Tamam mı devam mı | " /> Tamam mı devam mı | "/>

En Sıcak Konular

Can yakan soru: Tamam mı devam mı

27 Ağustos 2009 05:56 tsi
Can yakan soru: Tamam mı devam mı Demokratik açılımda her şey bitti mi?

Hafta başında yaşanan sert tartışmalar ve ardından gelen Genelkurmay açıklaması kimileri için ‘tamam mı devam mı’ sorusunu gündeme getirdi. Başta Fehmi Koru için. Peki demokratik açılımda her şey bitti mi? Bu soruya Erdoğan ve Başbuğ yanıt verdi. iyibilgi analiz

Hükümetin demokratik açılım çalışmalarıyla ilgili zor bir hafta geçirdi Türkiye. Siyasi parti liderlerinin birbirlerine ihanete varan suçlamalar yönelttiği, üslubun sertleştiği, elde raporların dolaştığı, MGK’nın bile muhalefetin eleştirilerinden nasibini aldığı gerçekten güç bir haftaydı. Öyle ki muhalefetin “Türkiye bölünecek” şeklindeki suçlamalarının ardından Genelkurmay dahi tartışmalara dahil olmak zorunda kaldı. Bu süreçte Türkiye’de şöyle bir hava oluştu: Hükümet bu açılımdan geri adım atacak.

Bu duygunun oluşmasının sebebi şüphesiz şu gelişmelerdi:

1. İktidar partisinin muhalefetle sert tartışmalara girmesi bu sürecin psikolojik boyutunu yönetmekte güçlük çektiği endişesi uyandırdı.

2.Üstelik muhalefet partileri “Nuh dedi peygamber demedi.” Yani uzlaşmaya asla yanaşmayacakları mesajı verdi. “MHP’siz bu iş olmaz” düşüncesinin sık sık dile getirildiği bir dönemde Devlet Bahçeli’nin yaptığı açıklamalar ve ortaya koyduğu sert ton partinin bundan sonra takınacağı tavırla ilgili de önemli bir göstergeydi.

3. Üstelik MHP ABD'de bir düşünce kuruluşunun rutin bir raporunu alarak Beyaz Saray metni gibi gösterip projenin ABD projesi olduğunu ileri sürdü ki bu açılım çabalarının aldığı ciddi bir yaraydı.

Açılımın meşruiyeti sarsıldı

Aslına bakılırsa hafta başından bu yana yukarıda sayılanlardan çok daha önemli iki şey daha oldu.

4. Yapılan araştırmalara göre toplumda demokratik açılımın oluşturduğu heyecan yerini giderek umutsuzluğa bırakmaya başlamıştı. Ortada bir güven bunalımı yaşanıyordu.

5. Demokratik açılım tasarımının en önemli meşruiyeti “devlet projesi” olmasında yatıyordu. MGK’nın “çalışmalara devam” şeklindeki tavsiye kararı bu algıyı güçlendirmişti. Ancak Başbuğ yayınladığı 30 Ağustos mesajında kimi “kırmızı çizgileri” yeniden hatırlattı. Özde hükümetin ve MGK’nın yaklaşımıyla bir farklılık olmasa da muhalefet “Genelkurmay da bu açılıma karşı” havası oluşturmaya çalıştı.

Böylece açılım çabalarının meşruiyeti sorgulanmaya başladı. Çünkü meşruiyeti sağlayan en önemli iki şey, toplum ve devlet ayakları zayıflamıştı. Muhalefet psikolojik üstünlüğü ele geçirmeye başlamıştı. Yani sinek artık çorbadaydı…

“Süreç bitti mi, biter mi, bitmeli mi”

İşte yukarıda bir dökümünü yaptığımız sebepler toplumda ve kimi köşe yazarlarında “acaba buraya kadar mı” sorusunu gündeme getirdi. Bu isimlerin başında Yeni Şafak yazarı Fehmi Koru geliyor. Koru hem televizyonlarda yaptığı konuşmalarda hem de iki gündür yazdıklarıyla bu şüphesini açıkça olmasa da içten içe dile getiriyor. Dünkü yazısının başlığı “Sevinmek için de erken üzülmek için de”ydi Fehmi Koru’nun. Muhalefetle ilgili şunları söylüyordu: Mutlulukları, mesaja verdikleri coşkulu tepkiden anlaşılıyor... Askeri konuşturdular ve süreci belli bir kalıp içerisine oturttular diye bu coşkuları... Bugünkü yazısının başlığı ise “Süreç bitti mi, biter mi, bitmeli mi” şeklinde. Koru bu açılımdan geri adım atılmaması gerektiğini belirtiyor, ancak “ya biterse” endişesi sinmiş satırlarının arasına.

