birlik-beraberlik ise... | " /> birlik-beraberlik ise... | "/>

En Sıcak Konular

Mesele birlik-beraberlik ise...

24 Ağustos 2009 14:47 tsi
Mesele birlik-beraberlik ise... ‘Açılım’ tartışmaları sürüyor; aynı zamanda muhalefet de… Bu sürece sertçe karşı duranlar için ‘turnusol’ işlevi gören konular var. Bunun yanında açılıma hayatiyet kazandıran adımlar da atılıyor. Peki bunlar ‘milli birl

“Demokratik Açılım” kapsamındaki girişimler ve konuyla ilgili tartışmalar devam ederken, bir yandan da “açılım”ın etki ve sonuçlarına tanık oluyoruz…

“Bakalım toplantı sonrası MGK ne diyecek?” diye bütün dikkatlerin üzerinde toplandığı MGK toplantısı ardından yayınlanan bildiri de, “bazı” siyasi partileri sükut-u hayale uğratmasına rağmen, genel olarak rahatlama yarattı. Böylece hükümet yetkililerinin başından beri “devlet politikası” şeklindeki vurgularının, “boşuna” olmadığı ve yürütülen çalışmanın, en azından ana hatları itibarıyla, “devletin zirvesinde” kotarıldığı net bir şekilde anlaşılmış oldu.

MHP’nin Cumhurbaşkanlığı ve MGK’yı da karşısına alacak şekilde muhalefet cephesini genişletmiş olması, bazı çevrelerde “şaşkınlık” yarattı. “MHP ipleri kopardı” şeklinde yorumlara yol açtı. MHP lideri Bahçeli’nin “ağır” bir üslubu benimsemesi, bu yöndeki yorumları destekler mahiyette.

Ne var ki, MHP’nin tutumuyla ilgili bir değerlendirme yaparken göz önünde bulundurulması kaçınılmaz bazı hususlar var.

Bunlardan birincisi, MHP’nin, siyasi yaşamının başından beri, koyu bir “Türk milliyetçiliği” temelinde siyaset yapıyor oluşudur. MHP’nin siyaset anlayışının köşe taşlarından bir diğeri de, “devletçilik” şeklinde kendisini gösteriyor.

Bu tarz milliyetçiliğin tarihi miadı çoktan doldu. MHP yönetimi bunu ne kadar çabuk anlarsa, bu kendileri için de ülke için de o kadar hayırlı bir gelişme olacak.

Bu belirttiklerimiz, aynı şekilde her şeyi “devlet için” gören anlayış için de geçerli.

Çağdaş demokrasilerde devlet, yönettiği halkın hizmetinde olan bir kurumlar bütünüdür. Klasik, ama aynı zamanda “kritik” ölçü, “devletin mi millet için, milletin mi devlet için” olduğuna karar vermektir. Bu soruya verilecek cevabın niteliği, “devlet ve millet” anlayışınızın olduğu gibi, siyaset anlayışınızın da niteliğini tayin edecektir.

Önümüzdeki Kasım ayında MHP kongresi var. Bunlar, söz konusu kongrede tartışılması ve belki de partinin siyaset anlayış ve tarzının yeniden gözden geçirilmesi gereken temel konu başlıkları oluyor.

Kesin olan, gerek MHP, gerekse de CHP çizgisinde yürütülen siyasetin, Türkiye’yi demokratikleşmek, çağdaşlaşmak adına bir adım daha öteye götüremeyeceğinin, bu süreçte net bir şekilde anlaşılmış olmasıdır.

Kaybedenlerin kendileriyle beraber Türkiye’ye kaybettirmesine ise, seyirci kalmamak gerekiyor. Tabii ki demokrasi içerisinde.

“Demokratik Açılım” süreci ve tartışmaları, aslında, devlet ve toplum olarak Türkiye’yi olgunlaştıran bir rol de oynuyor.

Bunun çok somut işaretleri de var. İşte birbiriyle “alakasız” gibi görünmesine rağmen, bu değişim ve olgunlaşmanın göstergeleri olarak okunabilecek iki güncel örnek:

Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü, özellikle Doğu ve Güneydoğu bölgelerindeki değiştirilmiş köy isimleriyle ilgili bir çalışma yürütüyor. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü'nün resmi internet sitesinde kadastro çalışması yapılan köylerin Kürtçe isimlerine de yer veriliyor.

Öte yandan Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi Eker, 12 Eylül askeri darbe döneminin işkence uygulamalarıyla hafızalarda silinmez izler bırakan Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nin boşaltılarak yerine “okul” yapılacağını açıkladı. Bunun üzerine “okul” yerine “müze” yapılması yönünde başka görüşler dile getirenler de oldu, oluyor.

Bilenler bilmeyenlere anlatsın: Bir zamanlar o Ankara tarafından değiştirilmiş köy isimlerinin eskisini kullanmak bile “yasal işleme” tabi tutuluyordu…

Diyarbakır Cezaevi’ndeki işkenceler ise belgesellere, kitaplara konu oluyor; ve bunlar da soruşturmaya uğruyordu.

Diyarbakır Cezaevi’nin kapatılması (çünkü halen açık), acaba “milli birlik ve beraberliğimize” zarar mı verir, yarar mı getirir?

Bazılarının geçmişi yüzyıllara dayanan köy, ilçe, dağ, ova ve nehir isimlerinin “orjinallerinin” kullanılması için de aynı soruyu tekrarlayabiliriz…

Bu soruyu yılbaşından bu yana 24 saat Kürtçe yayın yapan TRT 6 için de sorabiliriz. TRT 6 var diye, memleket nereye gidiyor acaba? İyiye mi, kötüye mi?

Demokratik açılım süreci, birlik-beraberliğimizi bir “klişe” söz olmaktan çıkarıp sahici hale getirme sürecidir…

www.iyibilgi.com analiz



Bu haber 501 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,487 µs