Bakana operasyon mu?

7 Eylül 2009 00:39 tsi
Şimdi yazacaklarımız sizleri şaşırtabilir… Hatta ‘yok canım’ da dedirtebilir. Ancak derin bir kaygıyı sizlere aktarmak borcumuz. Kaygı: Çok kapsamlı bir operasyon. Hedef: Bakan Davutoğlu…iyibilgi özel

Başbakan Erdoğan dışında kabinenin en çok bilinen ve en çok göz önünde bulunan bakanı kimlerdir diye sorsak yanıt ne olur? Elbette bu sorunun yanıtı bir elin parmağını geçmez.

Örneğin Bülent Arınç… Başbakan Yardımcısı olduktan sonra aslında tam da Başbakan Erdoğan’ın istediği rolü oynuyor. Gündem belirleyerek ve sürece müdahil olarak Erdoğan’ın omzundaki yükü alıyor.

Örneğin son günlerin en gözde ismi: İçişleri Bakanı Beşir Atalay… Daha önce çok fazla ön plana çıkmayan Atalay demokratik açılımı yönettiği için adı sık sık basının gündemine geliyor. Başka isimler?

Örneğin Egemen Bağış… AB ile ilgili tartışmalar su yüzüne çıktığında Bağış’ı da ekranlarda ya da gazete sütunlarında görebiliyorsunuz.

Ancak kabinedeki kimi isimler gün geçtikçe gündemden uzaklaşıyor.

Örneğin Cemil Çiçek… Hükümetin ağır topu gündem belirlemeden şu sıralar oldukça uzakta.

Peki, Ali Babacan? O da öyle…

Ne Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu ne de Kültür Bakanı Ertuğrul Günay gündem belirlemede eski performanslarını ortaya koyabiliyorlar. Şüphesiz bunda Türkiye gündeminin dış politika hamleleri, Ermenistan açılımı ve demokratik girişime kilitlenmesinin payı büyük…

Türkiye’nin gündemi sözkonusu gelişmeler olunca dikkatler de hep bir kişi üzerinde toplanıyor. Onun ne söyleyeceği, nasıl davranacağı, nasıl bir politika belirleyeceği mercek altına alınıyor. Bir haftaya sığdırdığı ve ses getiren yurtdışı gezileri gazete sütunlarını dolduruyor ve elbette gündem belirliyor. Sadece bazı basın kuruluşları değil, neredeyse tüm gruplara ait yayın organları, dışpolitikayla ve Türkiye’nin iç gelişmeleriyle ilgilenen tüm köşeyazarları kendisine uzun uzun yer ayırıyor.

Elbette Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’ndan bahsediyoruz.

Davutoğlu neden gündemin hep başında? Birkaç neden sıralayalım:

1.      Türkiye’nin gündemini sarsan konular onun alanına giriyor. Davutoğlu haberleri bu yüzden revaçta.

2.      Kim ne derse desin… Ortadoğu’daki gelişmelerde ABD ve Türkiye medyasında dünyaya Beyaz Saray penceresinden bakan kalemler yanıldı. Gelinen noktada ortaya çıkan -Richard Falk’un da yazdığı gibi- Davutoğlu’nun haklı çıktığı. Bu yüzden sadece Türkiye’de değil dünya başkentlerinde de sözünün kredisi bir hayli yüksek.

3.      Davutoğlu’nun akıllı PR ya da halkla ilişkiler stratejisi… Davutoğlu her gittiği başkente yanına köşe yazarlarını alarak çıkıyor. Süreci yerinden izleyen değişik basın gruplarından gazeteciler konuyu köşelerine taşıyor ve Davutoğlu gündem belirliyor. Öte yandan Davutoğlu işi sadece gazetecilere bırakmıyor. Kendisi de Türkiye’nin tezlerini diğer ülke basınlarında yorulmadan anlatıyor.

Hadi açık konuşalım… Başbakan Erdoğan’a danışmanlık yaptığı dönemde Bush yönetimi tarafından pek de sevilmeyen, hatta aleyhinde haber yaptırılan Bakan Davutoğlu, “stratjik derinliğiyle” dosta düşmana kendisini kabul ettirdi. Öyle ki o dönem Davutoğlu’nu kıyasıya eleştiren kalemler bile bugün onu övmekten geri durmuyor. Peki, bir bakan olarak çok çalışan ve sorunların çözümü ve diğer konular için başkentten başkente koşturan Davutoğlu hakkında bunca çıkan haberin arkasında yukarıdaki sebeplerin dışında başka sebepler var mı?

Aslına bakılırsa tüm bu ilgi ve haberler doğal bir gelişmenin sonucu. O da şu: Davutoğlu’nun çalışkanlığı ve başarısıyla Türkiye’nin iç ve dış gündeminin örtüşmesi, ortaya ilginç bir sinerji ve haber yoğunluğu çıkarıyor. Yani bize göre Davutoğlu’na gösterilen özen zaten olması gereken düzeyde. Ancak kulağımıza gelen kimi kaygıları da belirtmeden geçmeyelim.

Kimilerine göre Davutoğlu’nun lehine gibi duran bu tablo aslında aleyhine işlemesi için oluşturuluyor. Duyulan kaygılara göre daha önce yazıları, eleştirileri ve suçlamalarıyla Davutoğlu’nu oyun dışı bırakmaya çalışan ancak başaramayan kesim, çevre ve kalemler şimdi onu önplana çıkarmaya çalışarak oyun dışı bırakmaya çalışıyor. Ya olursa diye üzerinde oynadıkları ise kadim bir insanoğlu günahı… Acaba kabine içinde “göz önünde olmasından rahatsızlık duyan olur mu” arayışı…

İyibilgi.com

Bu haber 2,640 defa okundu.