içyüzü | " /> içyüzü | "/>

En Sıcak Konular

Ağır muhalefetin içyüzü

25 Ağustos 2009 11:40 tsi
Ağır muhalefetin içyüzü

MHP 'ihanet' diyor. CHP 'ABD planı' diyor. Siyaset üstü bir hassasiyetle ele alınması gereken bir konu neden bu kadar günlük siyasi çekişmenin konusu haline getiriliyor? Ne oluyoruz? ‘Çatışma’ uyarısı yapan gazeteye dikkat… Ama mecra

Siyasi atmosfer MHP ve CHP’nin “Demokratik Açılım” tartışmalarına karşı yürüttüğü sert muhalefet nedeniyle “toz-duman”.

Sert ve ağır polemiklerin taraflarına bakın, meselenin esasına ilişkin söylenen bir söz var mı? Veya yürütülen “çözüm” arayışları için “öyle değil de böyle yapalım” diyen?

Şimdi biraz başa sarmak pahasına bazı soruların yanıtlarını yeniden verelim.

MHP bu soruya “farklı” bir cevap verebilir, ama CHP’ye göre bir “Kürt” sorunumuz var mı yok mu? Bu partinin 1989’da (o dönem SHP idi), 1995’de hazırladığı Kürt raporlarına bakacak olursak, “evet, var” denilecektir. Kaldı ki çok geçmişe gitmeye de gerek yok: 29 Mart seçim kampanyaları esnasında “Herkes kendi etnik kimliğiyle gurur duyabilmeli” diyen de “Gerekirse genel affı da tartışırız” diyen de CHP lideri Baykal idi.

MHP de “Kürt” sorunu yerine “Güneydoğu sorunu”, “terör sorunu” gibi tabirleri tercih ediyor, biliyoruz. Ama adına ne denirse denilsin, bir “sorunumuz” olduğunu herkes gibi MHP de kabul ediyor.

Bir diğer soru şu: Bu sorunun en “sıcak” tarafı TSK mı değil mi? Yürüttüğü mücadele nedeniyle herhalde bu sorunun cevabı da son derece nettir. Peki TSK’nın Kürt sorunu tartışılıyorken görüşüne başvurulması gerekmez mi? Bunun zemini nedir?

Tabii ki bu soruların cevapları da bellidir.

Biraz hafızalarımızı zorlarsak, geçtiğimiz yıl, Miliyet’ten Fikret Bila’ya konuşan bazı emekli paşalar, “Kürtleri asimile etmeyi başaramadık… Kart-kurt teorileriyle yanlış yaptık” gibi görüşler savunmuşlar ve meselenin sadece askere havale edilmesinin doğru olmadığını, sosyal, ekonomik, kültürel ve politik adımlar atılması gerektiğini dile getirmişlerdi.

Hatta, yakın zamanda “12 Eylül yargılansın” tartışmalarıyla gündeme gelen ve bu tartışmaların hasta ettiği Kenan Evren ne demişti? Hemen hatırlatalım: Evren de “yanlış yapmış olabiliriz” diyerek “tevil yollu ikrarda” bulunmuş ve devamında “gerekirse eyalet sistemine geçilebileceğini” söylemiş, milliyetçi çevrelerin tepkilerini toplamıştı.

Resmi istihbarat kurumumuz MİT’in bu konudaki görüşü nedir? Öcalan’ın “paketlenip” Türkiye’ye getirildiği günleri hatırlayın. MİT’in görüşünü en açık ortaya koyduğu dönem o dönem idi. Öcalan’ın idam edilmemesi gerektiğini savunan MİT, onun “kullanılmasını” savunmuştu. Şenkal Atasagun döneminde savunulan bu görüş, Emre Taner döneminde de biliyoruz ki devam ediyor. Taner’in K. Irak’lı Kürt liderlerle yürüttüğü görüşmeler, “çözüme” yönelik ortam ve koşulların hazırlanmasına yönelik idi…

AK Parti hükümeti ne yapmaya çalışıyor? Hükümetin yaptığı, devletin zirvesinde ortaya çıkan fikir birliği çerçevesinde, varolan durumu bir “çözüm” ve “barış” imkanı haline getirmeye çalışmak.

“Akan kanın durması”, kamuoyunun büyük bir çoğunlukla ortak hassasiyeti. Bunun salt “güvenlik” stratejileriyle olmadığı, olamadığı, gözler önünde olan bir gerçek. “Kendi hatalarımızı” düzeltmek bile, başlı başına bir adım atmak anlam ve değeri taşıyor.

Nitekim Kürtçe üzerindeki, anadilinde konuşmak, şarkılar söylemek üzerindeki yasaklar kalktı. Kalktı da ne oldu? Sadece ve sadece “umut” oldu.

MHP “ihanet” diyor. CHP “ABD planı” diyor.

Peki siyaset üstü bir hassasiyetle ele alınması gereken bir konuyu neden bu kadar günlük siyasi çekişmenin konusu haline getiriyorlar?

Bunun cevabını da, bir zamanlar “Tehlikenin farkında mısınız?” kampanyalarıyla darbe planları yapanlar için “uygun psikolojik ortam” yaratmaya dönük yayınlar yapan gazetenin bugünkü manşeti veriyor: “Çatışma uyarısı”…

Daha önce de vurguladık: “Demokratik Açılım” süreci, asıl anlam ve değerini, bir gerçek birlik-beraberlik, kardeşlik süreci olarak ele alınmasıyla bulacaktır.

Bunun alternatifi ise, “çatışma”, “gerginlik”, “çözümsüzlük”, yani akan kanın devam etmesidir.

Kimse Türkiye’yi buna mecbur ve mahkum görmemelidir…

www.iyibilgi.com analiz



Bu haber 1,257 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,838 µs