Eşcinsellik tedavi edilebilir mi!

0 0 0000 00:00 tsi
Amerikalı bir doktor koyunların cinsel yönelimlerini belirleyen temel mekanizmaları merak etti. Ortaya ilginç bir sonuç çıktı: “Eşcinsel koyunlar var ama tedavi edilebilir. Öyleyse eşcinsel insanlar da tedavi edilebilir…” İşte kıyamet o

Oregon Sağlık ve Bilim Üniversitesi'nden Dr. Roselli son beş yıldır, koçların yüzde 8'inin dişi koyunlar yerine özellikle hemcinsleriyle seks yapmalarına neden olan fizyolojik faktörleri araştırıyor. Amacının koyunların cinsel yönelimini belirleyen temel mekanizmaları anlamak olduğunu söylüyor. Ona göre, başka araştırmacılar onun bulgularını ilerleterek hangi koçların üremeye elverişli olduğunu ortaya çıkarabilirler.

Fakat geçen sonbahardan beri People for the Ethical Treatment of Animals (Hayvanlara Etik Muameleyi Savunanlar) bu araştırmaya karşı bir kampanya başlattı, hayvan hakları savunucularından, homoseksüellerden ve sıradan vatandaşlardan da büyük tepki gördü. Bütün bu tepkilere maruz kalan Dr. Roselli ve meslektaşları çalışmanın büyük bir yanlış anlamaya kurban gittiği görüşündeler.

Gay koçlar hikayesi, bilimin küresel haber ağına düşünce nasıl bozulduğunun ve hakarete uğradığının tipik bir örneği olarak ders kitaplarında bile yer alabilir.
Geçen ay The Sunday Times "Bana bak bilim: Koyunlardan Elini Çek" başlıklı bir makale yayınlayarak, haber medyasındaki bu fırtınayı zirveye taşıdı. Doğru olmayan bir biçimde Dr. Roselli'nin homoseksüel koçları hormon terapisiyle "tedavi etmekte" başarı sağladığını ve "eleştirmenlerin," bu araştırmanın "insanlarda da homoseksüelliği bertaraf etme fikrine yol açmasından korktuklarını" yazdı.

Hem açıkça gay ve bir PETA (bir hayvan hakları örgütü) destekçisi olan yıldız tenisçi Martina Navratilova, yayınladığı açık bir mektupta, "bu ancak" cinsel koşullar adına "doğum öncesi tedavi geliştirme girişimi olarak okunabilir" dedi. Bu endişelerin ana nedeni ise, Dr. Roselli’nin iki yıl önce Endocrinology dergisinde yayınlanan sözleri: “Bu araştırma insanlar dahil bütün memelilerde cinsel motivasyonun gelişimi ve kontrolüne ve eş seçimi sürecine ışık tutacak.” Halkla ilişkiler görevlisi Jim Newman buradaki kontrol sözcüğünün bedenin iç kontrolünü anlatan bilimsel bir terim olup insanların cinsel tercihlerini kontrol etmeyle alakası olmadığını söylese de nafile!

Çekişme hemen blog dünyasına taşındı, Dr. Roselli ve üniversitesi ve araştırmada payı bulunan Oregon Devlet Üniversitesi de eleştiri yağmuruna tutuldu. PETA, üniversitelerin 20 bin protesto ile sonuçlandığını söylediği bir e-mail kampanyası başlattı ki, kiminin dili şöyleydi: "Sizler değersiz hayvan katillerisiniz ve vurulmanız gerekir", "Umarım cehennemde yanarsınız", ve de "lütfen, geberin."

Haber en yoğun ilgiyi gördüğü İngiltere ve Avustralya'da sırıtış, iç gıcıklanması ve tabii erotik cinas ağırlıklı ele alındı.
Son haftalarda ise, Dr. Roselli ve Oregon Sağlık ve Bilim'in halkla ilişkilercisi Jim Newman'ın yazılı ve online basındaki haberleri düzeltmek amacıyla yaptıkları çalışmalar rüzgarın yönünü değiştirdi. Üniversite PETA'dan gelen her mesaja cevap yolladı.

Araştırması Ulusal Sağlık Enstitüsü'nce desteklenen ve önde gelen bilimsel dergilerde yayınlanan Dr. Roselli, soy geliştirme bilimi düşüncesinden en az kendisini eleştirenler kadar tiksindiğinde ısrar ediyor. İnsan cinselliğinin, beyin yapısıyla hormonların etkileşimine indirgenemeyecek kadar karmaşık bir fenomen olduğunu söylüyor.
Araştırmacılar saldırıların yer aldığı bloglardaki çoğu suçlamanın düpedüz yanlış olduğuna dikkat çekiyorlar, tıpkı The Sunday Times'ın bilimadamlarının koyunların beyinlerine cihazlar yerleştirdiği iddiası gibi.

Araştırmacılar beyin yapılarının incelenebilmesi için koyunların öldürüldüğünü kabul ediyorlar, ancak acı çekmelerini önlemek üzere bütün hayvan hakları ilkelerini takip ettiklerini söylüyorlar.
Sunday Times makalesinin yazarları Chris Gourlay ve Isabel Oakeshott soruları yönetici editöre yönlendirdiler ama onun da yolculuk halinde olup erişilemediğini söylediler.
Dr. Roselli ve J. Newman,  başta Time'a online köşe yazan Andrew Sullivan olmak üzere bazı önemli bloggerlar'ı, bu makaleyi eleştirmeden yayınlayan bütün haberleri düzeltmeye ikna ettiler. Blog aleminde de destek buldular: Boşcüzdan rumuzuyla yazan bir bilimci onun mücadelesini desteklemeye başladı. Kamusal görevi zarar görmesin diye rumuzla yazmayı sürdüren blogger, gerçekleri öğrenince muhalefet etmeyi bırakan çok sayıda blogger olduğunu görmekten mutluluk duyduğunu söyledi.

Ancak herkes gibi üniversiteden bir yanıt alan Navratilova hala ikna olmadığını belirtti. Bir gazetecinin sorusu üzerine yazdığı cevap mesajında “Tanrı’yı oynadıkça veya Doğa Ana’yı değiştirmeye çalıştıkça, birer kabusa dönüşecek veya çoktan dönüşmüş bütün bu deneylerle daha çok zarar üretiyoruz,” yazdı. “Bir koyunun gay olup olmaması dünya üzerindeki insanlara ne fayda sağlayabilir?”

Derleyen: Yeşim Harcanoğlu – iyibilgi.com

Bu haber 618 defa okundu.