olaylarında gördüm.

***

Ankara reformları yapmadığı için fevkalade aheste bir şekilde sürmekte olan AB ile müzakerelerin 23. faslında “adalet” var.

Adalet Bakanlığı’nın, Türk hukuku ile AB hukuku arasındaki mevzuat farklarını ortaya çıkarmasını sağlayan tarama çalışmaları Ekim 2005’te başlamış, Ekim 2006’da bitmiş.

Ardından...

Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, YÖK, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi ve Barolar Birliği’nin de katılımıyla “Yargı Reformu Stratejisi” hazırlanmış.

Peşinden de, bu stratejiyi uygulamaya dönük Adalet Bakanlığı’nın kendi bünyesinde “Yargı Reformu Stratejisi Eylem Planı” oluşturulmuş. Geçtiğimiz Cuma günü de bu çalışma Avrupa Komisyonu’na sunulmuş. Böylece, dört yıl sonra da olsa, 23’üncü faslın gayrı resmi açılış kriteri yerine getirilmiş oluyor.

***

Amaç, 12 Eylül faşizminden AB standartlarında bir demokrasiye geçmek...

Yargı Reformu Stratejisi Eylem Planı’nın amacı bu... Planın en önemli ayaklarından birini de Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) yapısı ve işleyişi oluşturmakta. Adalet Bakanı Sadullah Ergin, bizlere öngörülen HSYK’nın yapısını ve dünyadaki emsallerini mukayeseli bir şekilde anlattı. Bu bilgiler dünkü medyada da genişçe yer aldı.

***

Hukuk sistemimiz içine yerleşmiş olan Ergenekoncu zihniyetin peçesini atarak fütursuzca ayağa kalkmasının ardından gündeme gelen HSYK ve tüm yargı acaba yeni düzenlemelerle “evrensel hukuktan yana taraf” bir anlayışın tavizsiz uygulayıcısı haline gelir mi?

Örneğin, yargı temsilcilerinin Kızılcahamam’da aldığı karar ışığında HSYK, “objektiflik, tarafsızlık ve şeffaflık temelinde, uluslararası belgeler ışığında, geniş tabanlı temsil esasına göre” yeniden şekillenebilir mi?

Ağır siyasal kamplaşma ve bölünmüşlük, AB reformlarının ivmesiyle insanlığın geldiği en son noktadaki hukuksal anlayışta mutabakat sağlar mı?

Kısa vadede çok ciddi endişelerim var.

***

Kötümserliğimin birçok nedeni bulunuyor.

İlki, tek parti zihniyetini günümüze taşıyan 12 Eylül faşizmini topyekûn tuz buz ederek topluca ortadan kaldıracak ilkeli ve tutarlı bir irade yok...

İkincisi, çöken hukuk sisteminin temel unsurları olan hukukçuları yetiştiren üniversitelerin zihniyeti son derece katı, yerel ve tutucu... Esnek, evrensel ve liberal bir hukuk eğitimi hak getire...

Üçüncüsü, Türk yargısı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde en çok mahkûm olan yargı sistemi... İçerdeki hukuksal uygulama, yeryüzü standartları söz konusu olunca doğrudan sınıfta kalıyor. Bizi yeryüzünde küçük düşüren bu kararlardan doğan maddi ve manevi zararlar, kararı veren yargıya rücu etmediği gibi...

Yargı siteminin yanlışlarını giderecek, günahlarını arıtacak bir toplumsal mekanizma maalesef çalıştırılmıyor. Bu yapılmadıkça, içeride mağdur yaratan, dışarıda ise mahkûm olan zihniyet teşhir edilmeden, yola devam ediliyor.

Dört, 12 bin kişilik Adalet Bakanlığı bünyesinde “yabancı dil” bilenlerin sayısı çok az. Hukuku ilk kaynağından inceleyecek, yeryüzündeki dinamik hukuk kararlarını anında derinlemesine takip edecek ve evrensel literatürü kendi mesleğine pusula yapacak bir donanımdan yoksunuz. Bu, yargıyı çağdan, gelişmelerden, hukuku değiştirip dönüştüren sosyolojik değişimlerden koparıyor ve tutucu bir mezra anlayışının siyasal kamplaşmasına kurban ediyor.

***

 Gene de yazıyı olumlu bitirelim.

Dört sene sonra da olsa, AB için mevzuat taramasının resmen bitmesi çok olumlu. Aynı şekilde 12 Eylül anlayışının şekillendirdiği ve içerisinde HSYK’nın da bulunduğu kurumları daha demokratik bir hale getirme çabası da sevindirici.

Umarım bir gün yeryüzü hukuku düzeyinde hukuk üreten ve üretilmiş olanı da rahatça içselleştiren bir ülke oluruz.



Bu haber 393 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,711 µs