iki yıldızı... | " /> iki yıldızı... | "/>

En Sıcak Konular

Son günlerin yükselen iki yıldızı...

4 Eylül 2009 09:50 tsi
Son günlerin yükselen iki yıldızı... Mehmet Ali Birand, son günlerde yıldızı yükselen iki bakanı yazdı:

Mehmet Ali Birand / Posta

Yıldızı yükselenlerin başında İçişleri Bakanı Atalay geliyor.
Kürt Açılımının adeta organizatörü ve sözcüsü olarak çalışıyor. Ak Parti iktidarı, sürecin sorumluluğunu Atalay’a verirken doğru bir seçim yapmış gibi görünüyor.
Basın toplantılarında olsun, konuyla ilgili görüşmelerinde kişiliğine çok uygun hareket ediyor.
Sesini yükseltmiyor. Kavga etmiyor. Sakin bir tonda konuşuyor.
Karşısındaki dinlemesini biliyor. Herkesi eşit görüyor.
Saygılı yaklaşımıyla karşısındakileri de kendisine saygı duymaya zorlayor.
Kendini ön plana çıkarmıyor. Kimseden rol çalmıyor.
Atalay, belki bazıları tam tersini düşünüyor olabilir, ancak şimdiye kadarki performansıyla süreci iyi götürüyor.
Gündemi elinde tutuyor. Besbelli ki, 40 yıllık Kürt sorununu çözmeye yönelik böylesine geniş bir çalışma daha yeni başlamış durumda ve zamana ihtiyaç var. Atalay, aceleci davranmıyor. Çalışmalar uzadıkça, tartışmalar da yaygınlaşıyor.
Tartışmaların böylesine genişlemesinden de rahatsız olmamak gerekir.
Herkes eteklerindeki taşları döküyor.
İnsanlar konuştukça, çok tartışmalı konulara alışıyorlar. Bu da kamu oyunda Atalay’ın işini kolaylaştırıyor.
Atalay’ı asıl zorlayacak kesim, ne MHP ne CHP, ne de Ulusalcılar, onun asıl sorunu Devletin içinden gelecek. Hele proje açıklansın, işte ondan sonra kıyametler kopacak.
Benim tahminim, Atalay o dönemde de soğukkanlı yaklaşımı, kibar vücud dili ve samimi yaklaşımıyla sürecin büyük zarara uğramasını engelleyebilecek. Bugünden sonucu tahmin etmek çok güç. Ancak, bu sürecin çok uzun  bir zaman dilimine yayılacağını da unutmayalım. Dolayısiyle Atalay’ın başarılı olup olmayacağını tartışmanın da bir anlamı yok. Zira Kürt Açılımı, birkaç lider, Atalay gibi birkaç sözcü veya örgütleyici eskitebilir.
Biz bugüne bakacak olursak, genel yaklaşımı ve tutumuyla Atalay’ ın yıldızı yükseliyor.
 

Türkiye'nin Kissinger'i olma yolunda...
Ahmet Davutoğlu, yıldızı yükselen ikinci isim.
Son derece ilginç bir kişiliği var.
Onun da Atalay gibi, müthiş bir karizması yok. Daha önceki bazı Dışişleri Bakanları gibi Avrupai bir duruşu, pırıltısı veya son derece şık bir giyim kuşamı da yok.
Anadolunun önemli bir kentindeki bir Üniversitenin tanınmamış, mütevazi bir öğretim üyesi hali var.
Bütün bunlara karşılık,  gözlerinin içi parlıyor. Öylesine samimi bir gülüşü, öylesine mantık yapısı güçlü ve son derece anlaşılır bir konuşma tarzı var ki, Davutoğlu’na , kendine özgü bir karizma veriyor.
O da Atalay gibi, kendini ön plana atmıyor. Başbakan’ın gölgesinde kalmaya dikkat sarfediyor. Bunu da yalancı bir tevazu ile yapmıyor. Kendi konularının dışına çıkmadığından dolayı da hata yapmıyor. Eleştiri almıyor.
Yabancı meslekdaşlarıyla ilişkilerinde de ilginç bir havası var.
Kimseye abartılı güvenceler vermiyor. Daima doğrusunu söylüyor. Bundan dolayı , karşısındakilerin güvenini kazanıyor. 
Dışişleriyle ilgilenmeye başladığı günden itibaren, Başbakan’ın da güvenini en çok kazanan kişilerin başında geldiğini söyleyebilirim. Hiçbir abartısı olmaması ve görüşlerindeki mantık yapısı, Erdoğan’ın ona inancını giderek arttırdı. O kadar ki, çok sevdiği Babacan’ı belki de kırma pahasına Dışişlerini Davutoğlu’na verdi.
Doğrusu da buydu. Zira gerçek politika üretimi Davutoğlu’ndan ürüyor, Bakan ise ister istemez bunun altında kalıyordu.
Davutoğlu’nun başarılı politikaları henüz kamuoyunda yeterince bilinmiyor.
Eğer Kuzey Irak Açılımı bugüne geldiyse, onun sayesindedir...
Orta Doğu’ya Açılımların altında hep onun imzası vardır...
Ermenistan Açılımının da bu noktaya gelmesi, yine Davutoğlunun çabaları sonucudur.
Bugün için Davutoğlu, Atalay’dan daha şanslı görünüyor. Zira Ermeni Açılımı beklenen sonucu vermese dahi, elindeki diğer dosyalar ona yeterince hareket yeteneği veriyor. Bu tempoda gittiği taktirde, rahmetli Zorlu veya Çağlayangil gibi, görevi bıraktıktan sonra da anılan ve Dış politikaya damgasını vuran dışişleri bakanları arasına girecek gibi görünüyor.
Bu tempoda devam ettiği taktirde, ABD’nin efsane dışişleri bakanı Kissinger gibi birçok konuda  kırmızı çizgileri değiştirecek, kalıplaşmış politikaları bırakacak ve diplomasi ile ülkesinin gücünü birlikte kullanabilen nadir isimlerden biri olacak.
Bu iki insanın (Atalay ve Davutoğlu) parti içinde liderlik mücadelesine girmek gibi bir hırslarının olmaması da, yıldızlarının parlamasına yardımcı oluyor tabii...



Bu haber 634 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,369 µs