mim koymak gerek | " /> mim koymak gerek | "/>

En Sıcak Konular

Bu konuşmaya mim koymak gerek

31 Ağustos 2009 13:21 tsi
Bu konuşmaya mim koymak gerek ‘Demokratik Açılım’ sürecinin koordinesini yürüten Bakan Atalay beklenen basın toplantısını yaptı. Atalay açıklamalarında ‘yeni' bir şey söyledi mi? Tartışılır. Ama bu konuşmada netleşen hususlar kadar ‘mim’ koymak gereken ş

“Demokratik Açılım” sürecinin koordinatörlüğünü yürüten İçişleri Bakanı Beşir Atalay beklenen açıklamasını yaptı.

Bakan Atalay, yürüttüğü çalışmalarla ilgili bilgiler verdi, gazetecilerin sorularını yanıtladı. Atalay’ın açıklamalarında öne çıkan bazı hususlar, bundan sonra izlenecek yol ve yöntemle ilgili ciddi ipuçları niteliğinde.

AÇILIMIN BİR TARİHİ VAR MI?
Bugüne kadar bu yönde herhangi bir taahhütte bulunulmadığı halde kamuoyunda bir “tarih” beklentisi vardı. Bu beklenti de hükümetin bir “paket” açıklayacağı veya açıklaması gerektiği yönünde, daha çok CHP’den gelen eleştirilerden kaynaklanıyordu.

CHP’nin kendi “çözüm” projesini açıklamadan hükümete yönelik “ne yapacaksınız, önce bir açıklayın bakalım” şeklindeki eleştirisinin, bu açıklamada bir kez daha görüldü ki, herhangi bir “mesnedi” bulunmuyor.

Nitekim bakan Atalay, “Bizim niyetimiz, zamanlamamız mümkün olabildiğince yasama yılı başlayıncaya kadar çalışmaları belli bir seviyeye getirmektir. Önerilen politikaların açıklanacağı yer TBMM çatısıdır. Çözümün adresi TBMM’dir. Bu çalışma çok önemli bir fırsattır, iyi değerlendirelim” dedi.

Bu şekilde, konunun yeni yasama döneminde Meclisin sıcak gündemini oluşturacağı deklare edilmiş oldu.

Gazetecilerin soruları üzerine “Bu süreçle ilgili bir anayasa değişikliği gündemimizde yok” demesi de önemliydi.

Ancak konunun kalıcı bir çözüme kavuşturulmasının, herhangi bir etnik vurguya yer verilmeden yeni bir “anayasal vatandaşlık” tanımı yapmakla mümkün olabileceği yönündeki görüş ve beklentiler, bu açıklamayla boşa düşmüş oluyor.

Muhalefetin direnci nedeniyle “yeni ve sivil bir anayasa” talep ve beklentileri “askıya” alınmıştı. Yeni yasama döneminde iktidar partisinin konuyu “yeni anayasa” çerçevesinde gündeme getirmemesi halinde, bunu muhalefet partilerinin zaten yapmayacağı şimdiden belli. Bu nedenle konunun bu kısmına bir “soru işareti” koymakta fayda var.

ORTAK AKIL ARAYIŞI
Sorunun nitelik ve mahiyeti nedeniyle bir “ortak akıl” arayış ve çabasına girilmesi, başından beri doğru bir yöntem idi. Bu çabanın sürdürüleceği ve Meclis bünyesinde de aynı duyarlılıkla hareket edileceği anlaşılıyor.

Bakan Atalay, yürüttüğü görüşmelerde herkesin sorunun çözülmesi gereğine işaret ettiğini ifade etti. Bu, ulaşılmak istenen “ortak akıl” bakımından önemli bir hareket noktası oluşturuyor.

Bunun yanında, görüşülen STK ve meslek kuruluşları, Bakan Atalay’a kendi “çözüm” anlayışlarını içeren dosyalar vermişler. Atalay bu dosyalardan ve görüşmelerden yararlanıldığını ve daha da yararlanılacağını vurguladı.

Hükümet, “hükümet” olmasından dolayı elbette ki ciddi bir sorumluluk ve inisiyatif üstlenmiş durumda. Bu sorumluluk ve inisiyatifin getirmesi muhtemel “riskleri” göze aldıklarını, bizzat Başbakan Erdoğan vurgulamıştı. Ama kesin ve doğru olan, bir “ortak akıl”ın ortaya çıkarılmasıydı ve halen de öyledir.

Bunun tersi bir yöntem izlendiğini düşünün: Hükümet kendi bünyesinde, kendi bildiği, anladığı, gördüğü gibi bir “Kürt açılımı/çözümü” paketi deklare etmiş olsaydı, bugün kamuoyunda büyük ölçüde ortaya çıkan ve artık yüksek sesle dillendirilen  “akan kanı durdurmak, anaların gözyaşlarını dindirmek” umut ve özlemi bu boyutlarda olmayabilirdi.

Sorunu bütün Türkiye’ye mal ederek tartışılmasını sağlamak, “ortam ve psikolojiyi” bu yönde hazırlamak doğruydu ve CHP-MHP’nin sert muhalefetine rağmen, bu yönde ciddi bir yol alındığı görülmektedir.

‘AF KAVRAMINI HİÇ ZİKRETMEDİK’
Konunun “hassas” boyutlarından birini de “af” kavramı oluşturuyordu. Bakan Atalay bu konuda, gazetecilerin sorusu üzerine, “af diye bir kavramı hiç zikretmediklerini” belirterek, “Zikretmiyoruz da ama, bu işin başı silahların bırakılması ve tasfiye. Bunun için çok çalışmak lazım. Bütün alternatifler üzerinde de çalışıyoruz” şeklinde konuştu.

Bakan Atalay’ın açıklamalarında “mim” konulması gereken hususlardan biri de bu.

Gerçekten de ne Bakan Atalay, ne de genel olarak hükümet, bu kavramı bugüne kadar hiç zikretmedi. Ama tam da Atalay’ın belirttiği şekilde, “bu işin başı silahların bırakılması ve tasfiye”.

Dolayısıyla cümlenin devamı da önemli: “Bütün alternatifler üzerinde çalışıyoruz”.

Atalay’ın açıklamalarının tamamı üzerinden çıkarılması gereken en önemli sonuç, konunun, yeni yasama döneminde TBMM’nin ana gündemi olacağıdır. Bu hem bir “tarih”, hem de “çözümün adresi” beklentilerinin netleştirilmesi bakımından önemli.

“Süreç” devam ediyor…

www.iyibilgi.com analiz



Bu haber 1,183 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,835 µs