En Sıcak Konular

İyibilgi, Mars'ın gizemini bitiriyor

7 Eylül 2009 09:09 tsi
İyibilgi, Mars'ın gizemini bitiriyor Koloni olmamıza kaç yıl kaldı? iyibilgi Ankara

Geçtiğimiz Cumartesi günü, yani 5 Eylül’de, Mars ya da fenomen severlerler arasındaki popüler ismiyle “kızıl gezegen”le ilgili “efsanelere” bir yenisi eklendi.

Buna göre, Hz. İsa yüzünü Mars’ta gösterdi veya tersi (!) Hz. İsa yüzünü Mars’ta gösterdi!

Elbette bu da Mars’a ilişkin bitmez tükenmez söylencelerden bir diğeri. Bu satırları okuyanlar arasında acaba kaç kişi “Mars’ın gizemli yüzü”nü bilmiyor olabilir?



Sadece iki gün önce yayınlananlar da bunlardan farklı değil. Belki farkı şöyle olabilir, “fenomene fenomen eklendi”. Çünkü Hz. İsa’nın yüzünün “çeşitli” maddeler üzerinde görülmesi/belirmesi de tıpkı Mars gibi ayrı bir efsaneler zinciri oluşturuyor.

 


 

 

 


 

Bu mânada bir önemi olabilir. NASA’ınn son yayınladığı görüntülerin Hıristiyan dünyasını heyecanlandırmasını anlamak mümkünse de, emsallerine göre çok da “net” olmadığı söylenmeli.

Zaten haberi duyuran gazeteler de durumun farkında olsalar gerek ki, “Eğer doğru açıdan bakılırsa ve insan kendisini inandırırsa, fotoğrafta Hz İsa'nın yüzünün ve cübbeli halinin görülebildiği"ni yazıyorlar!

DİKİLİTAŞ!. Bir başka fenomen. Peki ne renk?

İsa’nın suretini ilişkin resimlerin kamuoyuna sunuluşu 5 Eylül. İngiliz gazeteleri özellile üzerinde durdular. Ama bundan kısa süre önce de Mars’la ilgili bir başka haber küresel ve Türk kamuoyuna sunulmuştu..

“Mars'ta dikilitaş!..” Burada da NASA’nın çektiği görüntüler arasında bir dikilitaş resme bakanlar (!) tarafından sonradan fark edildi. Bu haber de İngiliz gazetelerinde yayınlandı. Tarihi ise 5 Ağustos 2009’du.

 


 

 


 

Yani günü gününe bir ay önce. Ancak bu sefer dikilitaş iddiası bir başka fenomenle çakıştırılmadı. Fenomen yaratan bir filmle parallelik kuruldu.

''2001: Uzay Macerası'' filminin kilit sahnelerindeki siyah dikilitaşı hatırlatan monolit taşla ilgili teoriler birbiri ardına yayıldı.

 


 

 


 

“Ay'da yürüyen ikinci insan Buzz Aldrin de o dönemde, ''Mars'ın aylarını ziyaret etmeliyiz. Mars'ın çevresinde 7 saatte bir dönen Phobos'ta patates biçimli alışılmadık bir yapı bir dikilitaş var. Kim koydu bunu oraya' demişti.”

Bunların hepsi son bir ayın iddiaları. Demin bahsettiğimiz ve tartışması aylarca süren gizemli yüz öyküsü de muhakkak bu listeye eklenmeli.

Aslında onun efsanesi daha 1976’da başlıyor. Yüz, Viking 1 aracı tarafından farkedilmişti. Uzaylılar tarafından çizildiğine dair spekülasyonlar ortaya atılmış ve bu konu yıllarca popüler basında yer bulmuştu.

Tartışmaları 2006 fotoğraflarıyla azaldıysa da etkisi de yaygınlığı da sürüyor.

GERÇEK…

O halde şu söylenebilir: Mars’a ilişkin bu olayların her biri hakkında uzun uzadıya spekülasyon yapmak mümkün. Ama asıl bakılması gereken bizzat Mars’ın kendisi ve “insan”ın 10 yıllardır süren Mars’la ilgili saplantısının “nedeni” olmalı.

Çünkü Mars’daki “şeyler” fenomen değil! Fenomen olan Mars’ın kendisi. Diğer şeyler Mars’ı “canlı” tutuyor! “Hayat var mı” demek o aslında.

