Nasıl?. Bir şey görünüyor mu?

17 Ağustos 2009 10:14 tsi
Türkiye’nin ‘Batı’ya bağı için (!) elzem sayılan IMF anlaşmasıyla ilgili olarak iyibilgi, hükümeti yakından takip etmişti. Meğer IMF’cileri takip etmek gerekiyormuş. Hem TÜSİAD’ı hem de bizzat IMF’i. Şimdi ‘teğet

Zamanlamanın ve kamuoyuna sunan “basın organı”nında aynı olduğu, iki önemli ama önemsenmeyen iki haberimiz var. Bunlardan biri bizzat IMF’in içinden Türkiye temsilcisinden geliyor.

Bilindiği gibi Türkiye’nin IMF’le yeniden anlaşma imzalaması konusunda daha çok “siz bilirsiniz” havasını tutturmaya çalışsa da, bu kurum esas olarak hem küresel dengeler üzerinden hem de kendi vasıtalarıyla Ankara’yı hayli “pres”ledi.

AKP  hükümeti ise pas verir gibi gözükse de, anlaşmayı da görüşmeleri de uzun süredir öteliyor. Önümüzdeki ay İstanbul’da yapılacak dev IMF toplantısından ne çıkar bilinmez ama (Dünya Bankası ve IMF ile daha esnek bir program oluşturulmasından bahsediliyor) şu an için görünen AKP’nin IMF anlaşmasını hayli savuşturduğu yönünde.

Düne kadar, “teğet geçecek” diyen AKP bugün “bakın geçti” gitti diyor. Peki düne kadar “bu anlaşmayı imzalayın yoksa küresil kriz imzalatır” diyen IMF ve TÜSİAD ne diyor?

İşte ilk alıntımız bu: “Türkiye’nin IMF’den gelecek finansmana ihtiyacı azalıyor. IMF Türkiye Temsilcisi Hossein Samiei, Türkiye ile görüşmelerin ‘bir çözüme ulaşma hedefiyle verimli’ bir şekilde sürdüğünü söylerken, Hazine’nin iç ve dış tahvil ihraçlarına gelen yüksek talebin devam etmesi halinde IMF’den finansman ihtiyacının azalacağı değerlendirmesi yaptı.”
 
İki: “TÜSİAD: En kötüyü geride bıraktık. Yalçındağ, ‘Son sinyallere baktığımızda, hem dünya ekonomisinin hem de Türkiye’nin en kötüyü geride bıraktığını görüyoruz’ dedi.

Artık bu noktadan sonra hem IMF’in hem de TÜSİAD’ın şunu söylemesi gerekiyor: “Teğet geçti”! Hatta öyle olmasa bile bunu söylemeleri gerekiyor.

Zira, hükümetin “teğet geçeceğini” söylediği dönemde “IMF’le anlaşma imzalayın” diye bastırıp, krizin fena vuracağını dillendirenler bu yaklaşıma karşı çıktı.

Birçok insan ise “bekleyip görelim” dedi. Onlar kriz ve IMF teğet geçsin-geçmesin konuşma hakkına sahipler. Ama bugün IMF ve TÜSİAD “geçti”, daha doğrusu “geçti” gibi diyorsa o halde sormak zorundayız…

O günkü açıklamaları ve istekleri de bugünküler de aynı zamanda “politik” isteklerdir. Ne değişti şimdi? O zamanki ve şimdiki muradları neydi?

Her iki yapının da ekonomi hakkındaki engin bilgi ve tecrübesi ile bu denli yanılması nasıl mümkün olabiliyor? Örneğin TÜSİAD şimdi de “IMF ile anlaşma isteyip istemediğini söylemeli”.

www.iyibilgi.com

Bu haber 1,128 defa okundu.