'Stratejik derinlik' masaya yatırılıyor | " /> 'Stratejik derinlik' masaya yatırılıyor | "/>

En Sıcak Konular

'Stratejik derinlik' masaya yatırılıyor

4 Eylül 2009 15:16 tsi
'Stratejik derinlik' masaya yatırılıyor Türkiye çok önemli bir rol üstlenmek üzere...Kendi farkında olmasa da.

Cemil Ertem / Taraf

Türkiye’nin “stratejik derinliği”

Her şeyin böyle üst üste gelmesi şaşırtıcı gibi görünse de aslında olması gerekenler oluyor.

Kürt sorununun çözülmesi doğrultusunda atılan adımlardan sonra gündeme gelen Ermenistan mutabakatını Kıbrıs ve azınlıklarla ilgili sorunların masaya gelmesi izleyecek. Bu ayın sonunda ise G-20 zirvesi var. Türkiye oraya güçlü gidecek.

Yeni bir küresel hegemonya kuruluyor. Bu küresel hegemonyada, egemenliklerini ulusal sınırlarının ötesine yaymak isteyen ulus-devletlere yer yok. G-20’nin bu küresel hegemonyanın merkezi olacağı gözüküyor. Bu yeni oluşum, küresel kapitalizmin ekonomik ve siyasi yönetiminin tekleşmesi olarak okunmalıdır. Ancak bu teklilik çok farklı yapıları içinde barındıran bunların dinamiklerini idare eden ve yönlendiren yeni bir iktidar ağı şeklinde olacak.

Bu iktidar tanımı daha önce çeşitli düşünür ve yazarlar tarafından yapıldı. Ancak şimdiye kadar bu yönde yapılan tanım ve kavramlaştırmalar, egemenliklerin ve onların iktidarlarının bedensiz ve sanal olamayacağı eleştirisine uğradı. İşte şimdi bu eleştirilere yanıt geliyor. Kapitalizmin yeni egemenliğinin biçimlendiği zamanlara nihayet ayak bastık. Burada güncel olan ve hepimizin yakın geleceğini ilgilendiren çok somut olgular var.

Bu sosyal bilimciler için bir şenlik. Çünkü teori ile o teorinin ispatı ve somut verileri eş zamanlı olarak oluşuyor.

Kapitalizmin yeni iktidarı, coğrafi bir merkez oluşturmuyor. O, açık ve genişleyen sınırlarıyla bütün küresel âlemde giderek gelişen bir bütünleşme sağlayan, merkezden ve topraktan yoksun bir yönetim aygıtı olarak doğuyor.

Sınırlar dışındakileri ezerek, sömürerek güç sağlama döneminin sonuna geldik. Şimdi güçler yeniden dağılacak. Bu yeni gücün dengelerini de bu krizden çıkışın ve yeniden yapılanmanın dinamikleri belirleyecek. İşte tam burada Türkiye merkez ülke.

İkinci savaş, yeniden paylaşım savaşı olduğu kadar krizden çıkışı ve kriz sonrasını tasarlayan onun nüvelerini ortaya çıkaran bir kapışmaydı. Savaşın geliştirdiği teknoloji, savaş sonrası ekonomiyi belirlerken, Avrupa’nın yeniden yapılanması ve Avrupa’nın birlik olarak örgütlenme adımları, kapitalizmi hem tamir etti hem de yeni dengeleri ortaya çıkardı. Sovyetler ve Doğu Avrupa’da bu dengeyi oluşturan bir unsur olarak, çok geçmeden, tarihteki yerlerini aldılar.

Şimdi ise kapitalizm için krizden çıkışın iki adresi var. Birincisi Çin ve gelişmekte olan Asya; ikincisi ise Türkiye merkez olmak üzere Orta Asya.

Çin, yeni finans ve para sisteminin ortaya çıkmasında belirleyici olacak. Çin’in elindeki dolar ve dolara bağlı rezervleri ikame edecek araçların geliştirilmesi doların durumunu ve krizin derinliğini belirleyecek güçte. IMF, şimdilerde Türkiye’den daha çok bununla uğraşıyor. IMF’nin ihraç edeceği tahvillerle dolar rezervlerinin ve Çin’in bundan sonra yaratacağı fazlanın var olan dengeleri bozmadan emilmesi önemli bir başlangıç. Çin’in ithalatını arttırması şu sıralar IMF’nin en önemli istekleri arasında. Çin’deki iç talebi geliştirmek, emek piyasalarını iyileştirmek de ABD’nin işine gelecek.

Çinlilerin, ABD ve gelişmekte olan ülkelerin mallarını alması için ücretlerin artması gerekiyor. Dolayısıyla, Çinli işçilerin şu sıralar daha az sömürülmesi, bir küresel kapitalizm projesi olarak gündeme geliyor. Mao, bu durumu görecek kadar yaşasaydı acaba şu emperyalizm meselesini günün koşullarına uygun olarak düşünür müydü?

Dolayısıyla Çin’in ABD ile “stratejik” işbirliği devam ediyor. Ama şu sıralar Çin borsalarındaki iniş çıkışlar da Çin’de yakın gelecekte kaçınılmaz gözüken yeniden yapılanmanın başlangıç işaretleri olarak okunmalıdır.

Şimdi gelelim Türkiye ve Orta Asya gerçeğine. Dışişleri Bakanı Davutoğlu oldukça şanslı bir akademisyen. Çünkü yazdıklarını uygulama ve kısmen de olsa gerçekleştiğini görme fırsatı buluyor. “Stratejik derinlik” gerçekleşiyor. Stratejik derinlik, şimdi artık yalnız Davutoğlu’nun kitabının adı değil. Somut bir strateji olarak ortada. Bu teze göre, Türkiye, Ortadoğu ve Orta Asya’nın yeniden şekillenmesinde katalizör bir güç olacak. Ama tam burada bu tezi derinleştiren çok önemli bir ayrıntı var; Türkiye’nin katalizör güç olarak yeni işlevi, ikinci savaş sonrası ABD’nin kapitalizmin yeniden yapılanmasındaki rolüne benziyor. ABD, nasıl ikinci savaş sonrası, Avrupa’nın bütünleşme ve yeniden inşasında anahtar olduysa, şimdi de Türkiye, Ortadoğu ve Orta Asya’da savaşı ekonomik işbirliğine dönüştürecek bir köprü durumunda.

Şimdi bu ayın sonundaki G-20 toplantısını bekleyelim. “Stratejik derinlik” G-20’nin masasında olacak.



Bu haber 927 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,894 µs