Peki Mars’ın sürekli biçimde ve yıllardır insan zihninin içine “işlenmesi”nin nedeni ne? (Dikkat edilirse daha ne Mars filmlerine veya Orsan Welles’in “Marslılar saldırıyor” radyo programına gönderme yaptık. Belki dikkatli baksak, “İsa Mars’ta” diye film bile bulabiliriz bu olaydan sonra.)

Mars’a yönelik iddiaların da “bilimsel çalışmalar”ında ana üssü ABD. Yani bir sır varsa yine orada.

Bu ülkede Mars eksenli tartışmaların önemli bir parçası da, ülkede “Mars odaklı bir kuşağın” yetiştirildiği iddiaları.

İddiayı savunanlar arasında bizzat Mars uçuş programlarında çalışmış uzmanlar da yer buluyor. İşte onlara göre Temel hedef Mars’a gitmek ve göz etmek!

Olağan uzaylılar!

Fakat bu salt teknoloji ile başarılamaz. Bunun için zihinsel bir olgunluk da gerekli. Esasen bu cümle “Ufo ve uzaylıların neden ortaya bir türlü çıkmadığı” sorusuna da yanıt olarak veriliyor.

Ama buradaki benzerlik de önemli! Peki bu “zihinsel olgunluk” nasıl sağlanabilir?

Ancak yeni nesillerin Mars konusunda beyinlerinin yıkanmasıyla. Bu tez Mars’la ilgili tüm söylemlerin içinde en elle tutulur kanıtlara sahip olan konu.

Çünkü ABD okullarının tamamında duvarlar Mars resimlerinden geçilmiyor. Uzay gemileri ve Mars odaklı tartışmalar, dersler yapılıyor. Yeni nesillerin gözünde Mars sıradanlaştırılıyor ve bir tür “koloni” için zihinsel hazırlık yapılıyor.

Zaman zaman ilgi düşmesin diye de “gizemli yüzler” veya “İsa’nın suretleri”, herkesin bildiği (!) bilim-kurgu filmlerinin içinden göndermeler Mars’a eklemleniyor.

Özetle söylenebilir ki yeni nesil için Mars “olağanlaştırılıyor”! Gidilebilecek, gezilebicek, yaşanabilecek bir yer olarak sunuluyor. Belki doğruluk payı var?

Büyükler içinse başka öğreticiler söz konusu: “Dabbetül arz” Stephen Hawking’in “uzayda koloniler kurmalıyız” sözleri gibi. Anımsanacağı gibi yeni Başkan Obama Hawking’i özel olarak ödüllendirmişti.

Ama yeni Başkan Obama’nın NASA’nın başına getirdiği eski astronot Charler Bolden’ın sözleri en kıymetlisi olsa gerek: “Öncelikli hedefimiz Mars’a insanlı yolculuk. İnsanlığın hayatta kalma mücadelesi Mars’a bağlı!”

Mars’a yolculuğun tam günü: Valizleri hazırlayalım mı?

Peki bu ne zaman olacak? Ne gün için hazırlık yapılıyor? Böyle bir gün var ve biliniyor. Mars’a yolculuğun ilk aşaması Ay’da kalıcı bir üs kurulması. Bu 2020’de bitecek!

Bilindiği gibi bu tür projelerde takvim sık sık değiştirilebiliyor. Fakat şu an için Mars için söylenen tarih 2031. Hatta 2031’in Şubat ayı.

Aralık 2028 ve Ocak 2029’da kargo ve araçlar önceden gönderilecek. Sonra ki insanlı olacak. 400 ton olacak. Gidip-dönecek. 30 ay sürecek. Geliştirilmekte olan Ares-5 füzelerinden 4 tanesi kullanılacak. Bu planın bütçesi en oynak kısımı oluşturuyor: 20 ile 450 milyar dolar arası!

Tabii şunu da ekleyelim. NASA “dönüşsüz” uzay yolculukları için de astnorot arıyor! 10 yıllarca sürecek ve belki geri dönülemeyecek uzak gezegenler için düşünülen bu yol da plana dahil.

Böyle bir işi kabul eden çıkar elbette ama zihnen olgunlaşmış olanlar daha çok başvuruda bulunacaktır.

İşte Mars’a ilişkin fenomenlerin gerçek öyküsü bu aslında. Yoksa bundan, kim bilir, 30 yıl önce “İsa Mars’ta” diye film çekecek halleri yok ya. Ancak şimdi Mars’ta yüzünü çıkarabiliyorlar! (Yoksa öyle bir film var mıydı?)

Arsanızı Cennette mi istersiniz, Mars'ta mı: Ülke ülke Mars'a gideceklerin listesi


 



Bu haber 5,325 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,811 µs