baraj hatası | " /> baraj hatası | "/>

En Sıcak Konular

Ergenekon'da baraj hatası

14 Ağustos 2009 08:24 tsi
Ergenekon'da baraj hatası 
Ergenekonu sulandırma ekibinin başvurduğu taktik; davayı bir kişiyle özdeşleştirip onu çürütmek... Bülent Korucu yazıyor...

Bülent Korucu / Zaman
 
Ergenekon Terör Örgütü Davası'nın, Türkiye'nin önemli demokratikleşme adımlarından olduğuna inananlar var. Yazılarımdan anlaşılacağı üzere ben de bu kanaati paylaşıyorum. Tersine davanın bir an önce kapatılması gerektiğini düşünenler de bulunuyor.
Davayı yürüten hâkim ve savcıların akıbetinin 'Şemdinli savcısı' gibi olması adına çabalayanlar da az değil. 'Ergenekon'u sulandırma ekibi' şeklinde nam salan ikinci gruptakilerin sık başvurduğu taktik; davayı bir kişiyle özdeşleştirip onu çürütmek. Söz konusu kişi çürüyünce davanın çökeceği gibi bir yanılsama oluşturuluyor. Taktik, önce Tuncay Güney için devreye sokuldu. İddianamelerde yüzde 10'luk yer kaplamayan ifade ve belgeler sanki davanın tek dayanağıymış gibi sunuldu. Sonra Güney'in cinsel tercihinden kişilik bozukluklarına varıncaya kadar abartılı bilgiler kamuoyuna pompalandı. Şimdi aynı şey Danıştay Cinayeti sanıklarından Osman Yıldırım'a yapılıyor. Danıştay Cinayeti, Ergenekon Davası'yla birleşince haliyle panik arttı. İfadeleriyle davaların birleşmesine katkı yapan Yıldırım, iddiaların yegâne mesnedi olarak takdim ediliyor. Sonra hakkında yıllar önce askerdeyken verilen 'anti sosyal kişilik bozukluğu' raporu yayınlanarak inandırıcılığı zayıflatılıyor. Aslında Osman Yıldırım 'gizli tanık' statüsündeydi. Fakat deşifre edildi. Son günlerde tanıkların şüpheli biçimde ifadelerini çektiğine de şahit oluyoruz. Yıldırım da çekerse şahsen şaşırmam.

Danıştay ve Cumhuriyet Gazetesi saldırganı Yıldırım'ın raporu, sadece 'kız vermeye' engel. Hukuki olarak cezai ehliyetine ve tabii ki tanıklığına zarar vermiyor. Haberi sürmanşet yapan Hürriyet de bu bilgiye yer veriyor. O zaman haber değeri nerede? Raporun hukuken bir anlamı yoksa sadece kamuoyu oluşturmaya matuf bir hamle niteliğine bürünüyor. Yıldırım'ın ifadesi olmasa kaç yazar? diyeceğiz ama önce şu çelişkiyi netleştirmek lazım. Danıştay Davası, Ankara'da görülürken, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım birçok sahne gösterisine imza attı. Arslan, şeriatı getireceğini söyleyip Genelkurmay Başkanı'nın engel olmamasını istediğinde veya Yıldırım "Ben, bu laik cumhuriyeti yıkacağım. Şeriat devletini kuracağım. Ben, 2. Osmanlı devletini kuracağım." dediğinde kim ne yazmıştı, bakmakta fayda var. Bu komik şovları cinayetin 'dini amaçlarla' işlendiğine delil olarak sunanlar, bugün 'gizli tanık sosyapat' sürmanşeti atmakta mahzur görmüyor. Gizli tanık ifadesi altındaki nal gibi fotoğrafa dikkat çekmeye gerek yok.

Gelelim 'Yıldırım olmasa ne yazar' kısmına. Hem Yargıtay hem de iki yerel mahkeme davaların birleştirilmesine karar verirken sadece Yıldırım'ın ifadelerinden hareket etmedi. Elde edilen maddi deliller Yıldırım'ın itiraflarının önemini azaltıyor. İtiraflar yalnızca parçaların kolaylıkla birleşmesine yardım ediyor. Alparslan Arslan ile Muzaffer Tekin arasındaki ilişki en önemli delillerden. Veli Küçük'ün Süleyman olarak tanıdığını söylediği ve aranırken yaptığı intihar girişimini 'dangul dungul' diye nitelediği Tekin, kilit konumda. Soruşturmanın fitilini ateşleyen Ümraniye bombalarıyla, Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombalar arasındaki irtibat diğer önemli bulgu. Ümraniye'de ele geçirilen ve emekli Astsubay Oktay Yıldırım'a ait olduğu iddia edilen 27 el bombasıyla Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombalar 'akraba' çıkmıştı. İki davanın sanıklarının arasındaki diğer bağlantılar da cabası.

Bunca maddi delile rağmen hâlâ umutlarını kaybetmemiş olmalarına şapka çıkarıyorum. Keşke, Ergenekon Davası'na bir fırsat olarak bakanlar da aynı mücadele azmini ve manevra kabiliyetini gösterebilselerdi.
 



Bu haber 618 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,683 µs