En Sıcak Konular

Diyanet, Aleviliğin yapısını temsil etmiyor

19 Ağustos 2009 19:13 tsi
Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İlhami Güler, 3. Alevi Çalıştayı'nda, Aleviliğin yapısının Diyanet İşleri Başkanlığında temsil edilmeye uygun olmadığını ifade etti.

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. İlhami Güler, ''Alevilerin cemevlerinin ibadethane statüsüne kavuşturulması ve din dersi kitaplarının istekleri doğrultusunda yazılması yönündeki taleplerinin karşılanması gerekir. Demokratik devletin yapması gereken budur'' dedi.

Güler, Rixos Otel'de devam eden 3. Alevi Çalıştayı'na verilen arada basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Aleviliğin yapısının Diyanet İşleri Başkanlığında temsil edilmeye uygun olmadığını ifade eden Güler, ilahiyat fakülteleri bünyesinde Alevilikle ilgili çalışmaların yapılması gerektiğini belirtti.

Alevilerin, cemevlerinin ibadethane statüsüne kavuşturulması ve din dersi kitaplarının istekleri doğrultusunda yazılması yönündeki taleplerinin karşılanması gerektiğine de değinen Güler, ''Demokratik devletin yapması gereken budur'' dedi. 

Gazetecilerin sorusu üzerine ''demokratik açılım'' çalışmalarını da değerlendiren Güler, İslam coğrafyasında ulus devlet kavramının çok yerleşemediğini söyledi. Alevilerle Sünnilerin, Türklerle Kürtlerin yüzyıllardır aynı coğrafyada yaşadığına ve pek çok ortak paydaları bulunduğuna işaret eden Güler, bu kesimlerin sorunlarını kendilerinin çözmesi gerektiğini dile getirdi.

Hükümetin ''demokratik açılım'' çalışmalarını desteklediğini vurgulayan Güler, ''Konuşmaya, birbirimizi anlamaya ve dinlemeye ihtiyacımız var. Silahla olmuyor'' diye konuştu.

''Açılım kapsamında Abdullah Öcalan devlet tarafından muhatap alınır mı? Bunun sakıncası olur mu?'' sorusuna da Güler, ''Olur tabii. Devlet mahkum olmuş insanın yol haritasına göre hüküm vermez. Ama bir takım çevrelerin dikkate alacağını tahmin ediyorum'' yanıtını verdi.

''İLAHİYAT CAMİASI GELENEKSEL BİR DİNDARLIĞA SAHİP''

Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ahmet Taşgın da çalıştayın ilk oturumunda Aleviliğin ''Geleneksel İslam Bilimleri'' içinde yapılan tanımının daha da genişletilmesi, onların kendilerini nasıl tanımladıklarının da dikkate alınması yönünde fikirlerin dile getirildiğini aktardı.

Alevilerin ilahiyatçılara yönelik ön yargılarının ve güvensizliklerinin giderilmesi için neler yapılabileceğinin de tartışıldığını kaydeden Taşgın, ilahiyat fakültelerinde akademik çalışma yapacak Alevi gençlere daha fazla fırsat sunulması gerektiğini dile getirdi.

Türk ilahiyat camiasının geleneksel bir dindarlığa sahip olduğunu ifade eden Taşgın, ''Bugünkü modern dünyada bu kendi başına bela oluyor. Çok tehlikeli, riskli bir dindarlık, bir Müslümanlık modeline dönüşüyor. Bu Müslümanlık modeli yeniden gözden geçirilmeli aksi halde bu Alevilikten öte Sünniler arasında da ciddi sorunlara yol açacaktır'' diye konuştu.

Hükümetin demokratik açılımı konusundaki bir soru üzerine de Taşgın, gerek Kürtler gerek Aleviler konusunda sağlanmaya çalışılan açılımı ''içten ve samimi bulduğunu'' söyledi.

Türkiye'nin kendi içindeki zayıf halkaları kendisinin konuşması gerektiğini vurgulayan Taşgın, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bir Alevi ve Kürt gerçeği var. Türkiye küresel dünyada yer alabilmek için bu sorunların üstesinden gelmelidir. Ben tüm açılımları olumlu buluyorum ve geç kalındığını düşünüyorum. Bölgedeki insanlar da umut ve heyecanla bekliyor. Artık insanlar bıktı, yoruldu ve perişan haldeler. Silkinip kendi sorunlarını açabileceği bir öz güveni bekliyor.''

''(ELİNE, DİLİNE, BELİNE SAHİP OL) KÜRESEL ÖLÇEKTE YORUMLANMALI''

Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayri Kırbaşoğlu, Aleviliğin ''eline, diline, beline sahip ol'' ilkesinin küresel ölçekte yorumlanması gerektiğini söyledi.

Alevi ve Sünnilerin ulusal, bölgesel ve küresel problemlerde, emperyalizmden kapitalizme, tüketim toplumundan nükleer tehdide kadar tüm sorunlarda birlikte hareket etmesinin önemine değinen Kırbaşoğlu, bunun iki kesim arasındaki diyaloğu da güçlendireceğini dile getirdi.

Aksi takdirde Aleviliğin varlığını sürdüremeyebileceğini ifade eden Kırbaşoğlu, ''(Eline, diline, beline sahip ol) ilkesi küresel ölçekte yorumlanmadığı takdirde birkaç nesil sonra, modern eğitim almış, şehirleşmiş Alevi kesimler için Alevilik, mitolojik bir efsane yığını haline gelecektir'' diye konuştu.

aa



Bu haber 583 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,430 µs