Bir devlet büyüğü kahvaltıda dedi ki...

18 Ağustos 2009 12:17 tsi
“Her şeyi Amerika yaptırıyor” diyen komplo teorisyenlerinden değilim. Siyasetteki oluşumların sadece dış faktörle izah edilemeyeceğini bilirim. Ama yine de bugünlerde deneyimli devlet büyüğümüzün ilginç tezini hatırlatmak istedim." diyen Can

Can Dündar / Milliyet

Bir devlet büyüğü kahvaltıda dedi ki...

Devleti en iyi bilen, politikaya ömrünü veren, çoook deneyimli bir devlet büyüğü, yıllar önce bir kahvaltı sofrasında konuklarına şöyle demişti:
“Amerika ilginç devlettir. Sorunları, o soruna karşı olana çözdürür.”
Bir taşla iki kuş yani:
Hem sorunu hallet; hem muhalefeti bertaraf et...
Gelin bu tezin doğru olduğunu varsayıp kendi tarihimizden örnekler bulmaya çalışalım.
* * *
Yunanistan’ın NATO’nun askeri kanadına dönmesine en şiddetli tepkiyi askerler gösteriyordu.
Sonra ne oldu?
12 Eylül’de bu konudaki Türk vetosu bizzat askerler tarafından kaldırıldı. Hem de darbeden hemen 5 hafta sonra...
Rogers Planı’nı bir sivil hükümet imzalasa ihanetle suçlanırdı; asker yapınca kimsenin sesi çıkmadı.
* * *
Faili meçhul cinayetlerin azgınlaştığı, Sivas katliamının yaşandığı dönemi hatırlayın.
Kurşunlananların, yakılanların kendilerini en yakın hissettikleri SHP, o yıllarda iktidar ortağıydı. Ne yazık ki, üzerinde oturduğu devletin derinlerinde yapılanlardan haberi bile olmadı.
* * *
Necmettin Erbakan’ı düşünün...
Ordudan bazı askerler “irticai faaliyet” gerekçesiyle atıldıkça en çok o karşı çıkmıyor muydu?
Bu itirazlar ne zaman dindi?
Kendisi iktidar olup Yüksek Askeri Şûra’da ihraç kararlarının altına bizzat imza attığı zaman...
* * *
Peki Abdullah Öcalan yakalandıktan sonra onun derhal idam edilmesini isteyenlerin bayrağını kim dalgalandırıyordu?
MHP değil mi?
İdam cezası kalktığında hangi parti iktidar ortağıydı?
MHP değil mi?
Böylece bu zorlu adıma en çok tepki verecek kesim, “Ne yapalım, bizimkiler iktidarda” diyerek isyanını bastırmadı mı?
* * *
Öcalan yakalandıktan hemen sonra idam cezası kaldırılırken MHP muhalefette olsaydı...
İsrail’le savunma anlaşmaları yapılırken, sarıklılar yollardan toplanırken MSP muhalefette olsaydı...
Sivas yangınında SHP muhalefette olsaydı...
İşler bu kadar kolay yürümeyebilirdi, değil mi?
Sanırım bu “senaryo”da aksayan bölüm, Kıbrıs düğümünü “Kıbrıs Fatihi”ne çözdürme teşebbüsü olmuştur.
* * *
Hafta sonu Başbakan Büyükada’da Fener Rum Patriği ile yemek yiyip cemaat vakıflarının sorunlarını dinleyince hem sevindim hem de yıllar önce bir kahvaltı sofrasında söylenen o sözü hatırladım nedense...
Türkiye’de yıllardır cesaret edilemeyen papaz okulunu açmak, cemaat vakıflarının derdini çözmek, Erivan’la ilişki kurmak, İslamcı motiflerle seçim kazanmış bir partiye kısmet olursa buna şapka çıkarırım.
Tıpkı PKK’yı dağa çıkaran Öcalan’ın bu ara onu dağdan indirme planı yaparken kendisini Türkiye’ye teslim eden ABD’ye “uzlaşalım” mesajı göndermesine şapka çıkardığım gibi...
* * *
“Her şeyi Amerika yaptırıyor” diyen komplo teorisyenlerinden değilim. Siyasetteki oluşumların sadece dış faktörle izah edilemeyeceğini bilirim. Ama yine de bugünlerde deneyimli devlet büyüğümüzün ilginç tezini hatırlatmak istedim.
Son bir tahminle bitireyim:
“Kahvaltı teorisi” doğruysa MHP’siz bir “Kürt açılımı” zor olacak demektir.
Sizce de öyle değil mi?

Bu haber 1,164 defa okundu.