En Sıcak Konular

Amerika’nın savaş karşıtı askerleri

0 0 0000 00:00 tsi
Amerika’nın savaş karşıtı askerleri ABD’de asker muhalefet edemez. Bir ordu mensubu ifade özgürlüğünü kullanabilir ama bunu görev başındayken yapamaz. Savaşı protesto edebilir, ama üniforması içinde değil. Ama bu kez bıçak kemiğe dayandı ve daha önce görülmemiş bir şey oldu…

Evet daha önce görülmemiş bir şey oldu ve 1,171 ordu üyesi üç maddelik bir telafi dilekçesine (Appeal for Redress) imza attılar. Dilekçe, hazır bütün ülkede Irak hakkında alevli tartışmalar ve savaş karşıtı faaliyetler sürüp giderken Kongre'nin Irak'tan derhal asker çekilmesini desteklemesini istiyor.
Dilekçenin yaratıcılarına ve avukatları (Washington merkezli Center on Conscience and War grubunun başkanı) J.E. McNeil'a göre bu girişim, saygıyı hak eden ifade özgürlüğü çerçevesinde ve tamamen yasal.
Dilekçenin çağrısı çok da beklenmedik değil, çünkü ordudaki savaş karşıtı eğilim uzun süredir biliniyor. Le Moyne College/Zogby'nin sık sık alıntılanan Şubat 2006 anketi, şu an orduda görev yapanların yüzde 72'sinin geçen yıl sonunda Irak'tan çekilme yanlısı olduğunu göstermişti. Ayrıca yine Center on Conscience and War’la bağlantılı olan GI Rights Hotline, her ay, yüzde 40’ı AWOL hakkında sorular içeren yaklaşık 4 bin çağrı alıyor. 

Yükselen muhalefet

Rütbeliler arasında muhalefet görülmemiş şey değil. Ama bu görevlilerin Irak’taki Amerikan politikasına itiraz ediş biçimleri öyle. Onları Kongre’yle iletişim kurmaları nedeniyle yapılabilecek misillemelerden koruyan Askeri İtirafçı Koruma Kanunu’nu kullanmaları oldukça yeni ve tuhaf bir durum.
Donanma askerleri Jonathan Hutto ve Liam Madden dilekçeyi Kongre’ye Capitol Hill’deki Cannon House Office Binası’nın merdivenlerinde düzenledikleri bir basın toplantısında sundular. Savaş Karşıtı Irak Emektarları, Barış Gönüllüleri ve Asker Aileleri Konuşuyor gibi savaş karşıtı grupların destekçilerinden de toplantıya katılıp söz alanlar oldu. Son oturumda savaş harcamalarını kısmak üzere Irak Savaşını Bitirme Kanunu’nu öneren Massachucets temsilcisi James McGovern, Ohio temsilcisi Dennis Kucinih de eyleme destek verdiler. Michigan temsilcisi John Conyers ve John Lewis de birer destek mektubu yayınladılar.
Hutto ve Madden, Ordu Ulusal Muhafızı Jabbar Macgruder gibi ordudan başka katılımcılarla birlikte, sivil giysiler giydiler ve başkanı yermemeye veya ordu adına konuşmamaya özen gösterdiler. Bunlar Savunma Bakanlığı Direktifi’nin “1325.6” kuralları ya da “Silahlı Kuvvetler Üyeleri Arasında Muhalefet ve Protesto Faaliyetlerini Düzenleme İlkeleri” uyarınca böyle yapıldı. İlkeler Kongre’ye dilekçe vermeyi yasaklıyor ki, Hutto ve Madden’ın demeçlerinde “telafi” istediklerini vurgulamaları da bu yüzden. Çünkü ilkeler askeri görevlilerin “şikayette bulunma ve telafi talep etme” haklarının olduğunu söylüyor.

“Bu direktifler onların neler yapıp neleri yapamayacaklarının sınırını çiziyor,” diyor McNeill.
“Genellikle orduya katıldığınızda vatandaş olma hakkınızdan vazgeçmiş olmuyorsunuz,” diye açıklıyor. “Oy kullanma veya Kongre üyeleriyle konuşma hakkınız var, ama resmi kapasitenizde değil. Gazetecilerle konuşabilirsiniz ama ordunun misyonunu yıkıcı, zayıf düşürücü hiçbir şey söyleyemezsiniz.”
Şu ana kadar bu eyleme karşılık hiçbir açık misillemeyle karşılaşmamalarına rağmen, bu askerler terfi ettirilmemek veya birimlerinden uzaklaşmış hissetmek gibi dolaylı ve örtük yollardan cezalandırılabilirler.
Kucinich herhangi bir açık tehdit veya eyleme vereceği karşılığın aynı şekilde sert olacağını söylüyor.
“Bunlar başka türlü adamlar ve kadınlar, hem bu savaştan iğrendiklerini söylüyorlar hem de hala emirlere uyuyorlar,” diyor McNeill. “Umarım Kongre onların çifte özveride bulunduklarını anlayacaktır: Hem kariyerlerini, hem de hayatlarını tehlikeye atıyorlar.”