Özkök de dikkat çekti

Öte yandan Koru’nun endişesini paylaşan ya da böyle bir ihtimalin ışığını ufukta gören birçok isim bulunuyor bugün medyada. Biz bir örnek daha verip asıl anlatmak istediğimize geçelim. Benzer bir olasılıktan bugünkü yazısında bahseden Hürriyet yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök. Bakın Özkök ne yazmış: Elbette benim de vazgeçemeyeceğim çizgiler var. Elbette Baykal’ın da, Bahçeli’nin de bazı endişelerini paylaşıyorum. Ama hepimizin üzerinde anlaşabileceği çizgiler üzerinde bir çözümün mümkün olduğuna bütün kalbimle inanıyorum. O yüzden diyorum ki; Buradan asla geri dönmemeliyiz. Yola devam etmeliyiz. Bu kanı durdurmalıyız.

Psikolojik nokta atışları başladı

Peki, bu endişeler haklı endişeler mi? Açıkça söyleyelim: Geride bıraktığımız haftaya bakıldığında bu endişeler ya da tahminler oldukça haklı. En azından haklıydı. Ta ki demokratik açılım projesinin sahibi olan makamlar tekrar devreye girip sürecin önünün açılması için “psikolojik” etkisi yüksek adımlar atıncaya kadar. Psikolojik etkisi yüksek ilk adım, sadece MGK’nın değil, devletin başı Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den geldi. Çankaya siyasi partilerin arasına sıkışan polemiklerden sıyrılarak küçük ama önemli bir adım attı. Süreci eleştiren muhalefet partilerinin “hedef kitlesi” şehit aileleriyle iftar yaptı Abdullah Gül. Onlara güvence dolu şu mesajı verdi: “hiç merak etmeyin devletiniz hata yapmaz. Sizleri de asla unutmaz. Müsterih olun, devletinize güvenin. Amacımız sizlere başka isimlerin katılmasını engellemek. Yani ölümlerin önüne geçmek.” Bu mesaj yerini bulmadı değil. Üstelik bugün gazetelerin öne çıkardığı “Türkçe bilmeyen şehit anası” haberi gerçekten çok önemliydi. Bu birincisi… İkinci adım da Cumhurbaşkanı’nın ardından Başbakan Erdoğan’dan geldi. Erdoğan da şehit aileleri ile görüştü ve onlara güvence verdi. Bu da önemli, çünkü şehit aileleri toplantı çıkışında “tatmin olduk” dediler.

Başbuğ’dan sürpriz adım

Bu “psikolojik yara sarmanın” ilk adımıydı. İkinci adım, ilginç bir şekilde, Genelkurmay Başkanı Başbuğ’dan geldi. Başbuğ 30 Ağustos için yaptığı açıklamada muhalefetin “bunun devlet projesi olmadığı anlaşılmış oldu” şeklindeki eleştirilerini adeta boşa çıkarak ilginç açıklamalar yaptı. Sadece yaptığı açıklama değil, nasıl yaptığı da önemliydi. Olay şöyle gelişti: Yer Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, devir teslim töreni. Tören sonrasında Başbuğ bir anda gazetecilerin nüne çıkıyor ve sizlere bir şey söyleyeceğim diyor. Bununla da kalmayıp Erdoğan’ı da “sizin de duymanızı istiyorum” diyerek davet ediyor. Erdoğan yanına gelince Başbuğ teröristlere “gelin teslim olun, adaletten korkmayın” diyor. Sonra Erdoğan’a “siz ne dersiniz” diyor. Erdoğan da “Bazılarının bu süreci endişe verici şekilde göstermesi yanlış. Demek ki korkulacak bir şey yok” diye yanıt veriyor.

Dün yaşanan mesaj bombardımanı

Şimdi açık konuşalım: Türkiye’nin bu tartışmalarla çalkalandığı bir dönemde Başbuğ’un bu davranışı güçlü bir mesajdır. Devlet kademesinin bugüne kadar davranışlarından çıkardığımız bu. Başbuğ’un DTP ile yan yana gelmemesi nasıl bir mesaj içeriyorsa, MHP’nin “Genelkurmay bu projenin arkasında yok” iddiasının güçlü bir şekilde ortalıkta dolaştığı şu günlerde Başbuğ’un Erdoğan’la birlikte gazetecilerin önüne çıkarak konuşması, hatta dolaylı yoldan “af” iması yapması açıkça şu anlama gelir: Tıpkı MGK kararında olduğu gibi bu bir devlet projesidir. “Genelkurmay hükümetten farklı düşünüyor” iddiası doğru değildir.

Net mesaj: Çalışmalara devam

Eğer bu size biraz abartı geldiyse bir de fotoğraflı bir yanıt verelim. Bu fotoğraf dün o toplantıda çekildi. Nerdeyse bugüne kadar devlet kademesinde verilmeyen bu fotoğraf neden bugün verildi? Tam da bu tartışmaların yapıldığı bir sırada. gazetecileri bunu iyi okuması lazım. Çünkü fotoğraf her zaman bir mesajdır. Nerde, ne zaman nasıl çekildiği kadar, çektirenlerin mimikleri, tavırları, bakışları yani o karedeki her ayrıntı bir mesaj taşır. Bu fotoğrafın mesajının ne olduğu açık: Tamam mı devam mı sorusunun yanıtı “devam”dır. Koru ve Özkök’ün endişelenmesine gerek yoktur.

iyibilgi.com



Bu haber 1,142 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,014 µs