PKK'da | " /> PKK'da | "/>

En Sıcak Konular

Hesap verme sırası PKK'da

12 Ağustos 2009 15:21 tsi
Hesap verme sırası PKK'da Yasemin Çongar'a göre Başbakan'ın Şemdinli'deki kusurlarına rağmen, haklı olarak hukuk dışı örgütlenmelere meydan okuyabilen tek lider, şimdi sıra Kürtlerde....

Yasemin Çongar'ın Taraf'taki yazısının ilgili bölümü....

PKK'lıları muhatap alan bir yazı

Biliyorum; şöyle bir soru da mümkün: "Türkiye, Şemdinli Umut Kitabevi'nde işlenen suçun üzerine gitse Genelkurmay Başkanı'nın "iyi çocuk" dediği suçlu askerlere sahip çıkacağına iddianameye yazan 'iyi savcı'sına sahip çıkabilse bugün nasıl bir ülke olurdu?

Ama bu tarihi sorunun kafamda yankılanması, Başbakan'ın bence tarihi netelik taşıyan diğer mesajlarına dikkatimi vermemi engellemedi.

Tam tersine, Erdoğan'ın söyledikleri, Şemdinli konusunda da bir iç muhasebe yaptığını gösterdi.

Zira Erdoğan dün bir daha Şemdinli'dekine benzer bir hukuk zafiyetine , bir asker vesayet ekzersizine izin vermeyeceğini de söyledi.

"Yakın ve uzak gelecekte hiç kimse demokrasiye gölge düşürme, demokratik rejimi zafiyete uğratma, hukuk sistemini karanlık tünellere sokma cüretini gösteremeyecektir. Bzim tahkim ettiğimiz millet egemenliği , bugün olduğu gibi bundan sonrada asla ve asla vesayet kabul etmeyecek, milletele egemenlik arasına asla ve asla simsarlar sirayet edemeyecek, yakın ve uzak gelecekte Türkiye'nin yeniden çetelerin, mafyanın, huku dışı örgütlenmenin kıskacına düşmesi asla ve asla söz konusu olmayacaktır".

Bu sözleri, bu kesinlikte söyleyebilen kaç siyasi lider oldu ki Türkiye tarihinde?

Ve böyle konuşan siyasi liderimiz olsaydı eğer, bugün Türkiye nasıl bir ülke olurdu acaba?

Başlıktanda anlaşılacağı üzere, ben bu yazıyı özellikle PKK’lılar için yazıyorum.
Hapisteki örgüt mensupları için, dağdaki eli silahlı karın ve adamlar için; onların hayatından her an endişe eden aileleri için; onların dağı çıkmak için sıra bekleyen kardeşleri için…
Çünkü bence, PKK’lılar da, eğer dikkat ederlerse, eğer gerçekten kulak verirlerse, Ankara’da bir şeyin değişmeye başladığını anlayacaklar artık.
Kürt meselesini demokratik yöntemlerle çözme kararlılığının hükümet tarafından ‘ devlet adına’ ifade edilmeye başlanmasının, çok ama çok kritik bir eşiğin aşılmasıyla mümkün olduğunu kavrayacaklar.
Bu eşik, PKK’nın “neden” değil “sonuç” olduğunun anlaşılması ve teslim edilmesidir.
Tükiye’de Kürt meselesi, PKK adında silahlı bir örgüt olduğu için ortaya çıkmadı; Türkiye’de Kürt meselesi olduğu için PKK ortaya çıktı…
Ve bu savaşı bitirmenin yolu, PKK’yı silahla bitirmekten değil, dağdakilerin evlerine dönmeye ikna etmekten olmasından, onların kardeşlerinin de dağa çıkmaya artık gerek duymamasından geçiyor.
Kürt kimliğine saygının, Kürtlerin eşitliğinin ve demokratik siyasete katılımının sağlanmasından geçiyor.
Ben Cumhurbaşkanı Gül gibi, Başbakan Erdoğan gibi, İçişler Bakanı Atalay gibi siyasetçilerin bugün artık bunu anladığına samimiyetle inanıyorum.
İşleri hiç kolay değil.
Ama “Ankara ne yapacak” diye meraklanan PKK’lılar ve aileleri, bence Erdoğan’ın dünkü konuşmasındaki mesajlara kulak vermeliler..
Başbakan’ın faili meçhullerin üzerini örten, köyleri boşaltan, yüz binlerce insanı mağdur eden bir ‘devlet adına’ dile getirdiği pişmanlığı es geçmemelidir.
Ve Başbakan’ın bu savaşın ateşini yüreğinde taşıyan annelerden söz ederken asker-PKK’lı ayrımı yapmayan şu sözlerini bir kez daha okumalılar:
“Annenin ideolojisi yoktur. Oğlu her ne sebeple hayatını kaybetmiş olursa olsun, Yozgat’taki anne ile Hakkari’deki anne oğullarının başında aynı duayı ediyorsa…. Burada çok ciddi bir yanlış olduğu ortadadır… aşikardır.”
Başbakan Erdoğan’ın bu sözlerini mümkün kılan muhasebe, barışın yolunu döşeyebilir.
Benzer bir muhasebeyi PKK’lılar da yapmalı; Anakara’daki değişimi ıskalamamalı, barışın yoluna mayın döşememeliler.




Bu haber 780 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,132 µs