Açılıma kamuoyu ayarı

7 Eylül 2009 09:42 tsi
Bir süredir gündemi işgal eden ‘Demokratik Açılım’ tartışmalarında vatandaşın görüş ve eğilimleri ortaya çıktıkça, tartışmalar buna göre şekillenen bir anlam kazanacak. Tartışmaların hararetinin dinmesi biraz da bundan. İşte nedenleri… <

‘Demokratik Açılım’ süreciyle ilgili tartışmaların siyasi partiler açısından önemli boyutlarından birini “bu işin siyasi riski” oluşturuyor.

Statükoyu demokratikleşme yönünde zorlayan bu tartışma, CHP ve MHP tarafından “görünen”, yani kamuoyu önünde cereyan eden yanıyla kısaca söylemek gerekirse “bölünme” kaygısıyla eleştiriliyor. Fakat bu “bölünürüz” korku ve kaygısı empoze eden söylemlerin hiç etkili olmadığı söylenemese bile, bu söylemin sahiplerinin umduğu sonuçları yaratmadığı her geçen gün daha açık görülebiliyor.

Bu noktada meselenin “siyasi riski” hesaplanmaya, anlaşılmaya çalışılıyor. Yani gerek iktidar partisi gerekse de muhalefet açısından bu sürece karşı takınılan tutumların “siyasi” sonuçları… Bu da doğal.

Nitekim meselenin bu boyutuyla ilgili bir takım araştırmalar yapıldı. Belki de en sonda söylenmesi gerekeni en başta söyleyebiliriz: Bu veriler, özellikle muhalefet partilerinin tutum ve söylemlerini doğrudan etkileyecek önemde. Nitekim önümüzdeki günlerde bunların sonuçlarını görme imkanımız olacak.

CHP ve MHP tabanı açılıma ne diyor?
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETAV) bu sorunun cevabını ortaya çıkarmaya yönelik bir araştırma yürüttü. 10 bini aşkın kişi üzerinden yapılan araştırmaya göre hükümetin “açılım” politikasına yüzde 48.1 oranında destek var; bu süreci “olumsuz” bulanların oranı ise yüzde 36.4.

Araştırmanın asıl ilginç sonucu ise, CHP’nin tutumunu vatandaşların yüzde 63.5’inin “olumsuz” bulması. CHP ve Baykal’a destek verenlerin oranı ise yüzde 15.6.

MHP’nin tavrını “olumsuz” bulanların oranı ise yüzde 62.3. “Olumlu” bulanların oranı da yüzde 16.1.

Aynı araştırmada DTP’nin hükümetin açılım politikasına destek vermesini “olumlu” bulanların oranı yüzde 35. “Olumsuz” bulanlar ise yüzde 41.3

Tarhan Erdem’in analizi
Son yıllarda seçim tahminlerindeki isabetli tahminleriyle dikkat çeken siyaset bilimci Tarhan Erdem’in bugünkü Akşam gazetesinin manşetinde yeralan analizi, bu verilerle uyumlu nitelikte.

Erdem, “Geri dönüş AKP için felaket olur” derken, bunun ekonomiye de olumsuz yansıyacağına dikkat çekiyor.

Erdem’e göre CHP, yürüttüğü muhalefeti oya tahvil etme hesabı yapıyor, ama yanlış yapıyor. Sürecin başarısının en olumsuz etkileyeceği parti CHP olacak.

Erdem aynı öngörüyü MHP için de yapıyor. MHP tabanının, Kürt sorununun çözümü konusunda daha “ılımlı” ve istekli olduğunu söylüyor.

Erdem bu süreçte DTP’nin de itibarını artırdığını düşünüyor ve DTP içindeki Ahmet Türk faktörüne dikkat çekerek, “Ahmet Türk olmasa her biri bir tarafa gider” diyor.

İsmail Beşikçi: Apo’yla DTP konuşsun
DTP konusunda ilginç bir eleştiri, yine ilginç bir isimden geliyor. Kürt sorunuyla ilgili yazı ve kitaplarından dolayı toplam 17 yıl cezaevinde kalan sosyolog İsmail Beşikçi, bugün Neşe Düzel’in kendisiyle yaptığı röportajda, DTP’nin “muhatap” olarak İmralı ve Kandil’i işaret eden söylemlerini eleştiriyor. “Bir siyasi parti sorunu benimle konuşmayın diyemez” diyen Beşikçi’ye göre, İmralı ile DTP görüşmeli.

Kamuoyu ayarı
“Açılım” tartışmaları ilk zamanlardaki “hararetini” biraz kaybetmiş gibi görünüyor. Ama yeni yasama dönemiyle beraber meclisin gündemini esas itibarıyla bu konunun oluşturacağı da belli. Yani meselenin gündemden düşmesi değil, daha somut ve ağırlıklı olarak gündeme gelmesi beklenmeli.

Bu sürece yönelik seçmen ve kamuoyu tepkileri ise, siyasi partiler açısından, biraz da eşyanın tabiatı gereği, meselenin “asıl” boyutlarından biri.

Kamuoyunun görüş ve eğilimleri daha net bir şekilde ortaya çıktıkça, siyasi partiler bugünkü tutum ve söylemlerine ona göre “ayar” vermek durumunda kalacaklar…

Sert ve hararetli polemiklerin dinmiş görünmesi, kendine ve söylemlerine çekidüzen verme ihtiyacına delalettir…

www.iyibilgi.com analiz

Bu haber 505 defa okundu.