“Evlenecektim…”

Aslında Hutto’ya göre imza verenlerden yüzde 60’ı Irak’ta görev yaptı.
2000’de orduya katılan ve 2004’te Irak’ta görev alan Macgruder, biriminin onun üssünde yeniden konuşlandırılacağına dair dedikodular duyduğunu söylüyor. Onun birimindeki askerlerden çok azının hayatını kaybetmiş olmasına karşın savaşın şiddetini iliklerinde hissetmiş.
“Evlenecektim, ama şimdi yeniden savaşa gitme ihtimali üzerine bütün bunlar suya düştü,” diyor.
Ona göre savaşa en çok kızanlar ordudan ayrıldıktan sonra yeniden çağırılanlar.I.R.R (Bağımsız Hazır Rezervler) listesinde bulunan askerler için “Onlar savaşa en çok karşı çıkanlar; görüşlerini açıklamak için de daha istekliler” diyor.

Pentagon’un elinde kaç askerin Irak’ta birden fazla kez konuşlandırıldığına dair istatistikler mevcut, ancak bu rakamlar şimdilik halka açık değil. Army Times Aralık 2006’da yayınladığı bir makalede buna dair rakamlara yer verdi ama editörünün AlterNet’e söylediğine göre bu bilginin ele geçirilişi alışıldık yollardan olmadı, çünkü Pentagon bu tür bilgileri yayınlamak konusunda genellikle çekingen davranıyor. Army Times’a göre kara, deniz ve hava kuvvetlerinden 1.4 milyon asker Irak ve Afganistan’da konuşlandırıldı ve bunların üçte biri, yani yaklaşık 420 bin 800 kişi birden fazla kez görev yaptı. Ve Eylül 2001’den beri Afganistan veya Irak’a 683 bin 380 asker gönderildi ve bunlardan 163 bin 949’u en az iki kez konuşlandırıldı.

“Okul paramı kazanmak istedim”

Asker alımlarıyla ilgili bilgilere de ulaşmak çok zor, ancak Northampton merkezli bir hukuk kuruluşu olan National Priorities Project bunu Freedom of Information Act (Bilgi Edinme Özgürlüğü Kanunu) sayesinde başardı. “FOIA sayesinde bilgiye ulaşıyoruz, ancak biraz uğraşmak gerekiyor” diyor, kuruluşun araştırma müdürü Anita Dancs. “Eğer Pentagon’la işiniz varsa, FOIA’yla işiniz var demektir.” Yapıtklarının basında bu kadar çok ilgi toplamış olmasını ise, FOIA yoluyla bu bilgilere ulaşmanın bağımsız gazeteciler için çok zaman alması nedeniyle imkansız oluşuna bağlıyor.
Dancs, “Savaşın yükünü kimler çekiyor? Tabii ki zenginler değil, düşük ve orta gelir grubundan aileler, ekonomik teşviklerden en çok etkilenen insanlar” diyerek malumu ilam ediyor.
Örneğin Macgruder, ekonomik faydalarından ötürü askere gidenlerden biri. “Gerçekten okul paramı kazanmak istedim,” diyor.

Dilekçeye imza veren diğerleri gibi Macgruder da bir pasifist değil, ama artık hiçbir anlamı kalmadığında savaşın onun üzerindeki bütün büyüsünün bozulduğunu söylüyor. “Fikrimi değiştiren de bu oldu. Konuşlandırılma değil, konuşlandırılmanın ardındaki neden.”
Telafi Başvurusu (Appeal for Redress) bir çeşit kitap klübü gibi başladı. Hutto, David Cortright’ın Vietnam savaşı sırasındaki GI direnişini anlatan Soldiers in Revolt (Askerler İsyanda)’sını okudu. Kitaptan o kadar etkilendi ki, yazarı söyleşi için Norfolk’taki üssüne davet etti. Vietnam zamanında askeri direnişin önde gelen isimlerinden biri olan ve şimdi Joan B. Croc Uluslararası  Barış Çalışmaları Enstitüsü’nde araştırma görevlisi olarak çalışan Cortright, Hutto ve Liam Madden’a kendi  hareketlerini başlatmak üzere  ilham vermiş. Cortright, yazdığı bir makalede savaş karşıtı harekete katılmanın ve açıkça konuşmanın hayatını nasıl değiştirdiğini, anlamlandırdığını anlattı: “Artık uyanık olduğum her dakika savaşa karşı örgütlenmeyle uğraşıyordum.” Asker olarak katıldığı savaş karşıtı faaliyetlerden biri, 35 silah arkadaşıyla New York Times’a verdikleri tam sayfa imzalı dilekçe ilanı ve orduya karşı açtıkları davaydı. “GI protestocusu olarak yaptıklarım, Vietnam sırasında ABD ordusunun temellerini sarsan büyük direniş hareketinin yalnızca küçük bir parçasıydı,” diye yazıyor. “İsyan bütün hizmetlere ve Amerikan askerlerinin yerleştirildiği bütün üslere yayıldı, özellikle de Vietnam’da. Fragging (bir askeri görevlinin kendi askerleri tarafından el bombasıyla suikaste uğratılması) ve savaşmayı reddetme, ordunun savaşma becerisini yavaş yavaş tüketmişti.”  Ne diyelim?..

Derleyen: Yeşim Harcanoğlu – iyibilgi.com



Bu haber 488 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,136 µs